Thursday, September 15, 2016

Sansarak Kanyonu ve Civar Köyler

Sansarak kanyonunda yürüyüş yaptık ve civar köyleri dolaştık. Bu sefer Karamürsele gelemeden rotamızı aşağıya göle doğru çevirdik. Daha önce o yoldan inmemiştik. Çok güzel manzaralar ve doğa nefis. Bu kadar güzel mi olur her yer ve insanlar.

Bayram olduğu için ziyaret ettiğimiz köylerde yine evlerine davet ettiler. Uzun uzun bayram sohbetleri yaptık. Şehirliler geliyor ev alıyor, sonrada hayvan pisliğinden ve kokusundan şikayet ediyor, istemiyor dediler. Etini yiyoruz, sütünü içiyoruz tabiki de bu hayvan var, pisliğide olacak.... Güzel insanlar...

Sansarak köyünde evler iyice yıkılmaya başlamış ama toprak da bu yıl çok daha fazla ekin vardı. Etrafta da çok fazla hayvan, güzeldi sevindirdi. Hatta iyimidir kötümüdür bilmem ama zeytin ağaçlarının altında bile ekin vardı.

Bu civarda bir köyü çok beğendim. İsmini yazmıyorum çünkü bozulsun hiç istemiyorum. Evler hala daha kerpiçten ve ahşaptan. Çitler, toprak doğa o kadar güzeldi ki... Buraya bunu not düşmemin sebebi bazen yeniden gitmek istiyoruz hangi bölgede olduğunu hatırlamak için... Nede olsa bu bir günlük...

Sansarak kanyonu benzetmişiz, ikinci kanyon yolundan aşağıya yol yapılmış, çadırlar, yemekler,plastikler. Yazmayım dedim yine duramadım.
Bu arada ikinci kanyon yolundan değirmen ve şelale 500 m diyor doğru değil bence en azından bin metre daha fazla da olabilir. Kanyonun en berbat eyeride burası zaten.
İnsanlar orayı neden beğendiklerini unutuyorlar... Zorla indiğiniz,yürüyemediğiniz, etrafta insan olmadığı, plastik şişe ve çöp görmediğiniz için beğendiniz. Peki o yolu niye açtınız, ateş yakıp, çadır kurup, çöp bırakmak için mi...

Kanyonun içi güzel bu mevsimde su dizlerime kadardı ve oldukça serindi. İznik sahili oldukça kalabalıktı o yüzden durmadık.

Şeftalinin kasası 10 tl. Meyveler, sebzeler o kadar taze ve o kadar güzel gözüküyorlardı ki. İnsan bu topraklarda yaşağı için şükr ediyor.
































Tuesday, September 6, 2016

Asmalar ve Köyler

Evet tadımlar yapıldı. Bağ bozumu yapıldı. Asmalar dallarından toplandı, kasalara kondu. :-) Asma kömürü üzerinde kahve içilip keyif yapıldı. Dereden su içildi. Köyde çınarın altında yorgunluk çayı içildi. Güzel insanlarla sohbet edildi ve geri dönüldü.

Kutman müzesi ve son bölümde yarına kalsın... :-)  Köylerde hayat çok sakin ve güzel ama işleri çok zor çiftçinin desteklenmesi lazım. Gençlerin çiftçiliğe özendirilmesi ve meslek olarak göremleri sağlanmalı ancak o zaman üretim  olur ve dışa bağımlılıktan kurtuluruz. Üretmek güzel...





















Monday, September 5, 2016

Aker Bağevi _ bölüm-1

Dün Mürefteye bağ bozumuna gittik. Aker ve Kutman şarapçılığı ziyaret ettik. Aker Şarapçılık çok eski bir firma. Şarapları tamamen naturel. Kriz ve diğer tüm etkiler!! onları da vurmuş. Üç kuşaktır şarapçılıkla uğraşıyorlar. Dedeleri selanikten gelmiş ve Mürefteye yerleşerek bu işe başlamış. İnanılmaz kibar ve efendiler. Çok yardımseverler. Bilgili ve kibar olmaları umarım onları mesleklerinde umdukları noktaya taşır. Ortam ve durumlar izin verirse tabi ki.
Üzüm işi zor. Emek istiyor. Ne yazık ki ülkemiz de üretim desteklenmiyor. Üzüm ün kilosu belli. Toprağı işlemek,kükürtlemek, hasatı toplamak hepsi para. İşçilerin günlüğü 100 tl olunca siz düşünün gerisini. İş çok zevkli. Aker sahibi olan baba çiftçinin deteklenmemesinden dertli onlar üretsin ki biz üzüm alalım üretmeye devam edelim.

Oğullarının tek söyledikleri şey üretmek çok güzel. Bizi ancak üretim kurtarır. Üretimden başka çıkar bir yol bilmiyoruz diyorlar.

Pırlantanın vergisi, lüks yatların mazotu derken ... üretim içinde umarım bir iylik düşünlür.


















About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html