skip to main |
skip to sidebar
Doğma büyüme Ataköylüyüm ve Ataköy de yaşamayı çok seviyorum. Çünkü kendimi güvende hisediyorum. Bu güven duygusu da çok eskilere dayanıyor.
İlk okul 3. sınıftan beri okuldan döndükten sonra kardeşimle evde yanlız kaldık. Annem, babam bize ve çevremize güveniyordu. Aslında pekte yanlız kalıyor sayılmazdık. Zira apartmanımızdaki tüm çocuklar bizimle aynı yaştaydı ve akşam geç saatlere kadar sokakta hep birlikte oynardık. Çünkü o zamanlar çoğumuzun annesi ve babası çalışıyordu ve mahallemizde bize göz kulak olacak komşularımız, abla ve abilerimiz vardı.
Önceleri, Ataköy'de 1,2,3 ve 4. kısımlar vardı. Şu anda TOKİ tarafından satılmaya çıkarılan eğlence merkezi ve iğrenç beton yığınına çevrilmeyye çalışan sahilde C Moteli (Ataköy Mocamp)bulunuyordu. Denize girmesek de havuzunda veya sahilinde güneşlenmeye giderdik.
Salih ve Savaş abi dolmuş şoförlerimizdi. Savaş abinin mavi Fordu vardı. Salih amca biraz daha yaşlıydı. Onun arabası bordo, hani şu yuvarlak farları olanlardandı. Markasaını hatırlaamıyorum. Birgün bizim de yakından tanıdığımız bir ailenin 3 oğlu birden uçak kazasında vefat etti. O zaman tüm Ataköylüler, o aile için yas tuttu. Acılı anne dolmuşa bindiğinde hemen müzik kapatılırdı, vs., vs. Kısaca herekes birbirini tanır ve güvenirdi. Sonra, evet sonra.....
Ataköy gün geçtikçe kalabalıklaşmaya başladı. 9., 5., 7.,8.ve 11 kısım derken proje dahilindeki tüm kısımlar tamamlandı. Bizde rahat bir nefes aldık.Artık yapılacak bir kısım kalmadı dedik. Ta ki TOKİ bataklık alan üzerine Ataköy Konaklarını inşa edene ve tanesini 800.000 Euroya satana kadar. Bu birbiri içine girmiş ve hiç bir estetiği olmayan yapılarda bayramlaşma tebriği bile bir balkondan diğer bir balkona tokalaşma şeklinde kestirmeden gerçeklştirebilecek türden... Zaten şu anda kimsenin rağbet etmediği bu bloklar da bomboş ve yeni sahiplerini bekliyor.
Sonra eski emlak kredi bankasının bulunduğu ufacık alana NOVUS binaları dikildi. Alan kalmayınca gözler 2. kısım daki evlerin bahçesine dikildi. Allahtan birlik olup bu alanları TOKI'den satın aldıkta 40 yıllık ağaçlarımızı kesilmesine izin vermedik.
Kısaca, yeşil alanlarımız bir bir hızla betona çevrildi. (Yine de Ataköy İstanbul da yeşil mekana sahip olan ender semtlerden bir tanesi). Şimdi sıra Ataköy sahilinde.
Yıllar geçince, "yok artık demek istiyorum!" Çünkü, "eskiden burası sahildi, şimdi şu hale bak deniz doldu, alışveriş merkezi yapıldı vs.vs." bu konuşmalar geçmişi acı acı yad etmekten ileriye gitmeyeccek. Oysa ben mücadele eden insanlarla birlikte mücadaale ettim ve bugün bu sahilde rahatça yürüyebiliyorum demek istiyorum.
Çünkü 5 kata kadar imar izni olan bir alan olsa bile o alan TOKİ'nin olunca 30 katta kadar bina dikebiliyormuş (yeni değiştirdikleri yasa ile). Belediyenin ve TOKİ'nin kendi sitesinden de bu bilgiye ulaşabilirsiniz.
Yazının özeti, bende yeşilime, mavime , Ataköy'üme sahip çıkıp bu gece yürüyüşe katıldım.Çünkü susmak çözüm değil.
Bugün konu ile Radikal Gazetesinde çıkan yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
İSTANBUL - “Ataköy sakinleri olarak biz, dairelerimizi, Cumhuriyetimizin mesken politikasını yürüten T.C. Emlak Kredi Bankası’ndan satın aldık. Ataköy 1. ve 2. kısımlar Cumhuriyet’in ilk toplu yerleşim uygulamasıdır. Mahallemizin adı dahi yarışma neticesinde belirlenerek, devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün adıyla adlandırılmıştır. Yeşil alanların ağaçlandırılması, yarışmalar açılarak ve büyük meblağlar ödenerek yapılmıştır. Lüften bizi artık tedirgin etmeyin!”
Emekli avukat Mustafa Aydın, 90 yaşında bir Ataköy sakini ve çevre gönüllüsü... TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’a yazdığı mektupta ‘Ataköy’ünü’ böyle anlatıyor. Aydın’ın mektubu, Ataköylülerin son günlerde yaşadığı sıkıntıları yansıtıyor... Sıkıntıların kaynağında ise Ataköy sahilinde Galleria Alışveriş Merkezi’nin yanında ‘satılık kıymetli arsa’ olarak ihaleye çıkarılan 153 dönümlük arazinin rant alanına çevrileceği korkusu var. Kurdukları ‘Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık Platformu’yla çevre semtlerden de destek toplayan Ataköy sakinleri, gerektiğinde rant alanına dönüşmesi olası alanları korumak için kendi paralarıyla satın alacak kadar da ‘yeşile, maviye’ bağlı... Ataköylüler pazar günü gerçekleşen olaylı eylemin ardından, dün yaptıkları basın toplantısında da ‘yeşil için destek’ aradı. TOKİ ise açıklama yapmadı.
Plajlı modern kent vaadi
‘Sahilde, plajlı modern bir kent’ temasıyla inşa edilip pazarlanan Ataköy’de sakinler bölgenin giderek sahilden uzaklaştığını düşünüyor. Yıllar önce kaldırılan plajdan sonra Ataköy sakinleri şimdi de sahil alanının satışa çıkarılmasına tepkili. Plaja ilk darbe 80’lerin başında vurulmuş. Gündemdeki tartışmalara neden olan alandaki plajsa birkaç yıl önce kapatılmış, bölgedeki ekolojik zenginlik bakımsızlığa terk edilmiş.
Prof. Ayfer Kaynar, Ataköy’deki ‘sahil tartışması’nın en yakın takipçilerinden... Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık Platformu üyelerinden Kaynar, Ataköy’deki sıkıntıları şöyle anlattı:
“Ataköy projesi bir bütündür. Yeşiliyle, mavisiyle, doğallığıyla. Burayı turistik tesise çevirmek istiyorlar. Biz buna kesinlikle karşı çıkıyoruz. Üstelik tek karşı çıkan da biz değiliz. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de bu projeyi desteklemiyor. Hatta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bile Ataköy’deki yeşil alanların korunmasından yana. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la yaptığımız bir görüşmede de kendisi Ataköy sahilindeki, turizm gerekçeli yoğunlaşmanın karşısında olduğunu belirtmişti. Tüm tepkilere rağmen Ataköy’deki yeşil alanlar yıllardır rant tehlikesi altında. Türkiye’de kişi başına 2.5 metrekare yeşil alan düşerken, İstanbul’un göbeğindeki Ataköy’de bu oran 11 metrekareye çıkıyor. Gücümüz yettiğince evlerimizin alanında kalan yeşil alanları satın alıp, belediyeye yeşil alan olarak teslim ettik. Ancak 120 bin metrekare civarındaki bir alanı satın almamızı kimse bizden bekleyemez. TOKİ’nin yeşilimizden elini çekmesini istiyoruz.”
Platformun üyelerinden Doğu Coşkunfırat, alandaki plaja yeniden hayat verilebileceğini ifade ederken, bölgede oluşacak yapının asıl imar planına göre 6.5 metreyi aşamayacağına işaret etti: “İçinde marina olan Kültür ve Sağlık Kompleksi adı altında yeni bir alışveriş merkezi planlanan... Bu bölge yeşil kalmalı, projeye şiddetle karşıyız.”
TOKİ’nin 19 Ağustos’ta satışa sunacağı sahil bölgesindeki balıkçı kulübelerini hatırlatan bir başka Ataköylü ise “Bu balıkçıların geçim kaynağı burası... Muhtemelen İstanbul’un ücra bir köşesine yönlendirilecekler. Buradaki yaşam şeklinin değişmesini istemiyoruz. Ataköy’ün hak ettiği doğal, huzurlu bir sahil ortamı...” görüşünde.
‘TOKİ destekçileri’ kim?
Pazar günü, ‘Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık’ platformunun eyleminde muhalif bir grup da bu gösteriyi protesto etti. Platform üyeleri, kendilerini Ataköylü olarak tanıtan bu eylemcilerin TOKİ işçileri olduğunu öne sürüyor. Ayfer Kaynar, pazar günü taşıdıkları pankartlarda ‘Yeşile dokunmayacağız’, ‘Teşekkürler TOKİ’ gibi ifadelere yer veren karşı grup eylemcilerin ellerinde sopa taşıdıklarını da söyledi.
517 milyon liraya alıcı bekliyor
TOKİ’nin 517 milyon 540 bin lira muhammen bedelle satışa çıkardığı arsanın geçmişi de olaylı. Bölge daha önce plajdı. Emlak Bankası’na ait olan arazi Ataköy projesinin turistik tesisleri olarak görünüyordu. Daha sonra turizme açıldı, plaj kapatıldı. Bir dönem üzerine Ataköy C Motelleri adlı tatil köyü inşa edilen arsayı, ‘emlak kralı’ Yafes Öztürk, 1981 yılında Emlak Bankası’ndan yap-işlet-devret modeliyle kiraladı. Emlak Bankası 1992 yılında, sözleşmeye uyulmadığı gerekçesiyle Öztürk’ün araziyi tahliye etmesi talebiyle dava açtı. Emlak Bankası 2002 yılında kapatılınca gayrimenkulleri TOKİ’ye devredildi. TOKİ de tahliye davasını devam ettirdi. Yafes Öztürk 2003’te ölünce biri resmi nikâhlı dört eşi davada taraf oldu.
Dava 16 yıl sürdü. TOKİ geçen yıl tahliye davasını kazandıktan sonra araziyi satışa çıkardı. Üstündeki moteller yıkılan arsa Ataköy Marina, Sheraton Oteli ve Galleria’yla komşu.
Pages
Tuesday, August 11, 2009
ATAKÖYÜM İÇİN...
Doğma büyüme Ataköylüyüm ve Ataköy de yaşamayı çok seviyorum. Çünkü kendimi güvende hisediyorum. Bu güven duygusu da çok eskilere dayanıyor.
İlk okul 3. sınıftan beri okuldan döndükten sonra kardeşimle evde yanlız kaldık. Annem, babam bize ve çevremize güveniyordu. Aslında pekte yanlız kalıyor sayılmazdık. Zira apartmanımızdaki tüm çocuklar bizimle aynı yaştaydı ve akşam geç saatlere kadar sokakta hep birlikte oynardık. Çünkü o zamanlar çoğumuzun annesi ve babası çalışıyordu ve mahallemizde bize göz kulak olacak komşularımız, abla ve abilerimiz vardı.
Önceleri, Ataköy'de 1,2,3 ve 4. kısımlar vardı. Şu anda TOKİ tarafından satılmaya çıkarılan eğlence merkezi ve iğrenç beton yığınına çevrilmeyye çalışan sahilde C Moteli (Ataköy Mocamp)bulunuyordu. Denize girmesek de havuzunda veya sahilinde güneşlenmeye giderdik.
Salih ve Savaş abi dolmuş şoförlerimizdi. Savaş abinin mavi Fordu vardı. Salih amca biraz daha yaşlıydı. Onun arabası bordo, hani şu yuvarlak farları olanlardandı. Markasaını hatırlaamıyorum. Birgün bizim de yakından tanıdığımız bir ailenin 3 oğlu birden uçak kazasında vefat etti. O zaman tüm Ataköylüler, o aile için yas tuttu. Acılı anne dolmuşa bindiğinde hemen müzik kapatılırdı, vs., vs. Kısaca herekes birbirini tanır ve güvenirdi. Sonra, evet sonra.....
Ataköy gün geçtikçe kalabalıklaşmaya başladı. 9., 5., 7.,8.ve 11 kısım derken proje dahilindeki tüm kısımlar tamamlandı. Bizde rahat bir nefes aldık.Artık yapılacak bir kısım kalmadı dedik. Ta ki TOKİ bataklık alan üzerine Ataköy Konaklarını inşa edene ve tanesini 800.000 Euroya satana kadar. Bu birbiri içine girmiş ve hiç bir estetiği olmayan yapılarda bayramlaşma tebriği bile bir balkondan diğer bir balkona tokalaşma şeklinde kestirmeden gerçeklştirebilecek türden... Zaten şu anda kimsenin rağbet etmediği bu bloklar da bomboş ve yeni sahiplerini bekliyor.
Sonra eski emlak kredi bankasının bulunduğu ufacık alana NOVUS binaları dikildi. Alan kalmayınca gözler 2. kısım daki evlerin bahçesine dikildi. Allahtan birlik olup bu alanları TOKI'den satın aldıkta 40 yıllık ağaçlarımızı kesilmesine izin vermedik.
Kısaca, yeşil alanlarımız bir bir hızla betona çevrildi. (Yine de Ataköy İstanbul da yeşil mekana sahip olan ender semtlerden bir tanesi). Şimdi sıra Ataköy sahilinde.
Yıllar geçince, "yok artık demek istiyorum!" Çünkü, "eskiden burası sahildi, şimdi şu hale bak deniz doldu, alışveriş merkezi yapıldı vs.vs." bu konuşmalar geçmişi acı acı yad etmekten ileriye gitmeyeccek. Oysa ben mücadele eden insanlarla birlikte mücadaale ettim ve bugün bu sahilde rahatça yürüyebiliyorum demek istiyorum.
Çünkü 5 kata kadar imar izni olan bir alan olsa bile o alan TOKİ'nin olunca 30 katta kadar bina dikebiliyormuş (yeni değiştirdikleri yasa ile). Belediyenin ve TOKİ'nin kendi sitesinden de bu bilgiye ulaşabilirsiniz.
Yazının özeti, bende yeşilime, mavime , Ataköy'üme sahip çıkıp bu gece yürüyüşe katıldım.Çünkü susmak çözüm değil.
Bugün konu ile Radikal Gazetesinde çıkan yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
İSTANBUL - “Ataköy sakinleri olarak biz, dairelerimizi, Cumhuriyetimizin mesken politikasını yürüten T.C. Emlak Kredi Bankası’ndan satın aldık. Ataköy 1. ve 2. kısımlar Cumhuriyet’in ilk toplu yerleşim uygulamasıdır. Mahallemizin adı dahi yarışma neticesinde belirlenerek, devletimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün adıyla adlandırılmıştır. Yeşil alanların ağaçlandırılması, yarışmalar açılarak ve büyük meblağlar ödenerek yapılmıştır. Lüften bizi artık tedirgin etmeyin!”
Emekli avukat Mustafa Aydın, 90 yaşında bir Ataköy sakini ve çevre gönüllüsü... TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’a yazdığı mektupta ‘Ataköy’ünü’ böyle anlatıyor. Aydın’ın mektubu, Ataköylülerin son günlerde yaşadığı sıkıntıları yansıtıyor... Sıkıntıların kaynağında ise Ataköy sahilinde Galleria Alışveriş Merkezi’nin yanında ‘satılık kıymetli arsa’ olarak ihaleye çıkarılan 153 dönümlük arazinin rant alanına çevrileceği korkusu var. Kurdukları ‘Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık Platformu’yla çevre semtlerden de destek toplayan Ataköy sakinleri, gerektiğinde rant alanına dönüşmesi olası alanları korumak için kendi paralarıyla satın alacak kadar da ‘yeşile, maviye’ bağlı... Ataköylüler pazar günü gerçekleşen olaylı eylemin ardından, dün yaptıkları basın toplantısında da ‘yeşil için destek’ aradı. TOKİ ise açıklama yapmadı.
Plajlı modern kent vaadi
‘Sahilde, plajlı modern bir kent’ temasıyla inşa edilip pazarlanan Ataköy’de sakinler bölgenin giderek sahilden uzaklaştığını düşünüyor. Yıllar önce kaldırılan plajdan sonra Ataköy sakinleri şimdi de sahil alanının satışa çıkarılmasına tepkili. Plaja ilk darbe 80’lerin başında vurulmuş. Gündemdeki tartışmalara neden olan alandaki plajsa birkaç yıl önce kapatılmış, bölgedeki ekolojik zenginlik bakımsızlığa terk edilmiş.
Prof. Ayfer Kaynar, Ataköy’deki ‘sahil tartışması’nın en yakın takipçilerinden... Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık Platformu üyelerinden Kaynar, Ataköy’deki sıkıntıları şöyle anlattı:
“Ataköy projesi bir bütündür. Yeşiliyle, mavisiyle, doğallığıyla. Burayı turistik tesise çevirmek istiyorlar. Biz buna kesinlikle karşı çıkıyoruz. Üstelik tek karşı çıkan da biz değiliz. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de bu projeyi desteklemiyor. Hatta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bile Ataköy’deki yeşil alanların korunmasından yana. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’la yaptığımız bir görüşmede de kendisi Ataköy sahilindeki, turizm gerekçeli yoğunlaşmanın karşısında olduğunu belirtmişti. Tüm tepkilere rağmen Ataköy’deki yeşil alanlar yıllardır rant tehlikesi altında. Türkiye’de kişi başına 2.5 metrekare yeşil alan düşerken, İstanbul’un göbeğindeki Ataköy’de bu oran 11 metrekareye çıkıyor. Gücümüz yettiğince evlerimizin alanında kalan yeşil alanları satın alıp, belediyeye yeşil alan olarak teslim ettik. Ancak 120 bin metrekare civarındaki bir alanı satın almamızı kimse bizden bekleyemez. TOKİ’nin yeşilimizden elini çekmesini istiyoruz.”
Platformun üyelerinden Doğu Coşkunfırat, alandaki plaja yeniden hayat verilebileceğini ifade ederken, bölgede oluşacak yapının asıl imar planına göre 6.5 metreyi aşamayacağına işaret etti: “İçinde marina olan Kültür ve Sağlık Kompleksi adı altında yeni bir alışveriş merkezi planlanan... Bu bölge yeşil kalmalı, projeye şiddetle karşıyız.”
TOKİ’nin 19 Ağustos’ta satışa sunacağı sahil bölgesindeki balıkçı kulübelerini hatırlatan bir başka Ataköylü ise “Bu balıkçıların geçim kaynağı burası... Muhtemelen İstanbul’un ücra bir köşesine yönlendirilecekler. Buradaki yaşam şeklinin değişmesini istemiyoruz. Ataköy’ün hak ettiği doğal, huzurlu bir sahil ortamı...” görüşünde.
‘TOKİ destekçileri’ kim?
Pazar günü, ‘Sahiline ve Yeşiline Sahip Çık’ platformunun eyleminde muhalif bir grup da bu gösteriyi protesto etti. Platform üyeleri, kendilerini Ataköylü olarak tanıtan bu eylemcilerin TOKİ işçileri olduğunu öne sürüyor. Ayfer Kaynar, pazar günü taşıdıkları pankartlarda ‘Yeşile dokunmayacağız’, ‘Teşekkürler TOKİ’ gibi ifadelere yer veren karşı grup eylemcilerin ellerinde sopa taşıdıklarını da söyledi.
517 milyon liraya alıcı bekliyor
TOKİ’nin 517 milyon 540 bin lira muhammen bedelle satışa çıkardığı arsanın geçmişi de olaylı. Bölge daha önce plajdı. Emlak Bankası’na ait olan arazi Ataköy projesinin turistik tesisleri olarak görünüyordu. Daha sonra turizme açıldı, plaj kapatıldı. Bir dönem üzerine Ataköy C Motelleri adlı tatil köyü inşa edilen arsayı, ‘emlak kralı’ Yafes Öztürk, 1981 yılında Emlak Bankası’ndan yap-işlet-devret modeliyle kiraladı. Emlak Bankası 1992 yılında, sözleşmeye uyulmadığı gerekçesiyle Öztürk’ün araziyi tahliye etmesi talebiyle dava açtı. Emlak Bankası 2002 yılında kapatılınca gayrimenkulleri TOKİ’ye devredildi. TOKİ de tahliye davasını devam ettirdi. Yafes Öztürk 2003’te ölünce biri resmi nikâhlı dört eşi davada taraf oldu.
Dava 16 yıl sürdü. TOKİ geçen yıl tahliye davasını kazandıktan sonra araziyi satışa çıkardı. Üstündeki moteller yıkılan arsa Ataköy Marina, Sheraton Oteli ve Galleria’yla komşu.
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
19 Mayıs tatil olunca bizede uzun haftasonu tatili yapmak kaldı. Hemen plan yapıldı. Bozcaada da bir bağevi ayarlandı, dönüş yolunda ...
-
Istanbulda yarim santim kar yagdi herkes felegini sasirdi... Eski kayitlarima baktim 2006' 2010 yillarinda kar yagmis...Allahtan cok sey...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Kapı, pencere çekmeyi pek seviyorum. Bozcaada da bunun için çok uygundu. Eski Rum mahallesinde kendimi pek bir kaybettim Japon turistler gib...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Dünkü gezi sırasında çok değişik kuşlar gördük. Ama ibibik kuşunu görür görmez neden daha güzel bir fotoğraf makinam yok ki dedim.Yerden h...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2009
(84)
-
▼
August
(11)
- İstanbul ve Kapılar
- Parkta oturan insanlar
- İstanbul da klasik bir pazar günü
- Minyatür odalar sergisi
- Ankara -bölüm3 (Anıtkabir- Pirinç Han)
- Ankara -bölüm2
- Ankara -bölüm1 (Ankara Kalesi)
- ATAKÖYÜM İÇİN...
- Vefa Civarında Keşif Turu
- Ceylinus-minikburun-yiğenimus-ve kurabiye canavarı...
- Sun day sky festivali
-
▼
August
(11)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
3 comments:
Ben de Atakoy'luyum Dostum. Eline saglik, yasatalim Atakoy'u.
Murat
ben de diyordum ben bu kizi niye bu kadar seviyorum.. ben de bahsettigin yerlerde buyudum... Atakoy plaji unutulmaz mekandi, bir de tam onun karsisinda eski bir ceviz agaci vardi, onun oraya otururduk ogleden sonralari (simdi alt gecidin oldugu yerde).. ne guzel gunlerdi...
@sevgili NY muhtarı,
:-) Yoksa sende mi Ataköylüsün...:-)
Dünya ne kadar ufak... Aynı şeylerden hoşlanan insanlar yine bir şekilde bir araya gelebiliyorlar. Korkunç bir çekim var.:-)
Neyse yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Umarım yeşil alan ilan ederler.
Sevgilerimle...
Arzu
Post a Comment