Tuesday, June 8, 2010

Beynac

2. Gün- Beynac

Beynac aslında bu gezinin nedeni oldu. İlk fotoğrafını gördüğüm zaman hayran olmuştum. (7.Hazirana kadar ara dediğim fotoğraf)Orada bulunduğum zaman içinde de bir film sahnesindeymiş gibi hissettim. İnanılmaz hoş bir yer. Özellikle de Beynac şatosu. Keşke hava daha güzel olsaydı ozaman belki fotoğraflarda güzel çıkardı.
Beynac çok ufak bir yer topu topu 300-400 kişi yaşıyor. Bir kaç ev var birde tepede bir şato.
Size yeşil tonlarını ve yoğunluğunu anlatmam imkansız. Buradan kano turları alınıyor. Biraz ileride kamp alanı var. Nehir ve etraftaki şatolar ile muhteşem bir yolculuk yapıyorsunuz.
Bizim planımızda konaklama yoktu. Ama bordeaux'a iki defa dönmemek için ve birde ortamı beğendiğimiz için çok uygun fiyatlı bir otelde kaldık. Aslında Otel denemez daha çok 6-8 odalı bir inn. Çiçekli duvar kağıtları olan bu evde sabahleyin kuş sesleri ile uyanmak çok keyifli oldu.
Burada gezebileceğiz tek yer şato ve etrafındaki br kaç sanat galerisi. Şatoyu rehberle gezin derim. Çünkü kocaman anahtarlarla (gerçekten nerdeyse kolum kadar) şatonun gizli kapılarını açıyorlar. Şatonun içinde çok birşey yok. Bir kaç halı, yemek kapları ve de işkence aletleri.!

Bu akşam vaktim olursa La roque gageac ve domme fotoğraflarını yayınlarım.







Bunlarda gitmeden önce aldığım notlar:
Beynac et Cazenac: “les Miserable” sefiller sahnesinin bir bölümü burada çekilmiş. Uçurumun kenarındaki taş çatılı kale şapelinde (1978).

Bu köyde Paul Eluard doğmuş, köy suyun (nehrin) üzerindeki bir yamaçta kurulu. 150 m tepenin üzerinde bir kale var.
Çok sade olan bu kartal yuvasını güneşin altın sarı ışıklarının parıltısında, dordognenin yansımasını görebilirsiniz. Değişen renkleri, taşların parlaklığı, gökyüzü ve su , beynac fotoğrafçı ve ressamlar için her sezon görülmesi gereken bir cennet.

Beynac Perigord’un bir ilçesi. 4 tane baronun ve baronesin yerleşim yeri olmuş. Bourdeilles ve Mareuil.

Senyör Beynac 1115 te yaşamış. Kale çok güçlüymüş, tabiki baronları da çok güçlüymüş ve zalimmiş bu yüzden yerel halk ve köylüler “şeytan sandığı” adını vermişler.

1214 yılında, Albigensiaslara karşı harçlı dönüşünde, Raymond de Toulouse’un arkadaşı olan Simon de Montfort Beynac’ın defansını yerle bir etmiş.

Yüzyıllar süren savaşlar başlamış. 1360 yılında, Bretigny anlaşması ile İngiliz egemenliğine geçmiş fakat 8 yıl sonra Charles V2e karşı ön planda mücadele etmeye başlamışlar. İngilizler hiç bir zaman kaleyi ele geçirememişler. 1370 yılında tek mirasçı olan 3 yaşın daki kızın amcası ile evlendirilmesine karar verilmiş. Pons de Commargue İngilizleri Sarlat dan atan adam ve böylece Perigordun en güçlü senyör’ü olmuş.
Kale tamamen korunmuş, kuzey defans bölgesi 1598 yılında takviye edilerek korunmuş.
Çift çevreleyen hendek duvarları, hendekleri ikiye ayıran inşa edildi. Tepeden çok güzel manzara var vadiyi gören. Chateaux of Castelnaud, fayruc, Marqueyssac’ı gören.



1 comments:

Tijen said...

Çok güzel gerçekten!

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html