Wednesday, March 28, 2007

Ortaya Karışık


Not: Tablo F. Daniel'e ait... Alev arkadaşım ünlü resamların tabloları ile bale şeklinde bir mail fw etmiş... bende bu tabloya bayılırım...

Bugün biraz orta karışık olacak...

* Haftasonu gazetede okuduğum bu habere bayıldım...İtalyan medyasında bir grup öncü düşünmüş taşınmış ve dünyanın özelliklede kendi halkının iyi haberlere ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve sadece iyi haber yayınlayan bir gazete çıkartmaya karar vermişler. Bu gaztede iy haberin dışında hiç bir habere yer verilmeyecek miş... Nasıl ama... ön sayfasında bir trafik cinayeti, bir politika (kimin kime nedediği), 3 sayfada iki tecavüz, en arka sayfa da sağ üst köşede çıplak güzel yayınlanmasından herhalde çok daha iyidir...!!!


* Gelelim bir diğer habere...
İlk buluşmalarımızın yeri... "Taksim mi?" "Tabiki AKM...", "AKM gişelerde buluşalım başka yer var mı?", Kimsenin birbirini tanımadığı ama tanışmak için can attığı bir anda AKM koştu imdada...Herkesin ortak noktası AKM tanıştırdı tarafları.
Lisedeyken, "kaçta nerede buluşacağız", "AKM saat 12:00"..., Pazar konserleri ve bir çok diğerleri... Bir çok oyuna, heycana sahne olan AKM'ye yıkılma kararı verildi.
Bu kararı hep şöyle hatırlayacağım, "her yiğidin bir yoğurt yiğişi vardır, karışmayın benim yoğurt yiğişime", bir diğeride "....ben iyi zeybek oynarım"....


* Pazartesinden beri devam edem halsizliğim bugün kendini gösterdi. Bütün kemiklerim ağrıyor...Bahar yorgunluğuna ve hastalıklarına dikkat etmek lazım...

Tuesday, March 27, 2007

bahar

Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güzeller... Bahar en sevdiğim mevsim... umarım tüm güzel şeylerin başlangıcı olur...dostluklar yeniden güçlenir...vs..vs...
Bunlarda benim çektiğim fotoğraflar...




YALNIZLIĞA DAİR
Can yoldasin olmazsa olmasin
Yalnizim diye hayiflanmayasin,
Egilmis ustune gokyuzu masmavi
Bir anne sefkatine musavi.
Uc adim otede deniz
Dosttur, ne ofkesi ne durgunlugu sebepsiz.
Bir derdin varsa acabilirsin agaclara
Agac yaprak verir, sir vermez ruzgara
Ve kis yaz,
Dalda kus eksik olmaz
Dag basinda duman
Yalnizlik nedir goreceksin
oldugun zaman.
Cahit Sitki Taranci




Monday, March 26, 2007

Menekşelerim


Dinlendirici bir haftasonu geçirdim...Yeniköyde bir iki yeni yer keşf ettim. Bunlardan biri denizin içindeki çay bahçesi diğeri mantı evi...!!! Sonra alışveriş, alışveriş, alışveriş...
Pazar günü saat farkı olayı... Gazete almak için evden çıktım Atrium'a yürürken bir sürü bahar dalı fotoğrafı çektim... Bahar çok erken geldi bu sene...evden çıkarken balkon penceresini açık bırakmışım, iki güvercin konuk olmuş bana... Heeeemmmmde yatak odasına girmişler, oradan da çıkamıyorlar... Onlar korkak ben onlardan korkak...Neyse çıktılar...


Bu durum balkonuma el atmamaı gerektirdi... Hazır baharda gelmişken, çiçeklendireyim dedim...15 tane menekşe aldım ama az almışım.. bu hafta sonu yine ekleme yapacağım... işte menekşelerimin ilk hali...

Friday, March 23, 2007

yanlızlık

Tuesday, March 20, 2007

Özledim...



Bu aralar canım ne fotoğraf çekmek istiyor nede yazı yazmak... Çok fazla koşturuyorum...Her şeyde değişiklik yapmayı planlıyorum... :-))

Cuma Günü Dilarauuusss'la beraber yemek yedik. Ne iyi etti de geldi. Tanışmak süper oldu...Çok uzun yıllardır tanıyor gibiydim... Şu blog dünyası bazen insana çok güzel armağanlar sunabiliyor...

Cumartesi, Pazar anlatılamayacak kadar uzun geçti... Canım annem geziye gitti... ONU ÇOK ÖZLEDİM şimdiden...

Özledim demişken, birde Antalya da tatil yapmayı özledim... Şöyle çıksam haftasonu Çıralı'ya uzansam bir kaçamak yapsam süper olacak...

Bunun dışında bu ay iki arkadaşım doğum yapacak... Lale ve Çağla... Efe ve Emir... Yaşasın teyze olacağım...

İş yeri hep aynı... değişiklik yok... Yeni oyuncağım Office 2007... sürekli birşeyler buluyorum programda, eğlencelik....

Neyse efendim... Son olarak Berceste ve Ortakcımla en kısa sürede tanışmayı arzu ediyorum...

Friday, March 9, 2007

Green Curry Chicken

Green Curry Soslu Tavuk...
Buyemeği okadar çok seviyorum ki anlatamam size... Bugün öğleyinde yerken sizin için fotoğrafladım... Herhalde 1 ay boyunca her öğün yesem bıkmam...:-)))
İşe gelincede nasıl yapılıyomuş bir öğreneyim dedim ve aşağıdaki tarifi buldum... Denerseniz affiyet olsun... İstanbuldaysanız benide çağırmayı unutmayın...:-)))

2 tablespoons vegetable oil 1 medium onion, cut in 8 wedges 1 green bell pepper, cut in 8 wedges 1 stalk lemongrass, white bulb only 1 tablespoon coarsely chopped fresh ginger 3 tablespoons Thai green curry paste, recipe follows 2 kaffir lime leaves 3 cups unsweetened coconut milk, 2 (13.5 ounce) cans 3/4 cup chicken broth 1 1/2 pounds skinless, boneless chicken breasts, cut in 1-inch strips Sea salt 1 lime, juiced Fresh Thai basil leaves Fresh cilantro leaves Lime wedges, for garnish
Place a large, deep skillet over medium heat and coat with the oil. Saute the onion and green peppers for 3 minutes to soften. Split the piece of lemongrass down the middle and whack it with the flat side of a knife to open the flavor. Add the lemongrass, ginger, curry paste and lime leaves to the skillet and stir for 2 minutes. Pour in the coconut milk and chicken broth. Lay the chicken pieces in the mixture to poach; add a pinch of salt. Stir together and simmer over low heat for 10 to 15 minutes. Squeeze in the lime juice and shower with basil and cilantro; serve in dinner bowls with lime wedges.
Thai Green Curry Paste: 2 tablespoons coriander seeds 1 tablespoon cumin seeds 1 tablespoon whole black peppercorns 8 fresh Thai green chiles 2 shallots, coarsely chopped 4 garlic cloves, smashed Small handful of fresh cilantro sprigs 2-inch piece galangal, peeled and coarsely chopped 2 lemon grass stalks, white part only, coarsely chopped 2 kaffir lime leaves, torn 2 teaspoons dried shrimp paste 1/2 cup water
Heat the coriander, cumin seeds, and peppercorns in a small dry skillet for 2 minutes until fragrant. Put the seeds in a clean coffee grinder or spice mill and buzz the spices to a powder.
Put the spice blend and remaining ingredients in a food processor, and pulse to combine. Pour in the water to help grind everything down into a paste.

Thursday, March 8, 2007

8 Mart 2007 - Dünya Kadınlar Günü

Bugün o kadar çok mutluyum ki anlatamam size. Fotoğraflarını gördüğünüz çiçekler bana ait. İşyeri herkese bir buket verdi. Ama benim 4 buketim var. Çeşitli vesillelerle sahip oldum. Odamın içi okadar güzel kokuyor ki anlatamam size... bayıldım bayıldım... çoooooooooooooooookkkkkkkkkkkkkk muuuttttttttttllllllluyuuummmmmmmmmmmmmmmmmmmm...
Çiçekleri ne kadar çok sevdiğimi anladınız sanırım...



Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu, nede kendini ne şekilde taşıdığıdır. Kasını esas güzel yapan sevgisinipaylaşabilmesi, fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı, sadece bilgiye değil aynı zamanda kalbe de yönelik aklıdır.



Bugün meclisteki olaylardan bahs edecektim. Birde kadın haklarında 115'in içindeki 105'inci sıramızdan ama hepsinden vazgeçiyorum...Çiçeklerim bana yeter... :-) çiçeklerim bugün beni çok mutlu ediyor.


Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun.

Demokratik, çağdaş yarınlarda,birgün değil hergün hatırlanmak dileğiyle...

Wednesday, March 7, 2007

İstanbulda Bir Gün Nasıl Yaşanır

Evet... bir günü nasıl yaşıyorum şeklinde bir yazı yazmak istedim. İleride yaşadığım günde gelişme olursa bu yazıyı dönüp okuduğumda gülmek, yok eğer gelişme olmamış ve hatta daha kötüye gidiyorsa da o zaman o gün yaşadıklarıma şükür etmeliyim dedim!!! Hoş yabancı bir ülkede yaşanan bir günle karşılaştırmasını yaparak yazmayı düşünüyordum ama geçmiş geçmişte kaldı...!!!

İstanbul da benim için bir gün nasıl başlıyor...

Sabah mutlu uyanıyorum ve dişlerimi fırçalarken NTV’ deki veya CNBC’ deki haberleri dinliyorum... Kötü haberlerle içim pek bir şişiyor...Öldürülen insanlar,tecavüze uğrayan kadınlar, talan edilen ormanlık araziler... Haberler çoğunlukla böyle... tamam canım sıkılmayacak diyorum ve yola çıkıyorum ama enerjim haberler karşısında % 10 oranında azalıyor... (kaldı %90)


Sonra trafiğe çıkıyorum. Trafikte hep aynı noktalarda kilitlenmeler var. Çünkü halk otobüsleri belediye otobüslerini sollamaya ve sağlamaya çalıştıkları için Saraçhanede bir kilitlenme, taksi şoförleri deniz otobüsünden inen yolcuları almak için yarıştıklarından dolayı deniz otobüsü iskelesinin önü.. vs. vs... Neyse diyorum bir %10'luk bir enerji düşmesi ile yola devam ediyorum...(kaldı %80)


İş yerimin bulunduğu bölgede sokaklar tek yönlü... Neyse ben kendi yönümde giderken karşıdan ters yönden bir araç geliyor... Yol vermiyorum ve el işaretiyle yolun bana ait olduğunu söylüyorum... Adam bana küfür etmeye başlıyor ve hatta el kol işareti yaparak arabamı geri sürmemi, arkada bulunan minik bir boşluğa almamı ve kendisine yol vermemi istiyor...Çıldırıyorum... yapmazsam deli bir kurşunla öldürme olasılığım olduğunu (az önceki haberlerde duymuştum)biliyorum... geriye gidiyorum ve haklı olduğum halde yol veriyorum ve bir tonda küfür işitiyorum...
Köşeye park etmiş araba yüzünden sokağa giremiyorum veya İSKİ çalışma yapıyor nasıl olsa deyip yolun ortasına arabasını bırakıp gidenler yüzünden de sokağa giremediğim anlar oluyor...!!! neyse %20'lik bir enerji kaybı ile yola devam ediyorum...(kaldı %60)


İşe geliyorum... Her şeye rağmen gülümsüyorum günaydın diyorum, ama benim gibi benzer olayları yaşamış çalışma arkadaşlarımın enerjisi çoktan tükenmiş durumda çünkü onlar bunu uzun zamandır yaşıyorlar bense 4 yıldır... (henüz o noktada değilim...) gün içinde yaşanan olaylar, insanların birbirlerine verdikleri tepkiler yanlış anlamalar, iletişim eksikliği, insanların birbirlerine bağırmaları, gereksiz yere hep negatif görüş bildirmeleri ...yoruluyorum... etrafımda o kadar çok negatif enerji var ki... buda benim %40'lık enerjimi alıyor... (kaldı %20)


Eeee... aynı trafikte akşam eve dönerken %10'da harcıyorum, sonra haberleri dinlerken bir %10 daha gidiyor... %0'lık enerjim ile kala kalıyorum...
hadi bakalım ertesi gün için enerji lazım... bul bulabilirsen... zorluyorum, şartlarımı çok zorluyorum...

İstanbul yaşanacak bir şehir olmaktan çıktı...Çok kaba ve bencil insanlarla dolmaya başladı...

Bugün kuralsız bir yerde kurallara uymak kadar insanı yıpratan bir şey olmadığını anlıyorum...

Bu yüzden suratımda artan çizgilere OFFFF... diyorum... :-)))

Tuesday, March 6, 2007

Bahar



Kışı hiç yaşayamadan bahar geldi. Ağaçların çiçekleri çoktan açtı. Çok güzel fotoğraflayamadım ama olsun dedim yinede sayfamda yer alsınlar...
Bahar dalları projem hala devam ediyor. Günün birinde bir yerde yerleşmeye karar verirsem mutlaka bahçesine bir ağaç ekeceğim ve 4 mevsim boyunca her ay resmini çekeceğim.

Fotoğraflar annemin bahçesinden...


MEVSİMİDİR
mevsimidir
müphem bir meltem yoklar dal uçlarını
gizlice ürperir yaseminler
körfezde deniz dalgın
bilinmez hangi aşktan arta kalmış
vahim bir yalnızlığı dinler

mevsimidir
artık erken kararır sular
her biri bir bulut ardına sinmiş yıldızların
korular terk edilmiş
ağaçlar duman duman
yalılar tenha
kanlıca ilk yağmurla serinler

mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler

Attila İlhan

Monday, March 5, 2007

Duvak- The Painted Veil



Yönetmen John Curran
Senaryo Ron Nyswaner
Oyuncular Catherine An, Liev Schreiber, Bin Wu, Toby Jones, Diana Rigg


Yaklaşık 3 haftadır bu filmi görmek istiyordum. Nihayet görebildim. Romantik bir film izlemek istiyordum, bu yüzden beklentimi karşıladı diyebilirim.

Dağlar, sular, nehirler, yeşilin tonları etkilenmedim desem yalan olur.

Uzakdoğu kültürünü çok iyi tanımıyorum. Sadece Singapur ve Tayland'a gittiğimde insanların yaşam şartlarından çok etkilenmiştim. Tapınaklardaki ayinler beni büyülemişti.

Yinede tüm bunlara rağmen Çin görülmesi gereken yerler listemde çok yukarılarda yer alıyor...

Yanlız şöylede bir gerçek var. Filmi seyrettikten sonra o yeri görme merakı uyanıyor bende ve bir şekilde de görüyorum. Yani, seneye oradan size bir post yazarsam hiç şaşırmayın....!!!!

Haftasonu geldi geçti. 5 dk'lık karanlık eylemine katılamadım. Çünkü işyerinde yetiştirmem gereken bir proje vardı.

İşten O kadar geç çıkıyorum ki...üstüne üstelik Cumartesileride işe gelmeye başladım.

Bunun dışında değişik araştırmalar yapıyorum... Hepsi hakkında bilgilendirme yapılacaktır.

Güzel bir haftanın başlaması ve hepinize değişik güzel süprizler getirmesi dileğiyle...

Friday, March 2, 2007

A Virus- :-(



Biliyorsunuz uzun bir zamandır sesizim... Blogumu bir yerden diğer bir yere taşıyınca başıma neler geldi..
1. Herşeyi tam yapmama rağmen kendi ismim altındaki bilgilerin çoğu kaldı.
2. Yeni sayfama Caffein12'ye taşındım... Yeni bir başlangıç için. Ancak bundada çok sorun çıktı. Bu seferde blogumda spam bulundu. Robotx file'nı yükledim.
3. Caffein12 block edildi. Unblock yapamadım.
4. Caffein12'yi delete etmek zorunda kaldım.
5. Tüm yazdıklarım gitti. Şimdi ismimin altında olanları neyazık ki tek tek elimle giriyorum.
6. Eski yazdıklarım benim için çoık önemli onları kaybetmek hiç hoşuma gitmedi.
7. Bilgisayarımda bugün virüs taraması yapttım.
8. Bilgisayarımda toplam 6 trojen bulundu. Infected...
9. Bu virüsleri sevgili programım silermisin dedim. Silemedi.
10. Bu virüs programı bilgisayarımın üzerinde kurulu olan antivirus programı değil.
11. Bilgisayarımda kullandığım antivirus programın bir işe yaramadığını gördüm.
12. Gmail imdede aynı sorunu yaşıyorum.
13. 14 yıla yakın bir zamandır bilgisayarımla ve benim yadıklarımla ilgilenen birisi var. Henüz kim olduğunu bulamadım.
14. Çok iyi bir programcı ve bilgisayar kullanıcı olduğunu biliyorum ne yaptımsa ele geçiremedim.

Sonuç: herşeyi burada açıkla yazıyorum ve dile getiriyorum, bu bilgisayar sapığım acaba daha fazla ne öğrenmek istiyor çok merak ediyorum.
Piskopat veya hasta olduğunu düşünüyorum, çünkü bir başka insanın özel hayatına bu kadar fazla müdahale edilmez ki...

Neyse umarım bu yazdıklarımı okurda vazgeçer. İnsaniyet namına kendisinden bunu rica ediyorum... Çünkü bilgisayar bilgim onunki kadar değil ne yazık ki...

Thursday, March 1, 2007

Bugün 01.03.2007



Fotoğrafı web sitelerinin birinden aldım. Ama nereden olduğunu hatırlamıyorum. Wallpaperla ilgili bir siteydi... Neyse bilgisayarımın duvar kağıdı şimdi bu fotoğraf...

Aslında yazmak istediğim çok şey var ama nedense iş yazmaya gelince bir tembellik çöküyor üzerime...
Uzun bir dönemdir çok mutsuzum. Bir zamanlar haftanın 7 günü dışarılarda gezen, görmedik film bırakmayan bendeniz bugünlerde evden ve hatta yataktan dışarıya çıkmak bile istemiyor...Tabi ki zor bir dönem bu... İşle ilgili düşüncelerimi netleştirmek istiyorum, güzel ve yeni bir başlangıç yapmak istiyorum, üretken ve verimli olmak tek amacım...bu işle ilgili düşüncem..Gelelim dostluklara...
Dostluklar. İşte en zorlandığım konu burası...Dostlarımı çok iyi anlıyorum, onların bana anlatmak istediklerini de anlıyorum, ancak buradaki sorun anlatmak istediklerinin yanlış olduğunu düşündüğüm zaman bu düşüncemi onlara ifade edemem. Garip gelecek belki size ama gerçektende böyle... Bugüne kadar hemen hemen tüm arkadaşlarıma beni eleştirme rahatlığını verdim. Düşünsenize istediğiniz her şeyi karşınızdaki insana söyleyebiliyorsunuz ve karşınızdaki bundan en ufak bir rahatsızlık duymuyor, ayrıca tüm dostlarıma benimle dalga geçmeleri ve benim takıntılarıma gülmeleri için fırsat tanıdım ve onlar tüm bunları yaparken ben tek bir kelime bile söylemedim. Şimdi bunları yazıya aktarınca tabiki mükemmel değilim demek istiyorum. İnsan olduğum için tabiki kırılıyorum, bu yüzden üzüntülerimi konuşmama kararı alarak gösteriyorum. Ama buda olmuyor... Beceremiyorum ben... Konuşmadan duramıyorum. Sevdiğim insanlar beni ne kadar kırsa da üzse de olmuyor. Tepkimi dile getiremiyorum. Affetmek, unutmak hiç olmamış gibi davranmak gibi bir özelliğim var. Bunu hep yapıyorum...Bugünlerde de bunun çelişkisini yaşıyorum, yapma, etme izin verme... Kullandığım kelimeler bunlar... ama içimdeki Arzuya sürekli yeniliyorum. Bana verilen özellikleri değiştiremiyorum ne yazık ki...Bu konuya da burada nokta koyuyorum...
Gelelim hayallere, hayallerim de çok fazla benim... O kadar çok hayal kuruyorum ki anlatamam... Hepside masal gibi... Yalnız bunları gerçekleştirebiliyorum.!!! (Eğer sadece benle ilgili bir durumsa). Ama hayallerimin içine başka insanların girmesi ve ortaklaşa bir şeyler yapmamız söz konusu olduğu zaman bu durum farklılaşıyor, kimse hayallerime benim gösterdiğim özeni göstermiyor, ya çok komik buluyorlar yada çok büyük...Oysaki tüm hayaller aslında yaşamak istediklerimiz ve yaşamak istediklerimize gülmek kadar bana itici gelen bir düşünce yok. Kendimizi, isteklerimiz için değerli bulmazsak kim bize istediğimiz değeri verecek. Evet istekler olanaklarla sınırlı olabilir ama olanaklarımızı da yaratan biziz. Aslında kaynak biziz. Bilmediğimiz veya görmediğimiz şeylerin hayallerini kurmuyoruz, gördüklerimizi daha faklı bir şekilde genişleterek hayal şekline dönüştürüyoruz. Bu yüzden ben hayallerime sahip çıkmaya çalışıyorum ve sevdiğim insanlarında benim hayallerime saygı duymasını istiyorum....Hayallere de burada ara verelim...
Şimdilik bukadar....bu aralar beni meşgul eden bunlar... çözümlenecek her şey...ancak yara almadan kurtulmak tek isteğim...

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html