Thursday, May 31, 2007

Sandalet ve Topuklu ayakkabı


Herşeyin tarihçesini çok merak ediyorum...! Bugünde kendime ayakkabı araştırırken ayakkabının tarihçesini daha doğrusu sandaletin tarihçesini merak ettim ve öğrendim... Tabiki fotoğraftaki Camper sandalet ayrı bir dünya... Camperin modellerini çok beğeniyorum... neyse gelelim sandalet ve topuklu ayyakabıya...

SANDALET
İnsanın atası Neanderthal adamının, zor iklim koşullarından korunmak için yapabileceği fazla bir şey yoktu. Ayağını sert dikenlerden, keskin taşlardan korumayı ilk ne zaman düşündü tam olarak bilinmez; ama ayakkabısını ağaç kabuklarından, sert yapraklardan yaptığı biliniyor.

Sandaletin ilk olarak Asya ve Mısır’da ortaya çıktığı ve dünyaya bu uygarlıklardan yayıldığı tahmin ediliyor. Mısır, Sümer, Pers kabartmalarında ve resimlerinde görülen düz tabanlı, çapraz bantlı sandaletler papirüs yapraklarından yapılmış. Daha sonraki tarihlerde ise deri ve kösele kullanılmış.

Eski Mısır'da üretilen ilk sandaletlerin, sadece seçkinler ve önemli kişiler tarafından kullanıldığı biliniyor. Bu önemli kişilerin arasında, Kleopatra ve Nefertiti gibi Mısır'ın sembolü haline gelmiş iki önemli kraliçe de var. İyi ki de kullanmışlar; çünkü sandalet erkeklerin tekelinde kalsaydı, onlar sadece fonksiyonlarıyla ilgileneceklerdi belki de.

Romalıların sandaletleri sadece seçkinleri göstermekle kalmıyor, meslekleri de gösteriyordu. Roma’da ayakkabı kullanımı belli kurallara bağlanmıştı. Bir mahkeme üyesiyle bir tüccarın aynı ayakkabıyı giymesi mümkün değildi. Yeni gelinlerin beyaz ayakkabı giyme alışkanlığının da Eski Yunan ve Roma adetlerine dayandığı sanılıyor. Ayakkabılar, sandaletler, kullanan kişinin işine göre, kürklü, sivri, köşeli ya da yuvarlak burunlu olabiliyordu. Roma'da senatör ve patricia'ların kullandıkları kalkık burunlu ayakkabıları başka iş yapan birinin kullanması sahtekarlık sayılıyordu.


Kaynak:http://www.rdf.com.tr/AYAKKABISEKTOR/SAGLIK_SANDALET.htm

Topuklu Ayakkabı

Yine araştırmalara göre, yüksek topuklu ayakkabıların şıklık amacıyla kullanıldığı tarih 1533 olarak kayıtlara geçmiş. Bu topuklu ayakkabının yaratıcısı da Leonardo da Vinci’ dir. Floransa’nın ünlü ailelerinden olan Medicis’lerin kızı Cetherine de Medicis bir dük ile evlenecektir. Cetherine, ufak tefek bir kızdır fakat tören oldukça görkemli olacaktır. Aile bir çözüm bulmak için birçok kişiye başvurur. Cetherine törenin görkemi altında kalmamalıdır. Rivayete göre çareyi Leonardo da Vinci bulur. Bu topuklu bir ayakkabıdır ve Cetherine’nin görünüşünden etkilenen kadınlar hemen taklit etmeye başlarlar. Daha sonra aynı geçmişte yaşandığı gibi topuklu ayakkabı bir statü göstergesi olur. Zira işçi sınıfı kullanışsız ve pahalı olarak niteledikleri ayakkabıyı alacak güçte değildir. Topuklu ayakkabıyla ilgili birçok belge olsa da, tarihi o kadar da net değil. Örneğin, Mısırlı kasaplar yerdeki kandan ayaklarını korumak için, Moğol atlıları da üzengilerini daha iyi kavrayabilmek gibi fonksiyonel sebepler için eklemişler ayakkabılarına topukları.


Kısa Kısa;


Eski Yunanistan’ da da sandal, aba ayakkabı, mantar tabanlı kothornos, deri kayışlı krepis, gelin ayakkabısı nymphitikon ve benzerleri kullanılmıştır.Yunan kadınları, sokakta çıplak ayakla, ya da sandaletle gezerler ev içlerinde yumuşak, kapalı ayakkabılar giyerlerdi. En popüler renkler ise beyaz ve kırmızıydı.


• İ.Ö. 5. yy kadar Etrüskler, uçları yukarıya kıvrık , yüksek ökçeli , bağcıklı ayakkabılar giydiler. • Ayakkabı loncaları kurana Romalılar, sağ ve sol ayağa göre kalıplanmış ayakkabılar geliştirerek, ayakkabıcılık tarihinde önemli bir adım attılar.


• Ortaçağ boyunca tabaklanmış deriden yapılmış makosenler popüler oldu. Bu ayakkabılara toka ve bağcık eklenerek günümüz ayakkabılarında kullanılan bazı formüller üretildi.


• 14. ve 15. yy da ayakkabıların burunları uzamaya başladı. Bu moda 15. yy ın sonlarına kadar sürdü ve daha sonra yerini yuvarlak burunlara bıraktı.


• 17 yy da Avrupa’ da çizme modası yaygındı.


• 19 yüzyılın ilk yarısında,aristokrat kadınlar kağıt inceliğinde brokerli erlikler giyerlerdi.Bu ayakkabıların tabanları öyle kırılgandı ki ,dışarıda birkaç adım bile atmak mümkün değildi.Hizmetçiler ise sağlam botlar kullanırdı.Roma prenseslerinin altın tabanlı sandaletleri ve XIV.Louıs sarayındaki kadınların kırmızı topuklu zarif ayakkabıları gücü ve sınıfı çağrıştırarak sembolleşmişlerdir.


• Mahatma Gandhi’ nin giydiği sandalet, bilgeliği, doğaya ve insana dönüşü , sadeliği, eşitliği simgeliyordu.


Kaynak:http://www.burcukapu.com/yazilar/ayakkabinin_tarihcesi.html



2 comments:

Yıldız said...

çok begendim.

Faideli bir post olmuş :))

Hadi sandaletlerimizi giyelim de tatile çıkalım.

Sevgiler...

Anonymous said...

Dear LR.

evet bende nişan mişan olaylarına ara verelimde faideli bir post yazayım dedim...:-)))
kehh..kehhh...

Bencede sandalet zamanı giyinelim ve tatile çıkalım...

öptttüüüüüüüüüümmmmm

About

.
 
google-site-verification: google6264df489a134469.html