skip to main |
skip to sidebar
Salzburg yolculuğumuza Viyana Westbanhof’dan başladık. 2 saat 50 dk.’lık konforlu tren yolculuğundan sonra festivaller şehri Salzburg'a vardık. (Dilerseniz bu yolculuğu araba ile de yapabilirsiniz hem ozaman göller bölgesinide görmüş olursunuz.)
Salzburg ismini, şehrin içinden geçen Salzach nehrinden alıyormuş. Su her canlıya hayat verdiği gibi her şehre de ayrı bir güzellik katıyor, siz nedersiniz? Örneğin, Prag, Budapeşte, Floransa, Venedik, Sanfrancisco, İstanbul ve diğerleri....
Dağlarla çevrili bu güzel şehri sanıyorum doğanın yemyeşil olduğu ve toprağın çiçeklerle süslendiği bahar aylarında görmek lazım...Ayrıca, Nisan ayından itibaren festivaller başlıyormuş bilginiz olsun... Salzburg’un ünlü “Getreidegasse” ve “Steingasse” sokaklarında yürümek çok keyifliydi. Helede benim gibi arnavut kaldırımlarını seviyorsanız, veya her minik pasajın içindeki sanat galerisi veya çeşmeyi görmek için dalıp sonrasında da büyük bir keyifle karşılaştığınız görüntüyü seyrediyorsanız bu şehir tam size göre.
Yorulduktan sonra “Hagenauer Square” de bir cafe melange arası verebilirsiniz. Baharda tüm bu yerler masalarını dışarı çıkardıkları için sokak keyfi tabiki bambaşka oluyordur herhalde...
Şehrin en güzel panoromik görüntüsünü tepedeki kaleden seyredebilirsiniz. Arakadaşımın anlattığı hikayeye göre St. Peter Cemetery’inin (mezarlığının) bulunduğu yere yakın bir yerde bir kulübe varmış ve eskiden şehrin celadı burada yaşarmış ve kimse tarafından da pek sevilmezmiş. Ne zaman bir idam kararı verilse kaleye bayrak çekilirmiş, ozaman bizim celad kendisine görev verildiğini anlar kaleye çıkar ve görevini yerine getirirmiş. Zaman hiçbir şeyi değiştirmiyor sanki, eskiden görevleri yüzünden sevilmeyen insanlar varmış, bugünde görevlerini sevmeyen insanlar var!!! Kısacası ortada görev ve sevgisizlik durumu var bunuda görev eşittir sevgisizlik diye tanımlayabilirim kendi adıma.!!!
Kale’den sonra, Salzburg’a gelip de Mozartın doğduğu ve yaşadığı evi görmeden dönmek olmaz dedik. Bugün Mozart vakfı tarafından müze haline dönüştürülen evde, Mozarta ait pianoları ve el yazması mektupları görebiliyorsunuz. Benim en çok ilgimi çeken babası ile karşılıklı mektup dialogları sonucunda yapılan üç tane dart ve Mozart’ın çocukluğunda kullandığı piyanosuydu.
Birde bu müzeyi gezerken bize verilen info kullaklıktan Mozart’ın eserlerini dinlemek çok hoşuma gitti doğrusu (bunuda atlamayayım dedimJ) Bu şehirden ayrılma vakti geldiğinde şunu söyledim... “bir bahar mevsiminde görüşmek üzere...”
Sıra geldi Maceristan- Budapeşteye....!!!
Pages
Friday, January 20, 2006
Salzburg
Salzburg yolculuğumuza Viyana Westbanhof’dan başladık. 2 saat 50 dk.’lık konforlu tren yolculuğundan sonra festivaller şehri Salzburg'a vardık. (Dilerseniz bu yolculuğu araba ile de yapabilirsiniz hem ozaman göller bölgesinide görmüş olursunuz.)
Salzburg ismini, şehrin içinden geçen Salzach nehrinden alıyormuş. Su her canlıya hayat verdiği gibi her şehre de ayrı bir güzellik katıyor, siz nedersiniz? Örneğin, Prag, Budapeşte, Floransa, Venedik, Sanfrancisco, İstanbul ve diğerleri....
Dağlarla çevrili bu güzel şehri sanıyorum doğanın yemyeşil olduğu ve toprağın çiçeklerle süslendiği bahar aylarında görmek lazım...Ayrıca, Nisan ayından itibaren festivaller başlıyormuş bilginiz olsun... Salzburg’un ünlü “Getreidegasse” ve “Steingasse” sokaklarında yürümek çok keyifliydi. Helede benim gibi arnavut kaldırımlarını seviyorsanız, veya her minik pasajın içindeki sanat galerisi veya çeşmeyi görmek için dalıp sonrasında da büyük bir keyifle karşılaştığınız görüntüyü seyrediyorsanız bu şehir tam size göre.
Yorulduktan sonra “Hagenauer Square” de bir cafe melange arası verebilirsiniz. Baharda tüm bu yerler masalarını dışarı çıkardıkları için sokak keyfi tabiki bambaşka oluyordur herhalde...
Şehrin en güzel panoromik görüntüsünü tepedeki kaleden seyredebilirsiniz. Arakadaşımın anlattığı hikayeye göre St. Peter Cemetery’inin (mezarlığının) bulunduğu yere yakın bir yerde bir kulübe varmış ve eskiden şehrin celadı burada yaşarmış ve kimse tarafından da pek sevilmezmiş. Ne zaman bir idam kararı verilse kaleye bayrak çekilirmiş, ozaman bizim celad kendisine görev verildiğini anlar kaleye çıkar ve görevini yerine getirirmiş. Zaman hiçbir şeyi değiştirmiyor sanki, eskiden görevleri yüzünden sevilmeyen insanlar varmış, bugünde görevlerini sevmeyen insanlar var!!! Kısacası ortada görev ve sevgisizlik durumu var bunuda görev eşittir sevgisizlik diye tanımlayabilirim kendi adıma.!!!
Kale’den sonra, Salzburg’a gelip de Mozartın doğduğu ve yaşadığı evi görmeden dönmek olmaz dedik. Bugün Mozart vakfı tarafından müze haline dönüştürülen evde, Mozarta ait pianoları ve el yazması mektupları görebiliyorsunuz. Benim en çok ilgimi çeken babası ile karşılıklı mektup dialogları sonucunda yapılan üç tane dart ve Mozart’ın çocukluğunda kullandığı piyanosuydu.
Birde bu müzeyi gezerken bize verilen info kullaklıktan Mozart’ın eserlerini dinlemek çok hoşuma gitti doğrusu (bunuda atlamayayım dedimJ) Bu şehirden ayrılma vakti geldiğinde şunu söyledim... “bir bahar mevsiminde görüşmek üzere...”
Sıra geldi Maceristan- Budapeşteye....!!!
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Santral İstanbul'da gerçekleştirilen festival hakkındaki bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Güzel bir festivaldi. 7 den 70 e herkese hita...
-
Bir kaç gün önce Migros dan bir saksı lale aldım. !!! evet hemde bu mevsimde.Kapalı olanlarını seçtim çünkü ne çıkacakları süpriz olsun dedi...
-
Çok güzel bir haftasonu geçirdik. Biraz yorucuydu ama her saniyesine değerdi. Uzun zamandır Cunda'ya gitmek istiyordum ve kısmet bu haft...
-
İzmire çok önceden gidiş dönüş bileti almıştım bu nedenle fiyatı çok çooook uygundu... :-) Eski Foçaya tam 22 yıldır gitmediğimi fark ettim...
-
Eminönünü cuma günü hiç bu kadar boş görmemiştim.... Birde bu sene boğazdaki erguvanları gördüm ama çekemedim o nedenle blogum erguvan foto...
-
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu ...
-
Bu sene bahar pek bir güzel... Doğa gelin gibi... :-) Bende her yerde baharın keyfini çıkartıyorum. :-) Bu fotoğraflarda Gülhane Parkından....
-
Bu fotoğrafı sanıyorum 2006 yılında çekmişim. 10 yıl sonra neler mi değişti... Bir gideyim aynı yerden aynı kareyi aynı saatte çekeyim... ba...
-
Haftasonu çok fotoğraf çektim.O yüzden bölüm bölüm yayınlamayı planlıyorum. Çok yorucu ve stresli bir haftadan sonra üstüne aynı şekil haft...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment