Saturday, August 8, 2015

Gökçeada - İmvroz- bölüm -2 Sıcak Cafe - Çanakkale Abide

Bu bölümde biraz sıcak kafeden konuşalım istedim. :-) Gökçeada Zeytinli köyünde sahipleri gibi sıcak bir cafe. İçeriye girip kendime hemen serin bir yer seçtim. Buzdolabının kenarı... Sanıyorum ismi böyle yazılıyor Soule sanki türkçe okunuşu Şule gibi yanıma geldi. Başladık sohbete. Aslında çok az türkçe biliyor ama elindeki yunanca - türkçe kitabı karıştırarak beraber anlaşmaya çalıştık. Reçelleri güzel gözüküyordu. Özelliklede zeytin reçelinden meze yaptıklarını söyledi (Onuda merkezde avluda gördüm. Zeytin , kurutulmuş domates ve peynir, kekik, biberiye, ceviz karışımı bir meze yapmışlardı). Eşi ve çocukları ile beraber Selanikten geliyorlar. Yazları Gökçeada, kışın Selanikte yaşıyorlar. Sıcak cafenin yerinde eskiden dükkan varmış. dükkanın içindeki kasa hala duruyor. Eski sahibi ve kasanın fotoğrafını gösterdi. Bu kadar güzel sohbetin ve bir fincan kahvenin hatrına diyorum ki buraya gidince uğrayın. Diğer bir cafede Nostos Cafe. Yine Zeytinli köyde. Burada da buz gibi bir limonata içtim. Türk kahvesini cezvede pişirdikleri için benden artı puan aldılar. İçerisinin renkleride pek bir hoş. Uçuk yeşil ve ahşap(iyi kombin). Kaktüslerin olduğu saksılarda çok güzeldi. Kaleköyde bir önceki yazımda fotoğraf eklemişmiyim bimiyorum tepede bir restaurant var. Denemedim. İsmi Poseidon sanırım. Burada nefis manzara eşliğinde yemek yemek hoş oabilir. Söylemeden edemeyeceğim Uğurlu köyün sahilinde denize girilen yerde (uzun olan sahilde- gizi limana yakın) yemek yenien bir yer. Nefis patates kızartması yapıyor. Ev tipi kesilmiş ancak çıtır çıtır nefis....:-) söylemedi demeyin yanında bira ile muhteşem ikili oluyorlar....:-) Bir önceki yazımda fotoğrafı olan çınar ağacı 625 yaşında ve Tepeköye çıkınca yol ikiye ayrılıyor, çınaraltına giderseniz doyumsuz manzarayı seyredebilir ve çınar ağacının altındaki çeşmeden buz gibi soğuk suyunuzu içebilirsiniz. Tepeköyde herşeyi pek bir restore etmişler. Şarap severler !!! şarap alıyorlar... Barba yorgodan... Ben almadım ne yalan söyleyim tatmadımda. Şu aralar favorim Vinkara... tadı hoşuma gidiyor. Tabiki italya veya Fransaya gidersem oradaki listem epey uzun... Çanakkaleye gidince şehitliklere uğramadan olmaz. Yine üzülerek söylemek istiyorum, aslında karşıaştırma yapmaktan nefret ediyorum ama bizim şehitliklerimizin mezarlarının üzeri ot bürümüş ve çok bakımsız. Anzak koyunda Avusturalyalıların şehitlikerinde tüylerim ürpermişti. Hepsi pırıl pırıl siyah mermerdi. Sanıyorum yine toplum olarak, ne yaşarken birbirimize kıymet veriyoruz nede öldüğümüzde... :-( Çanakkale Abidesi görkemli. ama bir düzenleme yok. Arabaların park etmesi için yapılan alanda araçlara yer gösteren bir şerit yok, bir düzenleme yok. Kısaca 7 yıl öncesi ile hiç fark yoktu hatta daha bakımsız geldi bana. Sonuç adalarda gün batımı ve deniz herzaman güzeldir. Keyfini çıkartmanızı dilerim.












0 comments:

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html