skip to main |
skip to sidebar
Tarihi çok seviyorum. Böyle hemen hergünde ilgimi çeken birşeyin tarihçesini araştırıyorum. Geçenlerde kağıt parayı merak etmiştim, onunla ilgili bir araştırma buldum.
Bir ay öncede "Casanova" filmini seyretmiştim. O zaman kazanovanın kim olduğunu, gerçekte nasıl biri olduğunu merak ettim ve biraz araştırdım, kısa hikayeler buldum. Bugünde her ikisinede buarada yer vermek istedim.
KAZANOVA
Giacomo Casanova 1725 yılında Venedik’te dünyaya gelir. Babası aktör, annesi ise güzelliği tüm Avrupa’da nam salan bir aktristtir. Başlangıçta sürekli burnu kanayan ve hastalıklarla savaşan bir çocukken, etrafında bulunan güçlü kadınların ona iyi bakıp, onunla yakından ilgilenmeleri sonucu güçlü kuvvetli bir delikanlı olur.
- Erken yaşta zekasını ispatlayan Casanova, Padua Üniversitesinde öğrenim gördükten sonra Saint Cyprian rahipler okuluna katılır. Ancak ayyuka çıkan aşk skandalları yüzünden buradan kovulur. 1742 yılında doktorasını tamamlar.
- 1744 yılında Roma Kardinali Acquaviva'nın sekreterliğine getirilir. Ancak patlak veren skandalları sebebiyle buradan ayrılmak zorunda kalır ve Venedik'e gider.
- Casanova kemancılıktan sekreterliğe, casusluktan askerliğe kadar birçok yerde çalıştı. Yayımlanmış oyunları ve şiirleri bulunan efsanevi kahramanın en ünlü yapıtı epik bir otobiyografi olan "History of My Life" ( Hayatımın Tarihçesi)'dir.
- 1749 yılında hayatının aşkı Henriette ile tanışan Casanova, sevdiği kadına şu satırları yazar: "Bir kadının erkeği günün 24 saati eşit derecede mutlu edebileceğine inanmayanlar, Henriette ile hiç tanışmamış demektir." Buna karşılık Henriette ise Casanova'yı kırık kalbiyle başbaşa bıraktı.
- Katolik Kilisesi Soruşturma Bürosu tarafından yıllarca kovalanan Casanova 1755 yılında büyü yapmaktan dolayı tutuklanır ve hapse atılır. Ancak Casanova zekice bir planla buradan da kaçmayı başarıp soluğu Paris'te alır. Bir kahraman gibi karşılanan Casanova piyangodan kazandığı ikramiye ile Avrupa seyahatine kaldığı yerden devam eder.
- Casanova, bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırlarında bulunan Dux şatosunda 4 Haziran 1798'de hayata gözlerini yumar. Ölümünden sonra ise bitmeyen tutkunun ve ölümsüz cazibenin simgesi haline gelir.
KAĞIT PARANIN TARİHÇESİ
Para icat edilmeden önce, deniz kabuğundan kıymetli metallere kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanılmıştır. Tarihi kayıtlara göre, M.Ö. 118 yılında Çinliler deri para kullanmışlardır. İlk kağıt para ise M.S. 806 yılında yine Çin’de ortaya çıkmıştır.
Batıda kağıt paraların basılması ve kullanılması 17 nci yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. İlk kağıt paranın 1690’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde Massechusetts Hükümeti, İngiltere'de ise "Goldsmiths" ler tarafından basıldığı ve dolaşıma çıkarıldığı, 1694 yılında İngiliz Merkez Bankası ve daha sonra diğer ülke merkez bankalarının kurulması ile de yaygınlaştığı görülmektedir.
A) OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA KAĞIT PARA
1) Kaime
Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk banknotlar idari, sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği tanzimat döneminde tedavüle çıkarılmıştır. Banknotlar bu dönemde esas olarak reformların finanse edilmesi amacıyla basılmıştır.
İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında “ Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere ” adıyla, bugünkü dille “Para Yerine Geçen Kağıt”, bir anlamda para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkarılmıştır. Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolayca yapılması ve kağıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmasına başlanarak, el yapımı olanlarla değişimi sağlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası “Bank-ı Osmani”, 1863 yılında Fransız ve İngiliz ortaklığında “Bank-ı Osmanii Şahane” adıyla bir devlet bankası niteliğini kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sık sık Avrupa piyasalarından borçlanmak zorunda kaldığı dönemlerde İngiltere ve Fransa, devletten ziyade, kendi idaresi altındaki bu bankaya güven duymuş ve mali ilişkilerini bu banka kanalıyla yürütmeyi tercih etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Bankası’na hükümetin hiç bir biçimde kağıt para basmayacağı ve başka bir kuruma da bastırmayacağı taahhüdünde bulunarak, 30 yıl süre ile kağıt para ihracı imtiyazını vermiştir. Osmanlı Bankası ilk olarak 1863 yılında, istendiğinde altına çevrilmek üzere, Maliye Nezareti ve kendi mühürlerini taşıyan banknotları tedavüle çıkarmış, 1863-1914 yılları arasında da çeşitli şekil ve miktarlarda banknot ihraç etmiştir.
Yukarıda belirtilen taahhüt verilmekle birlikte, Osmanlı yönetimi Osmanlı Bankası ile anlaşarak, halk arasında "93 Harbi" olarak bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, savaş masraflarını karşılayabilmek amacıyla kaime ihraç etmiştir.
2) Evrak-ı Nakdiye
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Bankası hükümetin avans ve banknot ihraç isteğini geri çevirmiştir. Bu anlaşmazlık, Banka’nın savaş döneminde banknot ihraç ayrıcalığını kullanmayacağını açıklaması üzerine giderilmiş ve Osmanlı yönetimi, 1915 yılından itibaren altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek dört yıl boyunca, yedi tertipte toplam 160 milyon liranın üzerinde banknot çıkarmıştır. Bu banknotlar “evrak-ı nakdiye” adı altında Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal etmiştir.
B) CUMHURİYET DÖNEMİ BANKNOTLARI
Osmanlı İmparatorluğu’ndan intikal eden evrak-ı nakdiyeler, Cumhuriyetin ilk yıllarında para bastırılamadığından, 1927 yılı sonuna kadar tedavülde kalmıştır.
Bir devletin egemenlik ve bağımsızlık sembolü olması nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 30 Aralık 1925 tarih ve 701 Sayılı “Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun” kabul edilerek ilk Türk banknotlarının bastırılmasına karar verilmiştir. Bu kanun ile, mevcut evrak-ı nakdiyenin aynı nitelik ve miktarda kağıt para ile değiştirilmesi esas alınıp, paranın şekli ve basılıp değiştirilmesi gibi konuları düzenlemek üzere, Maliye Vekaleti’nden bir temsilcininin başkanlığında Ziraat, Osmanlı, İtibar-ı Milli, İş, Akhisar, Tütüncüler ve Akşehir bankaları ile Türkiye’de faaliyet gösteren diğer başlıca bankaların birer temsilcisinden oluşan bir komisyonun görevlendirilmesi hükme bağlanmıştır.
1) Birinci Emisyon (E1) Grubu Banknotlar
Dönemin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon 9 aylık bir çalışma sonunda 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1.000 liralık kupürlerden oluşan Birinci Emisyon Grubu banknotların basılması kararını almış ve basım işi, bir İngiliz firması olan Thomas De La Rue’ya verilmiştir. Bu banknotlar, filigranlı kağıtlara kabartma olarak basılmıştır.
Bu emisyon grubundaki banknotlar 1 Kasım 1928 Harf Devrimi’nden önce bastırıldığı için ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca olarak yazılmıştır.
İlk Türkiye Cumhuriyeti banknotları olan Birinci Emisyon Grubu banknotlar 5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarılmıştır. Tedavülde bulunan mevcut evrak-ı nakdiyeler ise, 4 Aralık 1927 tarihinden itibaren dolaşımdan çekilerek 4 Eylül 1928 tarihinde değerlerini yitirmişlerdir.
KAYNAKÇA:
Akyıldız, A. (1996): Osmanlı Finans Sisteminde Dönüm Noktası, Kağıt Para ve Sosyo-Ekonomik Etkileri - Eren Yayıncılık
Köklü, A. (1947): Türkiye’de Para Meseleleri - Milli Eğitim Basımevi
Tekeli, İ. - İlkin, S.(1997): Para ve Kredi Sisteminin Oluşumunda Bir Aşama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası - Banknot Matbaası.
Son olarakta para ile ilgili özlüsöz:
Eflatun''a sormuşlar;İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir ?
Eflatun tek tek sıralamış, Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
Pages
Friday, May 12, 2006
Kağıt Paranın Tarihçesi - Kazanova
Tarihi çok seviyorum. Böyle hemen hergünde ilgimi çeken birşeyin tarihçesini araştırıyorum. Geçenlerde kağıt parayı merak etmiştim, onunla ilgili bir araştırma buldum.
Bir ay öncede "Casanova" filmini seyretmiştim. O zaman kazanovanın kim olduğunu, gerçekte nasıl biri olduğunu merak ettim ve biraz araştırdım, kısa hikayeler buldum. Bugünde her ikisinede buarada yer vermek istedim.
KAZANOVA
Giacomo Casanova 1725 yılında Venedik’te dünyaya gelir. Babası aktör, annesi ise güzelliği tüm Avrupa’da nam salan bir aktristtir. Başlangıçta sürekli burnu kanayan ve hastalıklarla savaşan bir çocukken, etrafında bulunan güçlü kadınların ona iyi bakıp, onunla yakından ilgilenmeleri sonucu güçlü kuvvetli bir delikanlı olur.
- Erken yaşta zekasını ispatlayan Casanova, Padua Üniversitesinde öğrenim gördükten sonra Saint Cyprian rahipler okuluna katılır. Ancak ayyuka çıkan aşk skandalları yüzünden buradan kovulur. 1742 yılında doktorasını tamamlar.
- 1744 yılında Roma Kardinali Acquaviva'nın sekreterliğine getirilir. Ancak patlak veren skandalları sebebiyle buradan ayrılmak zorunda kalır ve Venedik'e gider.
- Casanova kemancılıktan sekreterliğe, casusluktan askerliğe kadar birçok yerde çalıştı. Yayımlanmış oyunları ve şiirleri bulunan efsanevi kahramanın en ünlü yapıtı epik bir otobiyografi olan "History of My Life" ( Hayatımın Tarihçesi)'dir.
- 1749 yılında hayatının aşkı Henriette ile tanışan Casanova, sevdiği kadına şu satırları yazar: "Bir kadının erkeği günün 24 saati eşit derecede mutlu edebileceğine inanmayanlar, Henriette ile hiç tanışmamış demektir." Buna karşılık Henriette ise Casanova'yı kırık kalbiyle başbaşa bıraktı.
- Katolik Kilisesi Soruşturma Bürosu tarafından yıllarca kovalanan Casanova 1755 yılında büyü yapmaktan dolayı tutuklanır ve hapse atılır. Ancak Casanova zekice bir planla buradan da kaçmayı başarıp soluğu Paris'te alır. Bir kahraman gibi karşılanan Casanova piyangodan kazandığı ikramiye ile Avrupa seyahatine kaldığı yerden devam eder.
- Casanova, bugünkü Çek Cumhuriyeti sınırlarında bulunan Dux şatosunda 4 Haziran 1798'de hayata gözlerini yumar. Ölümünden sonra ise bitmeyen tutkunun ve ölümsüz cazibenin simgesi haline gelir.
KAĞIT PARANIN TARİHÇESİ
Para icat edilmeden önce, deniz kabuğundan kıymetli metallere kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanılmıştır. Tarihi kayıtlara göre, M.Ö. 118 yılında Çinliler deri para kullanmışlardır. İlk kağıt para ise M.S. 806 yılında yine Çin’de ortaya çıkmıştır.
Batıda kağıt paraların basılması ve kullanılması 17 nci yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. İlk kağıt paranın 1690’lı yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde Massechusetts Hükümeti, İngiltere'de ise "Goldsmiths" ler tarafından basıldığı ve dolaşıma çıkarıldığı, 1694 yılında İngiliz Merkez Bankası ve daha sonra diğer ülke merkez bankalarının kurulması ile de yaygınlaştığı görülmektedir.
A) OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA KAĞIT PARA
1) Kaime
Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk banknotlar idari, sosyal ve yasal reformların gündeme geldiği tanzimat döneminde tedavüle çıkarılmıştır. Banknotlar bu dönemde esas olarak reformların finanse edilmesi amacıyla basılmıştır.
İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında “ Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere ” adıyla, bugünkü dille “Para Yerine Geçen Kağıt”, bir anlamda para olmaktan çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde olmak üzere çıkarılmıştır. Bu paralar matbaa baskısı olmayıp, elle yapılmış ve her birine de resmi mühür basılmıştır. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin kolayca yapılması ve kağıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren matbaada bastırılmasına başlanarak, el yapımı olanlarla değişimi sağlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nda 1862 yılına kadar çeşitli şekil ve miktarlarda kaime ihraç edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankası “Bank-ı Osmani”, 1863 yılında Fransız ve İngiliz ortaklığında “Bank-ı Osmanii Şahane” adıyla bir devlet bankası niteliğini kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sık sık Avrupa piyasalarından borçlanmak zorunda kaldığı dönemlerde İngiltere ve Fransa, devletten ziyade, kendi idaresi altındaki bu bankaya güven duymuş ve mali ilişkilerini bu banka kanalıyla yürütmeyi tercih etmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı Bankası’na hükümetin hiç bir biçimde kağıt para basmayacağı ve başka bir kuruma da bastırmayacağı taahhüdünde bulunarak, 30 yıl süre ile kağıt para ihracı imtiyazını vermiştir. Osmanlı Bankası ilk olarak 1863 yılında, istendiğinde altına çevrilmek üzere, Maliye Nezareti ve kendi mühürlerini taşıyan banknotları tedavüle çıkarmış, 1863-1914 yılları arasında da çeşitli şekil ve miktarlarda banknot ihraç etmiştir.
Yukarıda belirtilen taahhüt verilmekle birlikte, Osmanlı yönetimi Osmanlı Bankası ile anlaşarak, halk arasında "93 Harbi" olarak bilinen 1876-1877 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, savaş masraflarını karşılayabilmek amacıyla kaime ihraç etmiştir.
2) Evrak-ı Nakdiye
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Bankası hükümetin avans ve banknot ihraç isteğini geri çevirmiştir. Bu anlaşmazlık, Banka’nın savaş döneminde banknot ihraç ayrıcalığını kullanmayacağını açıklaması üzerine giderilmiş ve Osmanlı yönetimi, 1915 yılından itibaren altın ve Alman hazine bonolarını karşılık göstererek dört yıl boyunca, yedi tertipte toplam 160 milyon liranın üzerinde banknot çıkarmıştır. Bu banknotlar “evrak-ı nakdiye” adı altında Türkiye Cumhuriyeti’ne intikal etmiştir.
B) CUMHURİYET DÖNEMİ BANKNOTLARI
Osmanlı İmparatorluğu’ndan intikal eden evrak-ı nakdiyeler, Cumhuriyetin ilk yıllarında para bastırılamadığından, 1927 yılı sonuna kadar tedavülde kalmıştır.
Bir devletin egemenlik ve bağımsızlık sembolü olması nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 30 Aralık 1925 tarih ve 701 Sayılı “Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun” kabul edilerek ilk Türk banknotlarının bastırılmasına karar verilmiştir. Bu kanun ile, mevcut evrak-ı nakdiyenin aynı nitelik ve miktarda kağıt para ile değiştirilmesi esas alınıp, paranın şekli ve basılıp değiştirilmesi gibi konuları düzenlemek üzere, Maliye Vekaleti’nden bir temsilcininin başkanlığında Ziraat, Osmanlı, İtibar-ı Milli, İş, Akhisar, Tütüncüler ve Akşehir bankaları ile Türkiye’de faaliyet gösteren diğer başlıca bankaların birer temsilcisinden oluşan bir komisyonun görevlendirilmesi hükme bağlanmıştır.
1) Birinci Emisyon (E1) Grubu Banknotlar
Dönemin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon 9 aylık bir çalışma sonunda 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1.000 liralık kupürlerden oluşan Birinci Emisyon Grubu banknotların basılması kararını almış ve basım işi, bir İngiliz firması olan Thomas De La Rue’ya verilmiştir. Bu banknotlar, filigranlı kağıtlara kabartma olarak basılmıştır.
Bu emisyon grubundaki banknotlar 1 Kasım 1928 Harf Devrimi’nden önce bastırıldığı için ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca olarak yazılmıştır.
İlk Türkiye Cumhuriyeti banknotları olan Birinci Emisyon Grubu banknotlar 5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarılmıştır. Tedavülde bulunan mevcut evrak-ı nakdiyeler ise, 4 Aralık 1927 tarihinden itibaren dolaşımdan çekilerek 4 Eylül 1928 tarihinde değerlerini yitirmişlerdir.
KAYNAKÇA:
Akyıldız, A. (1996): Osmanlı Finans Sisteminde Dönüm Noktası, Kağıt Para ve Sosyo-Ekonomik Etkileri - Eren Yayıncılık
Köklü, A. (1947): Türkiye’de Para Meseleleri - Milli Eğitim Basımevi
Tekeli, İ. - İlkin, S.(1997): Para ve Kredi Sisteminin Oluşumunda Bir Aşama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası - Banknot Matbaası.
Son olarakta para ile ilgili özlüsöz:
Eflatun''a sormuşlar;İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı nedir ?
Eflatun tek tek sıralamış, Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler.Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. Sonuçta, ne bugünü, ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler.
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
-
Yazın genelde hafta sonu pek dışarıya çıkmıyoruz...Çünkü her yer çok kalabalık, hava sıcak vb. diğer nedenlerimiz var...:-) Bu hafta sonu ha...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
May
(12)
- Gerçek Öyküler: FRANÇOIS-MARIE BANIER
- Beyaz Gül
- 19 Mayıs Öğle Yemeği
- 1 hafta yokum
- Kağıt Paranın Tarihçesi - Kazanova
- Balkondaki Çiçeklerim
- Nathalie-Zuhal Olcay-Tilbe Saran
- Zonguldak-Kara elmas
- Hıdrellez neymiş?- Neler yapmak gerekiyormuş!!!
- İtalyan Grafik Sanatı
- Coca Cola Halka Arz
- Silivri,Çeltik Köy- Piknik
-
▼
May
(12)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment