Wednesday, December 15, 2010

Sevgiye Dair


Çok ender yazarım bu tür yazıları ama bugün içimden geldi ve yazdım. Amacım kimseyi kırmak, eliştirmek veya üzmek değil sadece bugünkü düşüncelerimin minik bir parçasını paylaşmak istedim.

Dün akşam işten eve dönerken taksi-dolmuşta ön koltukta oturan bir gencin konuşmalarına kulak misafiri oldum. 24-25 yaşlarında olan bu genç telefonun diğer ucundaki arkadaşına tuttuğu evin garsoniyer olduğunu ve onun için çok fazla para sarf etmek istemediğini söylüyordu. Ayrıca yeni yılda otele kız arkadaşını götüreceğini ama kızın reşit olmadığını ve bu yüzden otelde kayıt açılmaması için çift oda parası ödemeye razı olduğunu vs. belirtiyordu. Sonra kursa gitmeyeceğini, kursu bırakacağını anlattı. Bu ve buna benzer bir çok konuşma yaptı.
Sonra kendi gençlik yıllarımı düşündüm. Üniversite yıllarında cep telefonu yoktu. O yüzden arkadaşımızı aramak için PTT den büyük jeton alırdık. (o zaman büyük jetonla daha uzun, küçük jetonla daha kısa konuşuluyordu). Sonra telefon kulübesi arardık. Genellikle en yakındaki çalışmazdı. Diğerine giderdik. Karda, kışta çalışan bir telefon kulübesini, hoşlandığımız bir insanın sesini sadece 5 dk. duymak için arar dururduk. Mektuplar yazardık. Üzerinde pullar olan, yazılarımızın duygularımıza göre şekil değiştirdiği kenar süslerin yapıldığı, eğlenceli, duygulu mektuplar. Şimdilerde hiçbir emek sarf edilmeden mekanik bir e-mail gönderiliyor. Kim bilir aynı mail kaç kişiye yönlendiriliyordur. Bende çoğu zaman e-maili kullanıyorum çünkü daha pratik. Ama, özellikle yeni yılda kendi el yazımla tüm dostlarıma ve akrabalarıma UNICEF kartları gönderiyorum, çünkü sevgiyi göstermek için çaba göstermek gerektiğine inanıyorum. UNICEF kartlarını satan dükkanları araştırıyorum, oraya gidiyorum, (internetten sipariş vermeyi sevmiyorum, çünkü kartları görmem ve dokunmam lazım) beğendiklerimi seçiyorum ve yeni yıl mesajlarımı düşünerek kartlarımı yazmak için bir günümü ayırıyorum. Sonra postaneye gidiyorum, makineden geçirtmiyorum, pul istiyorum. Çok kızıyorlar ama elimde değil. Mutlaka pul olmalı şeklinde ısrarcı oluyorum. Çünkü, sevginin oluşabilmesi için gerçekten emeğe ihtiyaç olduğunu biliyorum. Ayrıca, inanıyorum ki duygular insanları her zaman genç ve dinamik tutuyor bizleri özellikli kılıyor. (herhalde o yüzden ben sürekli gençleşiyorum.:-)
Son günlerde, dolmuştaki gencin yaptığı konuşmaya benzer birçok konuşmayı genç arkadaşlarımın ağzından duyuyorum. Bir yönden çok üzülüyorum. Çünkü sahip olduklarına değer vermiyorlar ve kaybettiklerine de üzülmüyorlar. Oysa kaybettikleri sadece arkadaşlık olmuyor, bunun yanında birçok değerleri de kaybediyorlar. Belki de günün koşulları bunu gerektiriyor, belki de gerçekten kuşak çatışması yaşayacak kadar ben yaşlanmışımdır kim bilir? (o kadar yaşlanmadığıma eminim 70 yaşında gelinceye kadar kendimi genç sıfatı ile ödüllendirmeye devam edeceğimi buradan duyururum :-)
Son olarak, bugün burada yazılanlar gençlerin sevgiyi unutmaması için duyulan bir arzunun eseridir. Çocuklarına, annelerine, babalarına, arkadaşlarına karşı sevgi verebilecek kadar her zaman cömert olmalarını dilediğim için bir kez daha diyorum ki, lütfen SEVMEKTEN VAZGEÇMEYELİM ve birbirimize sadece sevgimizi verelim.

Ayrıca minik bir not açmak istiyorum. Düğünlerde ateşlenen silahlarla birçok masum çocuk ve insanımız ölüyor. Oysa, düğünler sevginin paylaşıldığı yerdir. Bugünlerde silah yaşının 18’e indiren bir tasarı yayınlanıyor. Tasarıda aynen şu şekilde destekleniyor;
...'Silah Üreticileri, Satıcıları ve Sevenleri Derneği (SÜSASD) Başkanı Cuma İçten tasarıyı neden desteklediğini, “İç savaş çıkarsa silah gerekir, Boşnaklar silahlanmış olsaydı Sırplar bu kadar kolay katliam yapabilir miydi?” diyerek açıkladı'...
Ben sevginin savaşa yol açmayacağını düşünüyorum. Birçok tasarıya karşıyım ama özelliklede bu tasarıya şiddetle karşıyım.

I Know What It Is To Be Young - Orson Welles


I know what it is to be young
But you don't know what it is to be old
Soeday you'll be saying the same thing
Time ticks away, so the story is told
I've asked so many questions
Of the wise men I met

Couldn't find all the answers
No one has, as yet
here'll be days to remember
Full of laughter and tears
After summer comes winter
And so go the years
So my friend, let's make music together
I'll play the old, while you sing me the new
In time, when your young days are over
There'll be someone sharing their time with you

5 comments:

Defne Soysal said...

Sevgili Cup of Cafein,
Bu tür yazılarınızı daha sık okumayı arzu ettiğimi söylemek istiyorum. Böyle duygular içinde olan biri daha benden biri diye geçirdim aklımdan. Yazınızı okurken soyu tükenmekte olan bir neslin yetiştirdiği dinazorlar olarak gördüm kendimi.Soğukta çalışan bir tel. kulübesi bulup jeton bitene kadar diğer uçtaki sevgiliye ulaşma çabasını, kartların üzerine posta pullarını yapıştırmanın, alınan mektupta okurken hissedilen hazzı yaşamış bir neslin çocuğu olarak bugün olan biteni anlamak, metalikleşmiş sevgi(siz)liğin anlamını algılamak benim için de ızdırap verici. Ya bizim neslimiz tükeniyor, yada insanlar gittikçe sevgiyi kaybediyor, sevgisizleşiyor.

Özgür Coşar said...

bu jetona ilişkin anısı olanlardan korkmam :) onlar mavi ay dizisini de bilir. Ankaralı olanları Tunalı Hilmi caddesinin pazar günleri trafiğe kapatılıp klasik müzik konseri düzenlendiğini hatırlar. Bir de Kızılay meydanının trafiğe kapatılıp kazı çalışmaları yapılırken yolun ortasına konulan vagon kafeleri...gençlik :)

beste said...

pulunu sectim bile:)))insanlar elindekinin degerini bilmiyor ve kaybettiklerine uzulmuyor ne kadar dogru demissin canim,diger dediklerinde de haklisin...

Anonymous said...

Sevgi Emektir...

gul

acupofcaffein said...

@Defnecim,
Çok haklsın. Keşke biz dinazorların nesli tükenmese:-) ama çağ değişmek zorunda ve her çağın yaşam koşulu çok farklı....

@Sadece özgür,
Güzel ve Çirkini de unutmayalım. Vincent (asln suratlı adam). Aaahhh.. ankara çok güzelmiş. Ne yazık şu anda yeni yıl süsleriniz bile engelleniyor...


@Bestecim,
Thank you. Merakla bekliyorum.


@Gül,
Hemde çok büyük, ama karşılığını hiç bir kelime tanımlayamaz bence....:-)

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html