Provence Camargue’nin başkenti. Fransa’nın en güzel şehri. Dünyadaki en önemli tiyatro festival burada yapılıyor.
14 yy da Avignon Hıristiyan dünyasının başkentiymiş. Saint Bénezet Köprüsü “sur le pont d’Avignon, l’on y danse l’on y danse.....”şarkısındaki köprü bu köprü.
Saint Benezet köprüsü bir rivayete göre çoban Benezet tarafından yapılmış. Roine nehri üzerindeki tek köprüymüş. 1185 yılında tamamlanmış.
Günümüze sadece 4 kemeri kalmış.
Avignon en eski tarihi şehirlerden bir tanesi tarihçesi M.Ö. 3000 yılına kadar uzanıyor.
Roma İmparatorluğu döneminde şehir Avenio olarak biliniyormuş. 27000 kişi yaşıyor.
12 yy da bağımsız olmuş. Bishop egemenliği altında şehir ticaret merkezi olmuş. Katedral ve iki duvar ile köprü bu dönemde inşa edilmiş. 4.3 km uzunluğunda şehir surlarla çevrili.
1226 yılında Fransa kralı, Louis VIII şehri almış ve Avignon bağımsızlığını kaybetmiş ve o dönemden sonra çöküş başlamış. Fakat 14 yy da görkemini yeniden kazanmaya başlamış. Şövalyelere ev sahipliği yapmış. Üniversite ve katedralde bu dönemde inşa edilmiş.
Place du Palais: (Avignona gelmenizin ana nedeni)
Buradan şehrin çok güzel görüntüsünü görebilirsiniz. (place du palais) Saray meydanı.
Binanın sağ tarafında Palais des Papes var. Solunda ise katedral. Binanın yapımına 1309 yılında başlanmış. Papa Clement V, Romayı terk etmiş ve Avignonu Hıristiyanlığın başkenti olarak seçmiş. 4yy. fazla süre papa burada yaşamış. Bu nedenden dolayı da bu şehir ortaçağın en zengin şehri olmuş.
Avignon Gotik şehir.
Papa sarayı, Froissarta göre dünyanın en sağlam yapısıymış. Bina ikiye ayrılıyor. Birinci bölümü, Benoit XII tarafından 1334-1342 yılında yapılmış. İkinci bölüm Clement VI tarafından 1342-1352 yılında yapılmış. Günümüzde müze olarak kullanılıyor. Girişi çok ucuz değil ama paraya değer!
Sarayın içindeki freskler çok ünlü ve görülmesi gerekli.
Avrupanın her yerinden rssamlar gelerek bu odayı dekore etmişler. Sarayın yanında katedral var 12 yy da yapılmış. Notre Dame des Doms.
Bakire heykeli 19 yy’dn beri katedralde var. Bazı papaların mezarı bu çatının altında barış içinde uyuyorlar.
Bu tapınağa giriş ücretsiz ve her gün 11 ile 6 arası açık.
Petit Palais:
Benedict XII den önce papa burada yaşıyormuş. Şimdi müze olarak kullanılıyor. Müzede italyan okuluna ait 13 ve 16 yy tabloları ile 15 yy de avignon da yapılan tablolar var. Roman ve gotik tarzda heykellerde var. 9:30 dan 12:00 ye ve 12.00 den 6:00 ya kadar gezilebilir.
Bu sarayın arkasında katedral var ve çok güzel bir bahçenin içersinde yer almış. Bu gezintide “rocher-des doms” ta şehrin ve rhone nehrinin tepeden manzarası seyredilebilir.
Hotel des Monnaies
16 yy da yapılmış. Barok stilinin en iyi örneği. Günümüzde Olivier Messiaen müzik konservatuarına ev sahipliği yapıyor. Hotelin önündeki kafelerde her zaman turistler var, dinlenmek için güzel bir mekan.
Buradan sonra “palace de l’Horloge” ye (saat kulesi meydanına) ulaşıyorsunuz. Burada sadece atlı karınca yok. Bir sürü bar ve rest. var ve 3 tanede town hall (belediye binası) jan Vilar evi, opera binası var.
Belediye binası 19 yy da yapılmış ve 14 yy da yapılan kule ile çevrilmiş.
Jan Vilar’ın evi, Mons sokağında. Çok şirin bir yapı. 17 yy da yapılmış. Şimdilerde avignon festivaline ait arşiv kayıtları , tiyatro ve dansla ilgili objeler sergileniyormuş. Bunun sağında opera binası var.
Opera: 1825 yılında yapılmış.
Bondon ve Frary adlı iki mimar atarafından yapılmış. Ne yazık ki 1846 yılında çıkan yangın ile zarar görmüş. Yeni bina Thedodere Carpenties , Leon Feucheres tarafından yapılmış ve bina 1847 yılında tamamlanmış.
Orjinal olan 2 heykel Moliere ve Corneille adanmış. Temmuz ayında burada tiyatro festivali yapılıyor.
Rue de la Republigue
1947 yılından itibaren Jean Villar tarafından festival yapılmaya başlanmış.
Jean Vilar “katedraldeki katil” oyunu için T.S. Eliot’u avignona davet etmiş am eliot bu teklifi red etmiş. B unun yerine 3 yeni oyunu önermiş. Shakespearein Richard II si Paul Claudelin Tobre et Sara ve La Terrasse de Midi oyunları festivale ilk hayat veren oyunlar olmuşlar. 17 yıl boyunca festival Jean Vilar tarafından yürütülmüş. Genç seyircileri bu festivale çekmek istemişler bu yüzden de Paris te aoynan oyunlardan farklı olan oyunların burada gösterime girmesi sağlanmış.
Saint Pierre Church: Avignon’un en güzel kilisesi. Ön tarafı 16 yy da yapılmış. 1551 yılında ahşap kapı eklenmiş.
Festivalin kurucusu 1971 yılında kalp krizinden ölmüş. Bazılarına görede gençlerin artık ona saygı göstermediği için öldüğünü söylüyor.
Vilardan sonra onun görevini Paul Puaux almış. 1970 yeni stil yeni direktör ve yeni bir bakış açısı olmuş.
Yeni festival vaşlamış “off” bunada resmi festivale davet edilmeyen şirketler geliyormuş. Diğer resmi olanada “in” deniyor. Her iki festivalde Temmuz ortasında başlıyor. Ağustos başında son buluyor.
Avignon da “cotes du rhone” şarabı dünyanın en beğenilen şarabıymış.
Aix En Provence: Yemek yeri: Yoji, Pasta Cosy, La pizza, The Olde Bulldogge (hamburger)
Fotoğraflara garından başlamak istiyorum. Çok modern bir yapıydı ve çok hoş yapmışlardı. Bence bu zengin şehire uygun bir yapı olmuş. Bu arada bu TGV station. Şehre Shuttle bus'la 10 dk da ulaşılabiliyor. Diğer iki istasyon ise şehrin içinde. Bilgilerinize...:-)
Gezimizin 6. günündeyiz sanırım. Yarın Aix en Provence de olacağız.
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Sunday, June 13, 2010
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Kapı, pencere çekmeyi pek seviyorum. Bozcaada da bunun için çok uygundu. Eski Rum mahallesinde kendimi pek bir kaybettim Japon turistler gib...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
19 Mayıs tatil olunca bizede uzun haftasonu tatili yapmak kaldı. Hemen plan yapıldı. Bozcaada da bir bağevi ayarlandı, dönüş yolunda ...
-
İstanbul da artık gidilecek biryer kalmadı! Bugün düşündük taşındık en sonunda yeni konan seferleri denemeye karar verdik. İstinyeden Anadol...
-
Çok güzel bir haftasonu geçirdik. Biraz yorucuydu ama her saniyesine değerdi. Uzun zamandır Cunda'ya gitmek istiyordum ve kısmet bu haft...
-
Istanbulda yarim santim kar yagdi herkes felegini sasirdi... Eski kayitlarima baktim 2006' 2010 yillarinda kar yagmis...Allahtan cok sey...
-
Cumartesi Anneşkom ve Demet arkadaşımla açılışa gittik. Bu yerin reklamını daha sonra yaparım! Sonrasında da hadi bakalım Sultanahmet civarı...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2010
(179)
-
▼
June
(20)
- Büyükada
- Bisiklet
- Pencereler
- Paris
- Marsilya
- Nice
- Paul De Vence
- Aix en provence
- Avignon
- Saint Emilion
- bordeaux - 4.gün devam
- Bordeaux Turistik yerler- 4.gün devam
- Bordeaux genel görünüm (4.gün)
- Brantome
- Bergerac
- Perigueux
- La Roque Gageac, Domme
- Beynac
- SARLAT - 2.gün
- Excursion grande aux sud de la France !- Eyfel Kul...
-
▼
June
(20)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
4 comments:
Sevgili Arzu,
Fotograflar harika, yazilar da cok guzel, biz de sayende sanal yolculuk yapiyoruz.
'99 yilinda benzer bir yolculuk yapmistik Slovakya-Barcelona arasinda Fransiz kiyilarindan gidip, Countryside'dan donecek sekilde ve cok guzel gecmisti.
Ufukta simdi ne var :)
Sevgiler
FB
@Figencim,
Teşekkür ederim.Gördüğüm güzel şeyleri dostlarımla paylaşmak onlarında memnun olduğunu duymak inan beni çok mutlu ediyor.
Bizde italyadan başalıyıp, fransa derken sanıyorum biraz daha güneyde ispanya diyeceğiz.
Ama buralara biraz ara vermek fena olmaz belki kuzeye çıkarız...:-)seneye artık.
Önümüzde yaz tatili olsun. Şöyle deniz kenarında uyumak, kızartma filan yemek, içmek gibi...:-)
Tatilde görüşmek üzere.
Sevgiler
Arzu
soyle bir de festivale gitsek o havayi koklasak fena mi olur? sakin cafelerde dinlenmek etrafi seyretmekte yeter bakalim ben daha gormedim seninle gezmekten memnunum:)
Bestecim.
Çok iyi fikir ama festival için şimdiden bilet ayırtmak gerekiyormuş. Çünkü inanılmaz kalabalık oluyormuş.
Şimdilik sakin cafelerde esperesso yudumluyarak yolculuğumuza devam edelim...:-))
sevgiler...
Post a Comment