skip to main |
skip to sidebar
Konser yeri: İş Sanat Saat: 20:00, İstanbulda yağmur yağıyor. İş çıkışı aman tanrım trafik nasıl gideceğim, birde üstüne üstelik, soluk borum 1000 C kızarmış yanan kızıl renkli bir boru, ciğerlerim ise patlamaya hazır kazan dairesi gibi...ama gittim ve inanılmaz bir şey gerçeekleşti, traffiğe çok az takıldım... 18:40 ta oradaydım. Hatta vitrin alışverişi için vakit bile vardı. Ama pizza kokusu bulunduğum alanı terk etmemi önderdi. :-)
Nefis bir konserdi. Stacy Kent... egosu olmayan tatlı sevimli kadife sesli bayan...nefis bir konser verdi. Öksürük nöbetlerimi alkış aralarına sakladım... ama değerdi...
Her fırsatta Jim Tomlinsonı tanıtırken "my husband" deyip biz bayanları kıskandırsada varsın olsun diyorum...:-)))
STACEY KENT'in "Breakfast on the Morning Tram" albümünde aşağıdaki parçaları çok beğendim...
1. The Ice Hotel (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
3. Ces Petits Riens (Serge Gainsbourg)
4. I Wish I Could Go Travelling Again (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
7. Breakfast on the Morning Tram (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
9. So Romantic (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
Stacey Kent - voice
Graham Harvey - piano and Fender Rhodes;
John Parricelli - guitars (yoktu)
Dave Chamberlain - double bass
Matt Skelton - drums and percussion
Jim Tomlinson - tenor sax, alto sax, soprano sax, flute
Not: fotoğraf kendi sitesinden alınmıştır.
Güneşli günü görünce hiç affetmem...:) Sabahın köründe yollara düştük... Kahvaltı, kahve keyfi, çay keyfi...Değişik yeni bir yer keşf ettik. Süper, bir kahvaltı meekanı... Dostlarım için rezerve ettim burasını...
Sonbahar da İstanbulda pek bir güzel oluyor canım... Hangi renkleri çeksem diye epeyce bir düşündüm...
Yukarıdan boğaz köprüsüde çok güzel gözüküyor... Keşke o evlerden birinde otursak... Orada oturanları kıskanmıyor değilim yani...
Burası 1800'lü yılların başında fil ambarı adıyla inşa edilmiş. Kulağa pek inandırıcı gelmese de filler bu iskeleden karaya çıkar, bir süre bu ambarda bekletildikten sonra Anadolu'ya gönderilirmiş. İyi de filin Anadolu'da ya da İstanbul'da ne işi var, onu pek anlayabilmiş değilim.
Neyse uzun bir yürüyüşün ardından, Bağdat caddesinde alışveriş keyfi... ve gün bitti...
Cuma akşamı yeni bir yerde yemek yedim... Saloon denilen bu yere çok hoş... Yemekleride fena değil.... tavsiye olunur...
Eevet geçen gün otobüste trafikte pek bir sıkıldım... Ne yapsam ne yapsam dedim... Fotoğraf makinesini çıkardım ve gözümün fotoğrafını çekmeye başladım...!!! Üste üste defalarca çektim... Otobüsdeki insancıklarda içlerindden herhalde kız delirdi diyorlardı... (garip bakışlarından aldım bu mesajı....:-))) ama yinede umurum olmadan can sıkıntımı gidermek, vahşi ve dayanılmaz trafiği unutmak için çıt çıt yaptımda durdum...ve sonunda işte bu fotoğraf çıktı...:-) Nasıl ama...Lütfen yeşil rengi oylamasına oyunuzu kullanın...:-))))
Pages
Tuesday, November 20, 2007
Konser- Stacy Kent
Konser yeri: İş Sanat Saat: 20:00, İstanbulda yağmur yağıyor. İş çıkışı aman tanrım trafik nasıl gideceğim, birde üstüne üstelik, soluk borum 1000 C kızarmış yanan kızıl renkli bir boru, ciğerlerim ise patlamaya hazır kazan dairesi gibi...ama gittim ve inanılmaz bir şey gerçeekleşti, traffiğe çok az takıldım... 18:40 ta oradaydım. Hatta vitrin alışverişi için vakit bile vardı. Ama pizza kokusu bulunduğum alanı terk etmemi önderdi. :-)
Nefis bir konserdi. Stacy Kent... egosu olmayan tatlı sevimli kadife sesli bayan...nefis bir konser verdi. Öksürük nöbetlerimi alkış aralarına sakladım... ama değerdi...
Her fırsatta Jim Tomlinsonı tanıtırken "my husband" deyip biz bayanları kıskandırsada varsın olsun diyorum...:-)))
STACEY KENT'in "Breakfast on the Morning Tram" albümünde aşağıdaki parçaları çok beğendim...
1. The Ice Hotel (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
3. Ces Petits Riens (Serge Gainsbourg)
4. I Wish I Could Go Travelling Again (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
7. Breakfast on the Morning Tram (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
9. So Romantic (Jim Tomlinson/Kazuo Ishiguro)
Stacey Kent - voice
Graham Harvey - piano and Fender Rhodes;
John Parricelli - guitars (yoktu)
Dave Chamberlain - double bass
Matt Skelton - drums and percussion
Jim Tomlinson - tenor sax, alto sax, soprano sax, flute
Not: fotoğraf kendi sitesinden alınmıştır.
Friday, November 16, 2007
4 ay...)
Zaman ne çabuk geçiyor değil mi... 4 ay önce bugün çok güzel bir gün geçirdim ve hayatımda plandığım iyi şeyler için ilk adımı attım. Ünlü bir atasöz derki... Doğru yolda sekerek yürümek, bilmediğin yolda koşmaktan daha iyidir....:-) İşte böyle efendim...
Hayatımdaki tek zenginliğim sahip olduğum dostlarımdır. Düğünümde dek sadece dostlarım vardı. Düğün ile ilgili anlatılacak çok kare var ama... Misafirlerimizin akıllarında kalanları özetleyeyim.... Ali'nin sevdim biir genç kadını şarkısını söylemesi. Benim eteklerimi kaldırarak dans etmem. Nikah şekeri yerine verediğimiz müzik CDsi...
Haaaa... benim aklıma ne kaldı derseniz... Dostlarımın yazlık topuklu ayakkabıları içinde ayakları parçalanıncasına peşimden koşmaları, gözlerimin içindeki gülümseyi izlemeleri ve kaybolduğu anda yanımda bitmeleri... Sıcak ve sevgi dolu bir akşam...
Üç dileğim var. Demet, Yıldız, Serra için kullanıyorum bunu...
Hayatımdaki tek zenginliğim sahip olduğum dostlarımdır. Düğünümde dek sadece dostlarım vardı. Düğün ile ilgili anlatılacak çok kare var ama... Misafirlerimizin akıllarında kalanları özetleyeyim.... Ali'nin sevdim biir genç kadını şarkısını söylemesi. Benim eteklerimi kaldırarak dans etmem. Nikah şekeri yerine verediğimiz müzik CDsi...
Haaaa... benim aklıma ne kaldı derseniz... Dostlarımın yazlık topuklu ayakkabıları içinde ayakları parçalanıncasına peşimden koşmaları, gözlerimin içindeki gülümseyi izlemeleri ve kaybolduğu anda yanımda bitmeleri... Sıcak ve sevgi dolu bir akşam...
Üç dileğim var. Demet, Yıldız, Serra için kullanıyorum bunu...
Labels:
ondan bundan birazda benden
Monday, November 12, 2007
Tabelalar
Wednesday, November 7, 2007
CANIM DOSTUMA
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Can Yücel
İYİKİ DOĞDUN DEMETCİM...
Yanımda senin gibi bir dostum olduğu için dünyanın en şanslı insanıyım..
Yeryüzünündeki hiçbirşey seninle kafa çekmek, dedikodu yapmak, rejimdeyken 2 tabak patates kızartması yemek, tatillerde seni kanser etmek, karanlık yollarda yürüğemiz hop ederek araba kullanmak, beraber ağlamak, beraber gülmek, beraber şarkı söylemek, yürümek, anlatmak, PAYLAŞMAK'tan daha heycanlı , zevkli ve değerli olamaz...
Canımusuma sevgiilerimle....
Arzu
Labels:
ondan bundan birazda benden
Monday, November 5, 2007
Boğazda bir Pazar kahvaltısı keyfi
Güneşli günü görünce hiç affetmem...:) Sabahın köründe yollara düştük... Kahvaltı, kahve keyfi, çay keyfi...Değişik yeni bir yer keşf ettik. Süper, bir kahvaltı meekanı... Dostlarım için rezerve ettim burasını...
Sonbahar da İstanbulda pek bir güzel oluyor canım... Hangi renkleri çeksem diye epeyce bir düşündüm...
Yukarıdan boğaz köprüsüde çok güzel gözüküyor... Keşke o evlerden birinde otursak... Orada oturanları kıskanmıyor değilim yani...
Burası 1800'lü yılların başında fil ambarı adıyla inşa edilmiş. Kulağa pek inandırıcı gelmese de filler bu iskeleden karaya çıkar, bir süre bu ambarda bekletildikten sonra Anadolu'ya gönderilirmiş. İyi de filin Anadolu'da ya da İstanbul'da ne işi var, onu pek anlayabilmiş değilim.
Neyse uzun bir yürüyüşün ardından, Bağdat caddesinde alışveriş keyfi... ve gün bitti...
Cuma akşamı yeni bir yerde yemek yedim... Saloon denilen bu yere çok hoş... Yemekleride fena değil.... tavsiye olunur...
Labels:
geziyorum,
ondan bundan birazda benden
Saturday, November 3, 2007
KENDİ GÖZÜM...
Eevet geçen gün otobüste trafikte pek bir sıkıldım... Ne yapsam ne yapsam dedim... Fotoğraf makinesini çıkardım ve gözümün fotoğrafını çekmeye başladım...!!! Üste üste defalarca çektim... Otobüsdeki insancıklarda içlerindden herhalde kız delirdi diyorlardı... (garip bakışlarından aldım bu mesajı....:-))) ama yinede umurum olmadan can sıkıntımı gidermek, vahşi ve dayanılmaz trafiği unutmak için çıt çıt yaptımda durdum...ve sonunda işte bu fotoğraf çıktı...:-) Nasıl ama...Lütfen yeşil rengi oylamasına oyunuzu kullanın...:-))))
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
19 Mayıs tatil olunca bizede uzun haftasonu tatili yapmak kaldı. Hemen plan yapıldı. Bozcaada da bir bağevi ayarlandı, dönüş yolunda ...
-
Istanbulda yarim santim kar yagdi herkes felegini sasirdi... Eski kayitlarima baktim 2006' 2010 yillarinda kar yagmis...Allahtan cok sey...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Kapı, pencere çekmeyi pek seviyorum. Bozcaada da bunun için çok uygundu. Eski Rum mahallesinde kendimi pek bir kaybettim Japon turistler gib...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Dünkü gezi sırasında çok değişik kuşlar gördük. Ama ibibik kuşunu görür görmez neden daha güzel bir fotoğraf makinam yok ki dedim.Yerden h...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.