Bayram olduğu için ziyaret ettiğimiz köylerde yine evlerine davet ettiler. Uzun uzun bayram sohbetleri yaptık. Şehirliler geliyor ev alıyor, sonrada hayvan pisliğinden ve kokusundan şikayet ediyor, istemiyor dediler. Etini yiyoruz, sütünü içiyoruz tabiki de bu hayvan var, pisliğide olacak.... Güzel insanlar...
Sansarak köyünde evler iyice yıkılmaya başlamış ama toprak da bu yıl çok daha fazla ekin vardı. Etrafta da çok fazla hayvan, güzeldi sevindirdi. Hatta iyimidir kötümüdür bilmem ama zeytin ağaçlarının altında bile ekin vardı.
Bu civarda bir köyü çok beğendim. İsmini yazmıyorum çünkü bozulsun hiç istemiyorum. Evler hala daha kerpiçten ve ahşaptan. Çitler, toprak doğa o kadar güzeldi ki... Buraya bunu not düşmemin sebebi bazen yeniden gitmek istiyoruz hangi bölgede olduğunu hatırlamak için... Nede olsa bu bir günlük...
Sansarak kanyonu benzetmişiz, ikinci kanyon yolundan aşağıya yol yapılmış, çadırlar, yemekler,plastikler. Yazmayım dedim yine duramadım.
Bu arada ikinci kanyon yolundan değirmen ve şelale 500 m diyor doğru değil bence en azından bin metre daha fazla da olabilir. Kanyonun en berbat eyeride burası zaten.
İnsanlar orayı neden beğendiklerini unutuyorlar... Zorla indiğiniz,yürüyemediğiniz, etrafta insan olmadığı, plastik şişe ve çöp görmediğiniz için beğendiniz. Peki o yolu niye açtınız, ateş yakıp, çadır kurup, çöp bırakmak için mi...
Kanyonun içi güzel bu mevsimde su dizlerime kadardı ve oldukça serindi. İznik sahili oldukça kalabalıktı o yüzden durmadık.
Şeftalinin kasası 10 tl. Meyveler, sebzeler o kadar taze ve o kadar güzel gözüküyorlardı ki. İnsan bu topraklarda yaşağı için şükr ediyor.