Sunday, July 29, 2012

Kürekli Şelalesi- Bölüm-2

Dediim gibi biz Hamamlıkızık dan yürüdük. Önce tırmandık sonra aşağıya indik. Manzara hernekadar da güzel olsada bu yolu tavsiye etmem. Eğer özel aracanız ile gitmiyorsanız Arabayatağı metro istasyonun oradan kalkan 22 numaralı otobüse veya cumalıkızık minübüslerine binin. (ama bu minübüslerin hepsi kent ormanın yakınından geçmiyor, binerken sorun) .(Not: kent ormana özel araç dışında ulaşım imkanı bulunmuyor). Minübüslerin sizi indereceği yerden yürüyebilirsiniz (yaklaşık 4 km. biz dönüşte bunu yaptık) yada otostop yuapabilirsiniz! Yol fena değil. Asfalt yol. Bir yanda çam ormanları bir yanda uzakta bir yerler tokinin korkunç inşaatı. Neyse Aral Çiftliği'ne (alabalık çiftliği) varınca hemen yanında kent ormanın girişi var. İçeriye girip yürümeye başlayınca oturma yerleri (ağaçların üstünde), çeşmeler vs. var. Bunları geçinde ilk asma körüyü görüyorusunuz. Şelale 1800m diyor. Sonrada bir daha bu yazıyı görmüyorsunuz. Köprüyü geçince sola devam edin. Parkur güzel ve kolay ama bir yere kadar. Sonrasında tırmanmaya başlıyorsunuz. Sanıyorum 3. asma körüyü geçince... İşte bundan sonrası biraz kondisyon gerektiriyor. Yinede bir gayret çıkıyorunuz. Tabiki arada benim gibi suya girerek serinleyebilirmisiniz. (baharda bunu yapamazsınız deli çay gürlüyormuş çünkü). Deliçayı fotoğraflarda göremiyorsunuz çünkü kurumuş durumda yerinde taşlar var. Ama kışın ve baharda yeniden canlanıyor. Zorlu tırmanışı geçtikten sonra kuş izleme terası var. manzara terası var. (şelaleyi görebilirsiniz). Şelalede yüzmek... buda bambaşka birşey...











Hamamlıkızık

Hamamlıkızık, kürekli şelalesi maceramız... Araştırmalarıma göre hamamlıkızık köyünden Kürekli şelalesine çıkılabiliyordu. Ancak bu bilgiyi biraz açıklamam lazım. Birkere hamamlıkızık köyü içinden geçerek Kent ormana ulaşmak için altıncı hislerinizin iyi ve size yolu tarif edenlerin çok iyi bilgi vermesi gerekiyor. Yoksa kaybolmanız içten bile değil. :-) Hamamlıkızıkta çok eski tarihi evlere rastalamıyorsunuz. Genelde 3-4 katlı beton köy evleri var. Köylerini pek koruyamamışlar. Tarihi hamamlarını da pek güzel restore ediyorlar!!! bu resterasyon işinden pek anlamıyorum. eski halinden hiç eser bırakmıyorlar... Neyse konumuz bu değil. Köyün kahvesi ramazan dolayısıyla kapalıydı. Her yer kapalıydı... Ama kapalı kahvede oturan yaşlı bir adam bize epey yardımcı oldu. Çok güleryüzlüydü ve detaylı da bilgi verdi. Bu arada Hamamlıkızık'ın köylüleri genelde güleryüzlüydü... Köyden çıktık yola... Bir ara epey bir tarife uygun gittik. Sonra bir yerde sağ yapalım dedik işte yanlış karardı.! Bahçelerin içine girdik. Bu mevsimde armutlarda olmaya başlamıştı çok lezzetli görünüyorlardı ancak ayağımıza dokunan ve kırmızı yapan otlarından kurtulmak için oradan çıktık ve dier yöne devam ettik. Yolu uzatmamıza rağmen sonunda kent ormanın girişine kavuştuk. Bu macera yarına... Hamamlıkızıktan buraya yaklaşık 3-4 kilometre yürümüşüzdür. Ancak tabiki bu yolun büyük kısmı tırmanış olduğu için yaklaşık 1 saat sürdü. Arada fotoğraf molaları verdik vs... Fotoğraflarda görülen evler oradaki bir kaç ev. Diğerleride zaten betonarme yapılar... Yarın kürekli şelalesi Not. Fotoğraflarıma artık ismimi ekliyorum. Çünkü şehirkeyifi.com da assos fotorafımı izinsiz kullanmışlardı. Kendilerine bildirdiğimde bir özür bile dilemediler. ama kaldırdılar. işte böyle .... HAMAMLIKIZIK: Bursa’nın doğusunda sıralanmış, 7 Kızık köyünden biridir. Burası da yeni kurulan Yıldırım ilçesi sınırları içindedir. Köy Uludağ’ın kuzey yamaçlarındaki bir vadinin kenarında yer almaktadır. Bu adı, vadi içinde kısılmış olduğundan dolayı aldığı da söylenegelmiştir. Kısık adı da sonradan Kızık olmuştur denir. Ancak Kızık Boyu Türkmenlerince kurulduğu bilinen bir gerçektir. Buradaki hamama ‘ Kısık Hamamı’ denmiştir. Adı da, anlaşılacağı gibi bununla ilgilidir. Hamamın tarihi özelliği vardır. 1665 yılında Hacı İvaz Paşa’nın burada 300 kuruş değerinde 2 bahçesi bulunuyordu. Abdurrahman Çelebi adında bir hayırsever köyde bir hamam yaptırmış ve geliriyle Kuran okutulmasını istemiştir. 1521 tarihli tehriat defterlerinde adı bulunan köy, Orhan Gazi’nin vakıf köyleri arasındadır. O zamanlar burada ancak birkaç hane yaşamaktaydı. 1908 yıllığında 77 hane bulunduğu yazılıdır. 1927 yılında 468, 1990’da ise 782 kişi ikamet ediyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında öbür Kızık köyleri ile beraber, düşman kuvvetleri silah arama bahanesiyle köyü basıp halkın malına ve canına zarar vermişlerdir. Köy kestaneleri ile de ünlüdür. Kaynak: Bursa'nın Kızık Köyleri http://www.webhatti.com/illerimiz/550800-bursanin-kizik-koyleri.html#ixzz21zoRGk5Nwhkaynak









Wednesday, July 18, 2012

Bir Pazartesi Akşamı

Pazartesi akşamı kutlama yapalım dedik!! ve iş çıkışı Burgazadaya doğru yol aldık. :-) Adanın sakin olmasını bekliyorduk. Kıyı dışında her yer sakindi. Kıyıda fena değildi. Kalpazankaya fava, denizbörülcesi, midye salatası, patates kroket, balık , karides güveç ve tabiki bunların olmazsa olmazı rakı eşliinde güzel bir gece geçirdik. Fotoğraflar sırasıyla geceye doğru ilerliyor....:-)











Monday, July 16, 2012

Bildirimler- ve arama

Bu aralar sizden gelen mesajlara cevap yazamıyorum. Bu yazı ile toplu bir gönderim yapayım 1. Fotoğraflarımı beğendiğiniz için teşekkür ederim. 2. Fotoğraf makinemin markası : SONY HX-1 Bunun dışında sıcak. Bu sene çok fazla. Ama inanın şikayetçi değilim. Kış gelmesinde sıcaklar devam etsin :-)

Sunday, July 15, 2012

Boğazın kırmızıları

Boğazın kırmızıları hoşuma gidiyor. Tabiki ve herzaman tek tercihim beyaz. Ancak aradaki bir iki kırmızıda görüntüyü renklendirmiyor değil hani :-)







Saturday, July 14, 2012

Yunuslar

Sonunda yunusları gördüm. Bu sene onları göremediğim için çok üzülmüştüm. Nisan - Mayıs aylarında geçişlerini büyük keyifle izliyorum... Neyse bu arada köprünün boyu sizce kaç cm :-)





Wednesday, July 11, 2012

ANTAKYA

yazılar yarın...














About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html