Öncellikle herkesin şeker bayramını kutlarım.
Bu aralar sağlıklı beslenmeye taktım. Daha öncede söylediğim gibi şekere elveda dedim. Çok zor oluyur çünkü ara öğünlerde mutlaka şeker istiyorum ama vücudumu bunu alıştıracağım.
Bu arada şekerin zararlarını bana en uygun anlatan yazıyı buldum. Bayram önesi sizinle de paylaşayım dedim.
Kaç yaşında olursanız olun farketmez, mutlaka yılda bir kere tahlil yaptırmakta fayda var. Normal kan sayımı, gizli şeker, vb.
Herkese sağlıklı ve güzel bir bayram dilerim.
Çok konsantreli olan saf şeker tüketimi metabolizmada tamiri zor bozukluklara yol açıyor. Bu nedenle pasta, baklava, çikolata gibi tatlı yiyecekleri mümkün olduğunca az tüketmek gerekiyor
Vücudumuz yakıt olarak karbonhidrat, protein ve yağları kullanır. Ancak en etkin yakıt olarak karbonhidratı tercih eder. Kalp hücreleri ve beyin karbonhidratlarla çalışır. Bu nedenle karbonhidratlara daha çok gereksinim duyarız. Alınan karbonhidrat yetersizse yağ ve protein yakıt olarak kullanılır. Vücutta karbonhidrat depoları normal düzeyin altına düştüğünde proteinlerin amino asitlerinden ve yağların gliserol bölümlerinden glikoz oluşturulabilir.
Vücut proteinlerindeki aminoasitlerin yüzde 60'ı kolayca glikoza dönüştürülebilir. Hücrelerin karbonhidrat düzeyinin ve kan glikoz düzeyinin azalması bu işlevi başlatan iki temel uyarandır. Karbonhidratları doğal ya da yapay (işlenmiş, rafine) olarak tüketiriz. Doğal olanları sebze, meyve, baklagiller ve tahıllardan alırız. Bunlar sağlıklıdır ve metabolizmamızın önemli yapı taşıdır. Uzun zaman tok tutarlar, şişmanlatmazlar ve içerdikleri bol lif sayesinde bağırsakları temizlerler. Yapaysal karbonhidratlar özellikle rafine edilmiş besin maddelerinde bulunur. Beyaz un ürünleri (makarna, muhallebi, pastalar, beyaz ekmek vb.), beyaz pirinç, özellikle beyaz şeker bunların en önemlileridir.
Saf şeker özellikle çok konsantrelidir. Karbonhidrat metabolizmasında tamiri zor bozukluklara yol açar. Elden geldiğince beyaz şeker ve pastalardan kaçınmalıdır. Çünkü şeker hücreler içinde oluşan ve hücre hormonu olarak adlandırılan eikozanoidler'den kötü eikozanoidler'in aşırı artışına neden olur ve böylece iyi eikozanoidlerle kötüler arasındaki fizyolojik denge bozulur. Hücre işlevini yapamaz duruma gelir. Böylece birçok kronik (müzmin) hastalığın oluşma süreci başlar. Fazla şeker yaşam süresini kısaltır. Şekerin kısıtlanması
ise ömrü uzatır. Taze meyveler, baklagiller, tam tahıllar, fasulye, kök sebzeler (patates, havuç), mısır, kestane karbonhidrattan zengin yiyeceklerdir. Doğal hallerinde tüketilirse çok lifli olduklarından bu tür kompleks karbonhidratların sindirilme veya kana geçmesi daha uzun zaman alır ve aniden kan şekeri yükselmez. Şekerde olduğu gibi aşırı insülin salgılanması ve buna bağlı metabolizma ve hormon bozuklukları olmaz.
Oysa, konsantre karbonhidrat olan şeker ve diğer tüm yapaysal karbonhidratlar kan şekerini aniden yükseltip, aşırı insülin hormonu salgılanmasına neden olur. İnsülinin görevi, şekeri kandan yağ hücrelerine taşımak ve kan şekeri düzeyini tekrar normale indirmektir. Normal ölçülerde çok fazla salgılanan insülinin uzun süre etkisiyle büyük miktarlarda kan şekeri hücrelere taşınır. Sonuçta kanda yüksek miktarlarda insülin ve çok az miktarda kan şekeri bulunur. Bu durumda organizmada şeker açlığı başlar. Beyin, fonksiyonlarını düzgün yapması için gereken enerjiyi kan şekerinden sağlar. Tekrar şekerli besin tüketerek bu açlık giderilmeye çalışılırsa, yine aşırı insülin hormonu salgılanması ve ardı sıra kan şekerinin düşmesi gibi aynı olaylar tekrar yaşanır ve olumsuz kısır döngüye girilir.
Böyle bir şeker açlığında tekrar şekerli besin alınmazsa vücutta insülinin karşıtı olan diğer bir hormon "glukagon" salgılanır. Bu hormon yağ hücrelerinden yağları mobilize ederek (çıkararak) enerji sağlar. Böylece fazla kilolar da verilir.
ŞEKER VE TATLILARIN ZARARLARI
Aşırı şeker tüketimine bağlı olarak yüksek miktarlarda insülin salgılanması yağ hücrelerinde yağ depolanmasına neden olur ve her kan şekeri yüksekliğinde aşırı insülin salgılanması ve sonuçta yağ hücrelerinde yağların depolanması tekrarlanır. Böylece obezite (aşırı şişmanlık) gelişir. Demek ki obezitenin önlenmesi için suni şekerden yoksun beslenme çok önemlidir. Sık sık ya da aşırı şeker tüketimi sonucu kan şekeri yükselmesiyle salgılanması artan insülin, büyüme hormonu yapımını da frenler. Büyüme hormonu genel sağlığımız için büyük anlam taşıyan vücudumuzdaki en önemli hormondur. Hiçbir hormonda olmayan yeteneğe sahiptir. Hücreleri gençleştirir, vücut yağ oranını azaltır, kasları güçlendirir, zihinsel fonksiyonu iyileştirir, kolesterolü düşürür, kemikleri güçlendirir, seksüel gücü artırır.
Özetle, büyüme hormonu gençleştirici hormondur. Büyüme hormonunun yapımını artırmak için aşırı şeker tüketiminden kaçınmalıdır. Yüksek kan şekeri AGE riskini artırır. Kan şekeri ne kadar yüksekse, şeker ve proteinlerden AGE oluşumu o kadar kolay olur. Serbest radikallerle okside olmuş şeker, okside olmuş proteinlerle birleşerek karamel benzeri AGE (Advanced Glycosylated Endproducts) olarak tanımlanan ürünleri oluşturur. AGE hücrelerin içerisinde ve hücre aralarında birikir. Ciltte yaşlılık lekeleri diye adlandırılan kahverengi lekeler bu karamel birikintileridir. Şu var ki, ciltteki hücre karamellerinin aksine, vücut içindeki karameller, hücrelerin birbirleriyle iletişimini bozar ve sağlığı negatif etkiler. Kronik hastalıkların seyri kötüleşir, yaşlanma hızlanır. AGE ince damarları tıkar ve kan dolaşımını ve kalp çalışmasını kötüleştirir.
Alıntı: http://rainbow7.blogcu.com/
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Tuesday, September 7, 2010
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
19 Mayıs tatil olunca bizede uzun haftasonu tatili yapmak kaldı. Hemen plan yapıldı. Bozcaada da bir bağevi ayarlandı, dönüş yolunda ...
-
Istanbulda yarim santim kar yagdi herkes felegini sasirdi... Eski kayitlarima baktim 2006' 2010 yillarinda kar yagmis...Allahtan cok sey...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Kapı, pencere çekmeyi pek seviyorum. Bozcaada da bunun için çok uygundu. Eski Rum mahallesinde kendimi pek bir kaybettim Japon turistler gib...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Dünkü gezi sırasında çok değişik kuşlar gördük. Ama ibibik kuşunu görür görmez neden daha güzel bir fotoğraf makinam yok ki dedim.Yerden h...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2010
(179)
-
▼
September
(20)
- Şikago
- Yale University (Connecticut), Cape Cod (Massachus...
- Okuyan kedi-Pasajlar
- Fotoğraf denemesi
- Yazdan arta kalan
- 3 Melek ile 3 Gün
- Saatçi- Taraklı
- Sünnet Gölü
- Göynük
- Çubuk Gölü
- Karagöl Yaylası
- Taraklı
- Şeker Bayramı
- Taksim
- Yaz Biterken- Leylekler
- Body Worlds
- Öğle Tatili
- büyükada- 30.08.2010
- Connecticut
- Adanın Gençleri- Yaşlıları
-
▼
September
(20)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment