Atlıhan; 1850’li yıllarda Eskişehir’in büyük toprak sahiplerinden Takattin Bey tarafından, çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin, hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yapılmıştır. Her gün meydanda kurulan odun pazarına odun satmak için gelen köylüler, önce Atlıhan’a uğrar; öküz arabalarını ve hayvanlarını buraya bırakır, pazara giderlerdi. Akşam olduğunda hana döner ve geceyi burada geçirirlerdi.
Yapıldığı tarihten günümüze kadar birçok defa el değiştiren Atlıhan genel olarak, asıl amacının dışında kullanılmadı. Kurtuluş Savaşı yıllarında bölge Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde Beyler Sokak ile Tiryaki Hasan Paşa Sokağının kesiştiği yerindeki bir numaralı evi karargâh binası olarak kullanan Yunan Askerleri, her gün Atlıhan’ın karşısındaki meydana gelir, hava kararıncaya kadar kendilerine konulmuş masalarda oturur, Atlıhan’ın çay ocağından gelen çayı içerlerdi. Cumhuriyetin kurulmasından sonra Eskişehir Garnizon Komutanlığı, burayı, o zamanın han sahibi Çerkez Hüseyin’den atlarını barındırmak amacıyla kiraladı. Fakat askerlerin yüzlerce atı her gün iki defa Akarbaşı Camii’nin bulunduğu mevkiye sulamaya götürüp getirirken oluşturdukları gürültüden halkın rahatsız olması nedeniyle birkaç ay sonra hanı boşaltmak zorunda kaldılar.
O dönemde büyük bir ahşap giriş kapısı olan hanın ortasına geniş bir avlu hâkimdi. Kapının tam karşısındaki bölüm hayvanların konulduğu ahır kısmıydı. Bu hayvanların bakımını yapmak amacıyla ahırın sağ köşesinde bir nalbant dükkanı bulunurdu. Orta kısmında bulunan kuyu sayesinde hem hayvanların hem de misafirlerin su ihtiyacı karşılanırdı. Hanın zemin kapısının sol tarafı yan yana dizilmiş döşeklerden oluşan yatakhaneydi. 18nci yüzyılda boş bir meydan olan Hicri Sezen Parkı’na dağlardan getirdiği odunları satmaya gelen köylüler akşam pazar toplandıktan sonra hana gelerek bu döşeklerde yatarlardı. Hanın üst katına, sağ taraftaki merdivenlerle çıkılmaktaydı. Burası yine orta halli kişiler tarafından kiralanan, yan yana yapılmış ufak odalardan oluşmaktaydı.
Atlıhan’da sonraki dönemlerde daha çok ekonomik durumu kötü olan köylüler barınırken, durumu daha iyi olanlar ise bugünkü Hicri Sezen Parkı’nın karşısındaki günümüzde Bahçeli Kahve olarak bilinen handa kalırlardı. Atlıhan, hem dinlenilip konaklanan, hem hayvanların bakımının yapıldığı hem de içinde çay ocağı bulunmasından dolayı bölge halkının da toplandığı, dönemin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik gündeminin oluştuğu bir mekân konumundaydı. Zaman içinde han, Tavafçı Hanı, Odunpazarı Hanı gibi isimlerle anıldı.
19ncu yüzyılın sonlarına kadar hanın ortasında bulunan kuyu varlığını korumuştu. Hatta bir söylenceye göre; Yunanlılar, Kurtuluş Savaşında aldıkları ağır yenilgiden sonra bu bölgeden kaçarlarken altınlarını bu kuyunun içine attıkları söylenmektedir.
20nci yüzyılın özellikle ikinci yarısından sonra han eski işlevini yitirirken, metruk ve harabe bir hal aldı. Birçok bölümü yıkıldı ya da yandı.
Han, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında 2006 yılında, orijinal mimarisi göz önünde bulundurularak Atlıhan adıyla Odunpazarı Belediyesi tarafından yeniden inşa edilmiştir. 675 metrekarelik bir alanda yer alan han, geleneksel mimari unsurları da içinde barındıran bir yapıdır. Zemin ve birinci kat olmak üzere iki kattan oluşan Atlıhan, haliyle bölgenin ekonomik ve kültürel yapısını iyileştiren önemli faktörlerden birisidir.
Atlıhan günümüzde, Odunpazarı Belediyesi El Sanatları Çarşısı olarak kullanılır. Eskişehir El Sanatlarının en güzel örneklerinden olan Lületaşı eserlerinin envai ve en güzel çeşitlerini Atlıhan’da bulabilirsiniz.
Kaynak:http://eskisehireskisehir.com/language.asp?id=1303
Lületaşı müzesi 1991 yılında açılmış. Müzede lületaşından yapılmış çeşitli objeler vardı. Ben pipoların hastası oldum.
Aynı zamanda müzenin içindeki ufak odalarda da kilim dokuyan bayanlar var. Fotoğraftaki bayanla biraz sohbet ettim. istanbulu neden beğendiğini anlattı ve Eskisşehir de görülmesi gereken yerler hakkında bilgi verdi...Şanslıyım ne diyeyim...:-)
Biz gittiğimizde Yunus emre Kültür merkezinin içinde hemen müzenin diğer girişinde ney dinletisi vardı.
Kurşunlu Camii:
Eskiıehir'in güneyinde, Yukarı Mahalle Odun Pazarı'nda bulunan Kurıunlu Külliyesini, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı veziri Gazi Melek Mevlana Mustafa Paıa 1525 yılında yaptırmııtır. Kubbesinin kurıunla kaplı olmasından ötürü de Kurşunlu Cami olarak tanınmııtır. Cami üzerindeki kitabesinde Mimar Sinan'ın eseri olduıu yazılıdır. Ancak Mimar Sinan'ın eserlerinin listesini veren Tuhfetü'l -Mimarin de külleyenin yalnızca kervansarayının ismi yazılıdır. Caminin yanı sıra yapı topluluıu misafirhane,yemekhane, mutfak,kervansaray ve sıbyan mektebinden meydana gelmiıtir. Çeıitli dönemlerde onarım geçiren cami l966 yılında müzeye dönüştürülmüştür.
Karikatür Müzesi çok ufak sarı ahşap bir konak. İçeride çok hoş karikatürler ve minik heykeller vardı. en beğendiğimin fotoğrafını çektim tabiki...
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Monday, March 22, 2010
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2010
(179)
-
▼
March
(16)
- Atatürk Arboretumu
- Burgazada
- Kent park, gondol sefası, heykeller, eskişehir son...
- Atlıhan, Kurşunlu Camii, Lületaşı Müzesi-Eskişehir...
- Eskişehir-Cam Müzesi, Cumhuriyet Müzesi, 2.Bölüm
- Eskişehir-Odunpazarı- Bölüm-1
- Kalaycılık
- Süleymaniye-Vefa
- Süleymaniye'de Yeme İçme
- Süleymaniyeliler, Vefalılar
- Darüzziyafe, Süleymaniye
- Kalenderhane Camii
- Vefa Bozacısı
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
- Yıldız Parkı
- Kapalı Çarşı
-
▼
March
(16)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
4 comments:
Bu sene ya ilkbaharda ya sonbaharda mutlaka Eskişehir'i görmeyi planlıyorum ben de.. O zaman senin notlarından da yararlanmayı unutmamam gerek. Ellerine sağlık..
Bu guzel fotograflar icin cok tesekkurler. Dogdugum ve buyudugum sehrin bu kadar guzellesmis olmasi cok gurur verici. Uzun zamandir gidemedigim ve gezme vaktim olmadigi icin gelecek sefer her yere gitmeyi planliyorum. Yalniz Kursunlu caminin ust tarafinda Yesil Efendi'nin evi vardi o hala duruyor mu merak ettim. Ilk koydugun resimlerdeki mavi konaga benziyordu ama yaniliyor olabilirim.
@imge,
Şimdiden iyi yolculuklar bende fotoğraflarına bakarım artık...:-)
@Ycurl,
Teşekkür ederim. Yeşil efendinin evini bilmiyorum. Aslında bir turla gitmediğimiz için çoğu evlerin kime ait olduğunu bilmiyordum. Sadece bir iki tanesini internetten öğrenmiştim.
Kurşunlu camiinin arkasında birisinin mezarı vardı. Yeşil kapılı bir yer. Ama oranın benim mavi konağımla bir alakası yoktu!
selamlar.
arzu
Post a Comment