Monday, June 5, 2006

Çengelköy


Çengelköy ismi hakkında birkaç rivayet vardır. Bölgenin 15. yüzyıldaki durumu ile ilgili fazla bilgi bulunmamasına rağmen, İstanbul’un fethi hazırlıkları sırasında Fatih’in Çengelköy sahillerine geldiği ve gördüğü Bizans’tan kalma gemi çengelleri (çıpalar) nedeniyle buralara önceleri “Gemi Çengeli” şeklinde isim verildiği, daha sonraları sadece “Çengelköy” olarak anılmaya başlandığı söylenir.
Bir diğer rivayete göre ise, daha önceleri “çengelçapa” denilen gemi çengellerinin yapıldığı köyün Çengelköy olarak anılmaya başladığıdır. Ayrıca, Osmanlı döneminde gelip bu boğaz köyünde cami yaptıran Çengeloğlu Tahir Paşa’nın semte ismini verdiği de söylenir


ÇENGELKÖY
Boğazın her yeri bir parça değişmiş şimdi,Yine Çengelköyü lakin öyle!Bahçeler, bağlar, ağaçlar, evler...
Yine sessiz, yine sakin öyle!Elli yıl köyden uzak kalmışkenTanıdım: İşte benim doğduğum ev!İşte, en eski mahallem, sokağım!Geçiyor aynı sokaktan hâlâKendi halinde vakur insanlar...İşte hiç fasılasız dört mevsimKöye lezzet dağıtan bostanlar!İşte tılsımlı o bağlar ki bütün dünyadaYoktur eşi!Sonbahar oldu mu dallar eğilir,Sararır ayvalar altınlaşarak,Meyve halinde verirler güneşi.Tanıdım: Çarşının en ihtiyarıBaşı göklerde asırlık çınarı.Bir tevekkül katıyor manzaraya.Çekilen eski kayıklar karaya.Öyle hoş bir yüzü vardır ki köyün,Bir gören artık unutmaz neresi?İşte, kış vakti coşup çağlarken,Yaz gelip kupkuru kalmış deresi!Tanıdım: Şevk ile erken uyanıpGittiğim camii bayramlarda!Karabaş nesli tükenmiş artıkKediler damlarda...
Gözlerim daldı yine,Bir hayal alemine!Elli yıl önceki tipler geçiyor karşımdan:Kamil Ağa... göğsü açıktır kış, yaz,Karda, yağmurda da hep böyle gezer aldırmaz.Yaşı yetmişse de hâlâ gençtir,Dağılır, parçalanır göğsüne çarpan yıllar...Bir avuç taze köpüktür sankiŞu ağarmış kıllar!Sami bey... ismi tanınmış hattat.Bizce İzzetle Yesari'ye de üstün kat kat.Huyu hırçıncadır amma severiz"O bizim hattatımızdır" diyerekÖvünür, hem överiz.Hatemi bey ki Meşihatteydi,"Molla bey!" derdik ona.Şıktı, bir parça da hatta züppe!Başta bir ince sarık, sırtta ipek bir cüppe,Elde mercan tesbih,Şal yelek, incecik altın köstek...Şıktı velhasılı pek!Komşumuz Miralay Ahmet bey ki:Unutulmaz daha genç yaşta ölenO güzeller güzeli Eşi Növber Hanımın iç acısı!Kerim Ağa... hamlacı, Abdülmecidin hamlacısı.Anılır ismi, sayar gençler onu,Boğazın eski kürek şampiyonu!

Her zaman kaşları öfkeyle çatık,Yüzü hep böyle asık,İşte en sert baba: Çerkes Ali bey!Köyde sessiz yapılırken her şey,İki haylaz çocuğun terbiyesiDuyulur her gece çığlık, çığlık!İşte ilk sevgilim, ilk aşkım,O güzel Naile ki,Hepimiz gizlice aşıktık ona!Titreyen perdelerin ardındanArıyorken biz onun gölgesini,Ansızın gökten uçan bir yıldızGibi bir gün bırakıp gitti bizi!


İşte, gayetle temiz,İşte, gayetle titizEbe İlhame Hanım!Severiz, bizleri paylar da yine!Çünkü biz dünlü çocuklar, hepimizDoğmuşuz ellerine!Elde bir çanta uzaktan görünür,Köyün en hazik olan, diplomasızCerrah Mustafendi!Evvela çanta gider, sonra peşinden kendi.İhtiyar Angeli aktar küçücük dükkanda,Sürme, laden, kına hep ayrı durur bir yanda.Kutular ayrı, paketler, kavanozlar ayrı."Ne arasan bulunur derde devadan gayrı!"Ve nihayetSokağın bekçisi sadık Karabaş!Bizi bir gördü mü gözler parlar,Duyulur tatlı, kesik havlamalar.Köyde herkesle yakından tanışır,Dili yok, söyleyemez söz amma,Sallanan kuyruğu dildir konuşur!




İşte rüyası hayalimde kalan Çengelköy!Elli yıl önceki tipler işte!İşte bağ semti, Çakaldağ, Maslak...İşte, İcadiye!İşte, mehtabı yakındanBir gümüş ayna gibiSeyreden Tarlabaşı!İşte, tarihe bakan gözlerleCeneviz devrini görmüş çarşı!Yine rüyalara dalmış uyuyor,Küçücük koydaki sessiz yalılar,Yine herkes tanıyor birbirini,Yine eş, dost öyle!Bir benim sade uzaktan gelmiş,Bir benim sade köyün bilmediği,Bir benim el sayılan!Beklerdim bir tanıdık yüz boşuna,Bekledim boş yere bir dost bakışı,Bir dost gülüşü..."Göçtü çoktan!" dedilerAnarak ismini sordumsa kimi!Daracık, kuytu sokaklarda gezip,Aradım gençliğimi!

Orhan Seyfi Orhon
Bir parkta oturdum. Şehir gürültüsünden uzak...
Gelecek nesillere bırakacağımız denizlerimiz... Bugün DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ...

Bu denizde hala yaşamaya çalışan canlılar... Son dakikalarını görüntüledim. Deniz yıldızı, denize geri dönerek biraz daha yaşamaya çalışacak, yengeç, o sizlere ömür oldu... :-(

İlginç ağaç. Ağacın hemen yanıbaşındaki komşu gül, ağcın gövdesini basamak yaparak dolana dolana tepelere çıkmış ve ağcın kucağına oturmuş...:-)

0 comments:

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html