Bugün akşam üzeri Zeyrekhaneye gittik. Hoş bir yer. Tavsiye edilir. Özellikle yaz mevsiminde...ve gün batımında.... Biz gittiğimizde bir bakanla röportaj yapılıyordu. Allahım acaba hangisi daha kötü dedim!!! ...
Neyse buradan çıkınca birde pier loti yapıp gece ışıklarını çekelim dedik. İşte bir pazar da böylece geçti gitti.
Zeyrekahane:
Sağında Şehzade başı külliyesi, solunda Süleymaniye ve Ayasofya, karşısında Topkapı Sarayı'nın kubbeleri, yanında Marmara ve onun ardında Üsküdar ile sol tarafında Galata ve Beyoğlu... 118 yılında Bizans İmparatoru Ioannes II Kommenos ve eşi tarafından vakfedilen Pantokrator Manastırı'nın bir parçası olan Zeyrekhane'de tarihe doyacaksınız. Pembe renkli harçla işlenen taş duvarar ve kemerli büyük pencereler, Anadolu'nun çeşitli yerlerinden ve İstanbul'daki eskicilerden derkenen pilavlıklar gülabdanlar, kavukluklar, dua levhaları, şamdanlar, kandiller ve daha pek çok aksesuarla Zeyrekhane'de Osmanlı tarihiyle iç içe keyifli anlar yaşayacaksınız. İstanbul'un tarihi semtlerinden Zeyrek'te hizmet veren Zeyrekhane'nin büyük kemerli pencerelerinden süzülen ışıkla, Türk mutfağından seçme yemeklerinizi mistik bir atmosferde yeme olanağı bulabilirsiniz. Eski Elişi örtüler para keseleri ve camaltı resimlerle renklendirilen tuvalelerine kadar, mekanın her yerinde tarihin yaşadığını hissedeceksiniz. Haliç'ten Süleymaniye'ye kadar İstanbul'u panoramik bir bakışla seyretmek ve Türk mutfağının en özgün yemeklerinden tatmanız için Zeyrekhane sizleri bekliyor.
Bu bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
skip to main |
skip to sidebar
Bugün hava biraz ılındı. Bizde akşam üzeri kendimizi Yeşilköy sahiline attık. Birazda panaroma denemek istedim...
Kedi bize pek bir poz verdi...:-)
Bu arada fotoğrafların büyük boyu için fotoğrafın üzerini çift tıklamanız yeterli...
Bu aralar yeni fotoğraf makinamı deniyorum. Ama sadece zoom'unu. :-) Zira havalar kötü olduğu için ve çantası da henüz gelmediği için yanıma alamıyorum. O yüzden bende balkondan kuş paparaziliği yapıyorum...:-)
Orkide fotoğrafını evde yattığım yerden çektim. Hemde easy mode da. Kısacası sonuçları şimdilik fena gözükmüyor. Bakalım alışabilecekmiyim....:-)
İstanbul da kar sonunda bitti. Yağmur da yerdekileri temizledi. Ooohhh... hep beraber çıktık açık alana...:-)Yaşasın. Bu demek oluyor ki bu bahar güzel olacak ve ağaçların çok çiçekleri çok açacak...
Pages
Sunday, January 31, 2010
Saturday, January 30, 2010
Yesilköy Sahili
Bugün hava biraz ılındı. Bizde akşam üzeri kendimizi Yeşilköy sahiline attık. Birazda panaroma denemek istedim...
Kedi bize pek bir poz verdi...:-)
Bu arada fotoğrafların büyük boyu için fotoğrafın üzerini çift tıklamanız yeterli...
Labels:
İstanbul,
ondan bundan birazda benden
Thursday, January 28, 2010
Paparazi A. :-) 28.01.2010
Bu aralar yeni fotoğraf makinamı deniyorum. Ama sadece zoom'unu. :-) Zira havalar kötü olduğu için ve çantası da henüz gelmediği için yanıma alamıyorum. O yüzden bende balkondan kuş paparaziliği yapıyorum...:-)
Orkide fotoğrafını evde yattığım yerden çektim. Hemde easy mode da. Kısacası sonuçları şimdilik fena gözükmüyor. Bakalım alışabilecekmiyim....:-)
İstanbul da kar sonunda bitti. Yağmur da yerdekileri temizledi. Ooohhh... hep beraber çıktık açık alana...:-)Yaşasın. Bu demek oluyor ki bu bahar güzel olacak ve ağaçların çok çiçekleri çok açacak...
Labels:
ondan bundan birazda benden
Saturday, January 23, 2010
Bu sabah kar var İstanbulda-23.01.2010
Bu sabah behzar ablamla nefis bir kahvaltı yaptık. O kadar çok kar yağıyordu ki boğaz manzarımız sislerin içinde kaybolmuştu. Bu yüzden bana da çiçekleri çekmek kaldı. İki fotoğrafı Sony HX1 la diğerlerini canım Canonumla çektim...
Yolda çok kaza vardı. Yerler buz tutmuştu. İnsancıklar alışveriş merkezlerinde ekmeğe saldırmışlar ekmek kalmamış hiç bir yerde...İyi ki yağdın kar...:-)
Yolda çok kaza vardı. Yerler buz tutmuştu. İnsancıklar alışveriş merkezlerinde ekmeğe saldırmışlar ekmek kalmamış hiç bir yerde...İyi ki yağdın kar...:-)
Labels:
ondan bundan birazda benden
Thursday, January 21, 2010
Papağanlar-21.01.2010
Bu sabah saat 7:20 gibi bizim evin önünde çektim bu fotoğrafı. Bu sevgili papağanları baharda ağaçların yeşilinden pek fazla göremiyoruz. Ağaçlar yapraklarını dökünce bizimkiler de ortaya çıktı.
Biraz da papağanlar hakkında bilgi:
Ayakları kısa ve ikisi önde, ikisi arkada olmak üzere dört parmağa sahiptir. Ön parmakların dipleri kısa bir zarla birbirine bağlıdır. Arkaya yönelik birinci ve dördüncü parmak geriden kavrar ve gaganın yardımı ile çeviklikle tırmanabilir. Tırmanma anında gagalarını üçüncü bir ayak gibi kullanma özelliklerinden dolayı en iyi tırmanıcı kuşlar olarak kabul edilirler.
Kalın ve kıvrık üst gaga hareketlidir. Alt gaga ise yiyecekleri kırmada tabla vazifesi görür. Dil, kalın ve etlidir. Aynı zamanda dokunma organı görevini de yapar.
Papağanların kanatları nispeten kısadır. Bununla beraber, Yeni Zelanda papağanı hariç hepsi iyi uçucudur. Genelde çift veya grup halinde çığlık çığlığa uçarlar. Avustralya'da yaşayan kakadular, binlerce fertten meydana gelen sürüler halinde seyahat ederler.
Beslenirken veya dinlenirken çok sakindirler. Yeşil renklileri o kadar iyi kamufle olur ki, çoğu zaman farkedilmezler. Tüyleri yeşil hakim olmak üzere kırmızı, mavi, sarı, beyaz ve siyah olabilir.Papağanın konuşma özellığı fazla olmasından , insanların dediğini tekrarlayan kuş türüdür.
Biraz da papağanlar hakkında bilgi:
Ayakları kısa ve ikisi önde, ikisi arkada olmak üzere dört parmağa sahiptir. Ön parmakların dipleri kısa bir zarla birbirine bağlıdır. Arkaya yönelik birinci ve dördüncü parmak geriden kavrar ve gaganın yardımı ile çeviklikle tırmanabilir. Tırmanma anında gagalarını üçüncü bir ayak gibi kullanma özelliklerinden dolayı en iyi tırmanıcı kuşlar olarak kabul edilirler.
Kalın ve kıvrık üst gaga hareketlidir. Alt gaga ise yiyecekleri kırmada tabla vazifesi görür. Dil, kalın ve etlidir. Aynı zamanda dokunma organı görevini de yapar.
Papağanların kanatları nispeten kısadır. Bununla beraber, Yeni Zelanda papağanı hariç hepsi iyi uçucudur. Genelde çift veya grup halinde çığlık çığlığa uçarlar. Avustralya'da yaşayan kakadular, binlerce fertten meydana gelen sürüler halinde seyahat ederler.
Beslenirken veya dinlenirken çok sakindirler. Yeşil renklileri o kadar iyi kamufle olur ki, çoğu zaman farkedilmezler. Tüyleri yeşil hakim olmak üzere kırmızı, mavi, sarı, beyaz ve siyah olabilir.Papağanın konuşma özellığı fazla olmasından , insanların dediğini tekrarlayan kuş türüdür.
Labels:
ondan bundan birazda benden
Sunday, January 3, 2010
Sergiler-Cihangir-Çukurcuma-Otto
Bugün İstanbul da hava yağışlıydı, bizde sergilere gittik. İlk olarak, Galeri İnSitu'da Philippe Pache'nin "Figür ve Işık fotoğraf sergisi"ni gezdik. Siyah beyaz fotoğrafların bazıları ilginçti. Benim beğendiğim fotoğrafta 2500 Euroya alıcı bulmuştu.
Bu serginin yanında White mill cafe var. Önünden nerdeyse hergün geçiyorum. Ama bu sefer serginin arka odasından cafenin arka bahçesini gördüm. Bu yaz hergün gideceğim mekan belli oldu. :-)
Bu sergiden sonra çukurcuma da antikacıları dolandık. Ne kadar güzel yerler açılmış, en kısa sürede güneşli bir havada buralara tekrar gidilecek ve fotoğraf çekilecektir. Aşağıdaki ikinci fotoğraf bir antikacının kapısının üstündeki duvara aittif. Fotoğrafı biraz işledim.
Çok güzel yeme içme yerleri vardı, "kedi", "aşağıya in bak" bunlardan bir kaçı, yemekler denendikten sonra bilgi verilecektir.
Daha sonra Fotoğraf Evinde Şinasi Barutçu Fotoğraf yarışması sergisi vardı. Yarışmacılardan birisine ait Gazete okuyan yaşlı bir adamın siyah beyaz çalışması çoook güzeldi.
Bu sergiden sonra Yapı Kredi sanat galerisinde bir tane daha sergiye gittik. Ama ben hiç birşey anlamadım. Hiç güzel değildi, girmemizle çıkmamız bir oldu.
Karnımız acıktığı için Santral İstanbul'a doğru yola çıktık. Otto'da nefis pizzaları midemize indirdik...Ooohh... süperdi. Bir sergi daha gezecek halimiz kalmadığı için bugünü tamamladık.
Bu serginin yanında White mill cafe var. Önünden nerdeyse hergün geçiyorum. Ama bu sefer serginin arka odasından cafenin arka bahçesini gördüm. Bu yaz hergün gideceğim mekan belli oldu. :-)
Bu sergiden sonra çukurcuma da antikacıları dolandık. Ne kadar güzel yerler açılmış, en kısa sürede güneşli bir havada buralara tekrar gidilecek ve fotoğraf çekilecektir. Aşağıdaki ikinci fotoğraf bir antikacının kapısının üstündeki duvara aittif. Fotoğrafı biraz işledim.
Çok güzel yeme içme yerleri vardı, "kedi", "aşağıya in bak" bunlardan bir kaçı, yemekler denendikten sonra bilgi verilecektir.
Daha sonra Fotoğraf Evinde Şinasi Barutçu Fotoğraf yarışması sergisi vardı. Yarışmacılardan birisine ait Gazete okuyan yaşlı bir adamın siyah beyaz çalışması çoook güzeldi.
Bu sergiden sonra Yapı Kredi sanat galerisinde bir tane daha sergiye gittik. Ama ben hiç birşey anlamadım. Hiç güzel değildi, girmemizle çıkmamız bir oldu.
Karnımız acıktığı için Santral İstanbul'a doğru yola çıktık. Otto'da nefis pizzaları midemize indirdik...Ooohh... süperdi. Bir sergi daha gezecek halimiz kalmadığı için bugünü tamamladık.
Labels:
İstanbul,
sanatsal etkinliklerim
Friday, January 1, 2010
01.01.2010 -yeni yılın ilk günü
İstanbulu, yaşayanları uyanmadan seviyorum. Bu sabah klasik yeni yılın ilk günü kahvaltısını yapmak için yola çıktık. Mekan Emirgan-çınaraltıydı. Cafe'nin ismini değiştirmişler, üsrünü kapatmışlar (bizim bölüm açıktı, birkısmı hala açık) ama önemli değil. Tıka basa yedikten sonra Emirgan Parkına çıktık. Hava öyle güzeldi ki, montları fora yaptık. :-) Yılın ilk günü Yürümek çok iyi geldi.
Nazar boncukları bu yıla nazar değmesin, 3 dileğim gerçekleşsin. Kırmızı çiçekler renk olsun olayı. Kırmızı ev, işte böyle bir yerde yaşamak istiyorum. Kocaman bahçeli. Atlara gelince, 2010 yılında ders alacağım yada en azından 1-2 kez bineceğim. Kızlara çok özendim, hem müzik dinliyolardı, hemde yavaş yavaş antereman yapıyorlardı (mekan istanbul atlı kulübü). Sarı köşk, emirgan parkının incisi. İşte böyle bir yıl daha başladı.Hadi bakalım, güzel şeyler olsun. Bol bol düğün organizasyonu yapmak istiyorum, bekar arkadaşlarıma duyrulur...:-)
Nazar boncukları bu yıla nazar değmesin, 3 dileğim gerçekleşsin. Kırmızı çiçekler renk olsun olayı. Kırmızı ev, işte böyle bir yerde yaşamak istiyorum. Kocaman bahçeli. Atlara gelince, 2010 yılında ders alacağım yada en azından 1-2 kez bineceğim. Kızlara çok özendim, hem müzik dinliyolardı, hemde yavaş yavaş antereman yapıyorlardı (mekan istanbul atlı kulübü). Sarı köşk, emirgan parkının incisi. İşte böyle bir yıl daha başladı.Hadi bakalım, güzel şeyler olsun. Bol bol düğün organizasyonu yapmak istiyorum, bekar arkadaşlarıma duyrulur...:-)
Labels:
İstanbul,
ondan bundan birazda benden
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Tarih'de 500 yıl önce neler olmuş diye merak ettim ve bakın neler buldum: 1500 World population 400 million. 1501 First flush toilets. 1...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.