Sunday, June 28, 2009

Kuzguncuk

İstanbulun en sevdiğim semtlerinden biridir Kuzgucuk. İsmet babada oturmak, çınaraltında çay içmek vs.vs..
Bu aralar çok yoğunum ve o yüzden çok uzun yazamıyorum. 18 Temmuzdan sonra daha rahat olacağım...Şimdilik bu kadar.
Bir yerlerden para çıkarsa eski tarihi bir ev almak isterim. Şu mavi olan hiç fena değil... Sarının da en üst katındaki balkonu çok güzeldi.
 

 

 
Posted by Picasa

Wednesday, June 10, 2009

Vaniköy

Haftasonu Vaniköy de bir arkadaşımızın evine gittik. Kendisi yarı yalı dairesi denecek bir evde kalıyor. :.-) Yan taraftaki yalı ile de komşu olunca epey büyük bir bahçesi var. Tabiki o bahçede ve denizin dibinde açık havada yemek yemek süper keyifli. Komşular müzik çalınca, herkes ufak tefek birşeylere getirince ortaya nefis bir meze sofrası çıktı.
Zeytin köpek. Aslında bembeyaz ama nedense zeytin adını takmışlar. Pek bir şımardı. Heryere zıpladı durdu. İki yandaki hem cinslerine kur yaptı, vs.vs....
Eskiyi düşündüm birden bire. İnsanlar yemek yedikten sonra kayıklarla evlerine gidiyorlarmış.
Aramızdan birkaç kişi cesur davranıp denize atladı. Amaçları karşı kıyıya yüzmekti ama 3 kulaç sonra donma modunda dışarıya çıktılar.
Eeehhhh, bendeniz akılıbıdık tabiki dolduruşa gelmedi. Kayığımın gelmesini bekledim.
Üsküdadra giderken aldı da bir yağmur....nnnımmm..nımmm.. katibime kolalıda gömlek ne güzel yaraşır....:-)
Antalya macereası elbet bir gün kelimelere dökülecek...:-)



Tuesday, June 2, 2009

Antalya-Çıralı (2.Bölüm-Son)

Her zamanki yazılar daha sonra...







Monday, June 1, 2009

Çıralı-Antalya (Bölüm-1)

4 günlük kısa tatilimiz bitti. Epey bir dinlendik! Hiç birşey yapmadan yan gelip yatacağım dememe rağman pek beceremedim.
Deniz serin olmasına rağmen yüzdüm de yüzdüm...:-) Çıralının sahili 3,6 km bizde akşamları baştan aşağıya yürüdük, sabahlarıda sahilin yarısı kadarını yürüyünce günde toplam 8 km etti. Ama bu Orange ve Azur da yediğim yemekleri eritmeme yardımcı bile olmadı. :-( ahhhhh..ahhhh... o canım taze sebzeler, dolmalar, salatalar ve pideler....
Her zaman Eylül de gitmemize rağmen bu yıl Mayısı tercih ettik ve Çıralının farklı bir yüzünü gördük. Her yer mis gibi yasemin kokuyordu. Dut ağaçlarından dökülen dutlar asfaltı mora boyamıştı, limonlar dalları kırıyordu ve nar çiçekleri, yeşilin içinde kırmızı kırmızı parlıyorlardı.

Fotoğrafların birinde çıralının ilkokulu var. Ne güzel değil mi? Çocuklar bir yanda deniz, diğer yanda orman olan bir ilkokulda okuyorlar. Süper... Orada ilk okula yeniden başlayabilirim. :-)













About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html