Tatil rezervasyonumuz için çalışmalara nerdeyse 1 ay öncesinden başlamıştık. Ama her yer çoktan dolmuştu. Bizim kalmak istediğimiz yerler:(link verilmiştir).
Eflatun konukevi, ;Eflatun Konukevi, adını, adayı cennet bahçesine çeviren begonvillerin, sardunyaların, biberiyelerin ve kekiklerin renginden alan 11 odalı bir konukevi
Ada Bachus (burası havuzuda olan hoş bir yer, birdahaki sefere inşallah); Eski kule mevkiinde bulunuyor. burasıda oldukça hoş bir yer. Diğer yerlere oranla biraz daha pahalı. Ayazma plajına ve sulubahçe plajına yakın. Rüzgar güllerinede... Gördüğüm kadarıyla çiftlerin tercih ettiği bir mekan. Dolayısıyla çocukların için pek uygun olmayabilir. Havuzu çok büyük değil ama idare eder. Bağı ve bahçesi güzel.
Kaikas;Otel Kaikias, kalenin arkasında, denize nerdeyse sıfır, kalenin bittiği yerde, kafanızı sola çevirdiniz mi karşınıza çıkan sapsarı bir bina. Hemen önünde, en az ana binası kadar sevimli, küçücük bir yeri daha var yolun öbür tarafında kalan, orası da mutfağında nefis kek ve böreklerin piştiği kahvaltı salonu. İzmir’li mimar bir çift Handan ve İsmail Beydili burayı çok özel bir mekana dönüştürmüş.
Rengigül Konukevi;Rengigül Konukevi, ilk alternatifiniz olmalı, ancak yer bulmak çok zor. Oraya giden öve öve bitiremiyor. Evsahibesi Özcan hanım sizi sanki ailesinden biriymiş gibi içten ve canayakın ağırlıyor. Ekstralara ücret bile almıyor. Melek gibi biri. Efsanevi bir kahvaltı sofrası var. Burada kalacaksanız, yemenin cazibesine kapılıp, kilo almayı göze almalısınız. Eski Rum Evi, dekorasyonu ve bahçesiyle yaşamaya değer olağanüstü bir atmosfer sunuyor.
yada bu evlerden birinde kalmak istiyorduk. Ama ne yazık ki doluydular. Aslına bakarsanız çokta iyi olmuş. Bizde Anke teyzenin (eski kule) bağ evinde konakladık.
Tatilde ya konfor isterim, yada muhabbet. :-)) Anke Teyzede ikincisi vardı.
Anke teyze Alman. 1963 yılında bir mühendise aşık olmuş, çok istediği gazeteciliği bırakmış ve İstanbula gelmiş.İki çocuğu olmuş (bugün ikside öğretim görevlisi ve hukukçular).Çocuklarına daha çok vakit ayırmak için evde Almanca ders vermiş. Onlar büyünce ünv. de ders vermeye başlamış. Sonra Almanyaya dönmüşler.Ama eşi 8 ay sonra Anke 39 yaşındayken vefat etmiş. Ankede çocukları toplamış Türkiye'ye geri dönmüş. Diyor'ki "Orada kalsaydım çocuklarım benim istemediğim bir şekilde büyüyeceklerdi..." Neyse sonra Bozcaadaya yerleşmiş 3-4 çocuk derken , 100 çocuğa kadar Almanca ders vermeye başlamışlar.Öğretmen sayısı 25'e çıkmış. Dersleri kamp şeklinde veriyorlarmış.
Çocuklar şimdiki bağ evinin bağında kamp kuruyorlarmış. Çok eğlnmişler ama çokta yorulmaya başlamış...(çocuklarla ilgili hikayeleri ssüperdi...!!!) Ders vermeyi bırakmış ve son 2 yıldır bu işi yapıyor...
Ayaz isminde bir köpeği ve sayısız kedisi var. Bağevi çok konforlu değil. Ama çok huzur verici.
En güzel yanı kahvaltı bölümü...:-)) Anke teyze süper şeyler hazırlıyor, deneysel reçerler yapıyor...Kamp alışkanlığı olsa bir iki kuralı var...Diğer konuklarla beraber büyük kare bir masaya oturuyorsunuz, hep beraber kahvaltı yapıyorsunuz. EN ÖNEMLİSİDE KAHVALTI TABAĞINIZA ALDIĞINIZ HERŞEYİ BİTİRCEKSİNİZ...:-)) Vallahi kırıntı bile bırakmadık. Kurutulmuş domatesler, közde biber,nefis kekler...
Tabiki kahvaltıyı da hep beraber hazırlıyor ve kaldırıyorsunuz...
Odaları ve banyoları çok konforlu değil. Ama sonuçta bir bağevi...Olması gereken herşeye sahip...
Anke teyze bizlerdeen daha güzel türkçe konuşuyor. Köpeğine kızınca "olmaz ki paşam" diyor...sonra "abicim neden yaptın ..." gibi çok komik diğer cümleler....:-))
Sonuç; huzurlu bir bağevinde, biraz çalışarak, biraz muhabet ederek güzel bir tatil geçirebilirsiniz. Tabiki beklentileriiniz sadece bukadarsa...!!!
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Thursday, May 22, 2008
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Gittiğim her yerden en az bir mıknatıs ve bir kupa ile dönerim. Bu nerdeyse bende alışkanlık oldu ve bu alışkanlığım sayesinde de iki koleks...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
-
Yazın genelde hafta sonu pek dışarıya çıkmıyoruz...Çünkü her yer çok kalabalık, hava sıcak vb. diğer nedenlerimiz var...:-) Bu hafta sonu ha...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2008
(118)
-
▼
May
(16)
- Dün akşam İstanbul'u Yükseklerden Seyrettik....
- Bozcaada Sokaklar ve koylar
- Bozcaada-yeme içme
- Bozcaada- Şarap
- Bozcaada Konaklama
- Bozcaada-kapı-pencere
- Bozcaada Tenedos- Kale
- Pazar günü ada sefası...
- Şileden Gebzeye Doğru
- Philee-Şile-10.05.2008-1.bölüm
- Konak Pastanesi-09.05.2008
- Taksim Meydanı-Laleler
- Prag-sandıktan çıkanlar
- Karlovy Vary- Sandıktan çıkanlar
- A CUP OF CAFFEIN
- Gelincikler
-
▼
May
(16)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
2 comments:
arzu'cum böyle bir yazı hazırlamış olman hoş. KEşke her gittiğin yer için hazırlasan :)
@Esracım...
Benimde projelerimden birtanesi bu... kahve çekirdiği projem büyüyünce kahve olacak....-))içimlik kıvamda...:-)))
sevgiler...arzu
Post a Comment