Bütün ulaşım araçlarımızın fotoğrafını çekmiştim ama nedense yazısını yazmak içimden gelmiyor, birde yemek yerleri ile ilgili bilgileri de yayınlamaktan vazgeçtim... İşte böyle...beğendim karelerle tatili noktalayım... Belki bir ara Zia Tavernayı (no stress bar!)anlatırım...
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Wednesday, July 30, 2008
Tuesday, July 29, 2008
Kos
Kos'un yazısını burya aldım. Çünkü yazıda anlattığım her yerin fotoğrafı bu bölümde var...
Marmaristen Rodos'a giderken, yol boyunca acaba ne zaman Türkiye kıyılarını terkedeceğiz diye düşündüm. O kadar yakın gidiyorduk ki, bazı yerlerde bir an birşey olsa sahile yüzebilecek mesafedeydik. Sonradan Kos'a ulaşınca yakınlığı bir kez daha rakamlarla ve karşımızda ışıl ışıl duran Bodrum manzarasıyla fark ettim. Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adası Turgutreis’e 10, Bodrum’a ise 18 dakika uzaklıkta.Bugünkü Yunanistan’ın topraklarına son katılan yerler olan ve Oniki Ada ya da Dodecanese olarak geçen adalar Kos (İstanköy), Rodos, Patmos (Batnoz), Leros, Kalymnos (Kelemez), Astypalaia (İstanbulya), Nisyros (İncirli), Tilos (Cilyaki), Simi (Sömbeki), Chalki, Kastellerizo (Meis) ve Karpathos’dan (Kerpe) oluşuyor.
Türkiye sahillerine yakınlığıyla bilinen Oniki Ada 1912’ye kadar Osmanlı’nın, 1948’e kadar da İtalya’nın egemenliğinde kalmış. İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden İtalyanlar savaş tazminatlarının karşılığında adaları Yunanlılara vermiş.
Liman'da, bizdeki Aziz Peter kalesinin bir benzeri ile çok sayıda Türk, İngiliz bandıralı tekne ile karşılaştık. Kos Town adanın en büyük yerleşim yeri. Burada Osamnlılardan ve İtalyanlardan kalma bir çok tarihi eseri görmeniz mümkün. Hemen limanda mahkeme ve karakol olarak kullanılan İtalyan mimarisinin çok güzel örneği olan sarı bir yapı var. Bunun koarşısında da Şovalye Saint John'un kalesi bulunuyor.
Caddelerden birinin adı da Bodrum’un eski ismini taşıyor (Alikarnassou). Burada herkes Türkçe konuşuyor o yüzden Türkçe konuşurken dikkat etmenizi öneririm.
Köşebaşlarındaki dönerciler, satıcıların buyrun demesi, balıkların isimşleri, cacık vb. sadece ortak noktalarımızdan bazıları.
HİPOKRAT’IN AĞACI
Kos özellikle Hollandalı, İskandinav ve İngiliz turistlerin bol olduğu bir ada. Kalenin bir yanında plajlar uzanırken, arkasında da tarihi eserler bulunuyor. Loziya (Loggia) ve Defterdar camileri tüm zarafetleriyle meydanları süslüyorlar. Türk Vali Hacı Hasan’ın 1792’de yaptırdığı Loziya camiinin şadırvanının arkasında adaya damgasını vurmuş olan Hipokrat’ın Ağacı var. Modern tıbbın babası sayılan ve doktorların ettiği yeminiyle meşhur Hipokrat, 2400 yıl önce yaşamış, ağacın da onun tarafından dikildiği öne sürülüyor. Oysa yapılan araştırmalar ağacın sadece 560 yıllık olduğunu göstermiş! Caminin önündeki bu ağacın hemen önünde bir çeşme var. Çeşmeden akan suyun kutsal olduğuna inanıyorlar.!! Bu arada Hipokrat'ın okulunun bir kısmıda bugün resmi daire olarak işletiliyor!!
Rodos Şövalyeleri’nin Osmanlı saldırılarından korunmak için kullandığı ama Kanuni’nin ordularına yenik düşen kalenin yakınından küçük bir tren kalkıyor. Gidiş dönüş için 5 Euro verdiğinizde, 15 dakika içinde, sabah 08.15’ten-14.15’e kadar dünyanın ilk hastanelerinden biri olan Asklepieion’a bu trenle (mavi olanı) gidebiliyor, yolda da Türk Mahallesi Platani’den (Kermeses'den) geçiyorsunuz.Yada 5 Euro ile dilersiniz yeşil olan trenle Kos Town'u gezebiliyorsunuz. İngilizce, anlatımdan sonra aralarda çalan müziğin ritminde dilerseniz dans bile edebilirsiniz.
Tarihi Agora’nın (Pazar yeri) bitişiğindeki Eleftherias Meydanı’nındaki Defterdar Camii’nin yanında bulunan ve Yunan ile Roma uygarlıklarına ait eserlerin sergilendiği güzel bir arkeoloji müzesi var. Müzeyi gezmedik. Ama o meydanı boş görme şansımızda olmadı. Günün her saatinde kafeleri piyasa yapan gençlerle doluydu. Evet bu adada ilgimi çeken bir başka şeyde gelen turistlerin çok genç olmasıydı. Barlar sokağındaki ortalama yaş 22'yi geçmiyordu.!!!
Kos Town’dan Lambi, Tigaki, Marmari, Mastichari, Kefalos,Zia, Kardamena, AnAntimachia, Pyli, Platini, Psalidi, Kamari ve termal suların denize aktığı Thermes’e gidebilirsiniz. Biz bunun için araba kiraladık. Hemde kırmızı...!!! Ama çok kullanmayı istediğim arabamsı bir araç vardı. Fotoğrafını yayınlarım siz onu kullanın.
Kos yeşili bol birada. Ama orasıda turizm'den ve çirkin yapılaşmadan nasibini almış durumda. Sahilde çok büyük 5 yıldızlı oteller yapılmış ve yapılmaya devam ediyor.
(Altta sözünü ettiğim meydan var, bomboş görüyorsunuz ama bu fotoğraf sabahın çok erken bir saatinde çekilmişti, yoksa öğleden sonra burada bir gençlik olayı var sormayın gitsin....:-)
Zia ise Dikaios dağında yer alan yemyeşil bir köy. Asomatos, Asfendiou ve Pyli'ye çok yakın. Bu köy çok güzel. Özelliklede tavernaları ve eğlenceleri ile ünlü. Buraya akşam üzeri gitmenizi tavsiye ederim. Tepeden Bodrumda batan güneşi izledikten sonra, gecenin ışıkları ile boğaz manzarasını andıran bir atmosferde ve eğlenceli hep bir arada söylenen şarkılar eşliğinde yemek yiyebiliyorsunuz.
Haritayı yeni koydum... Ag.Stefanos,Ag.Theologos, Kefalos plajlarının fotoğrafı var. Paradise beach'in fotoğrafı neyazık ki benim makinamda yok... Ama en güzel deniz orada... En güzel kumsalda... Normalde çakıl olan sahilleri tercih ederim. Burası kum, upuzun bir sahil ve çok berrak bir denizi vardı. Su buz gibiydi (sıcakta süper oluyordu) ama iyi yanı alışmak için zamanımız oluyordu. Hatrı sayılır bir biçimde denizde ilerledikten sonra su derinleşiyordu...
Bizim internetten ayırdığımız yer Marmari'deydi. 15 km uzaklıkta olan bu kasabaya otobüsle ulaştıktan sonra ve otelimizi gördükten sonra Kos Town'a gidiyoruz dedik. Güzel ve çok uzun bir sahili var. Sadece bize göre değil dedik...!!!
Sahil kasabaları olan Tigaki ve Marmari plajlarıyla ön plana çıkan yerler.
Kamari ada da bana göre en güzel plajların olduğu yer. Özellikle beyaz kumuyla meşhur Paradise plajını deneyin. Bir tepenin üzerinde yer alan Kefalos Kamari’ye çok yakın. Yukarıdan manzara nefis gözüküyor. Ancak burada deniz suyu buz gibi.!!! Tarihi kalıntıların içinden denize girerek karşıdaki adaya yüzebilirsiniz.
Marmaristen Rodos'a giderken, yol boyunca acaba ne zaman Türkiye kıyılarını terkedeceğiz diye düşündüm. O kadar yakın gidiyorduk ki, bazı yerlerde bir an birşey olsa sahile yüzebilecek mesafedeydik. Sonradan Kos'a ulaşınca yakınlığı bir kez daha rakamlarla ve karşımızda ışıl ışıl duran Bodrum manzarasıyla fark ettim. Yunanistan’ın Kos (İstanköy) adası Turgutreis’e 10, Bodrum’a ise 18 dakika uzaklıkta.Bugünkü Yunanistan’ın topraklarına son katılan yerler olan ve Oniki Ada ya da Dodecanese olarak geçen adalar Kos (İstanköy), Rodos, Patmos (Batnoz), Leros, Kalymnos (Kelemez), Astypalaia (İstanbulya), Nisyros (İncirli), Tilos (Cilyaki), Simi (Sömbeki), Chalki, Kastellerizo (Meis) ve Karpathos’dan (Kerpe) oluşuyor.
Türkiye sahillerine yakınlığıyla bilinen Oniki Ada 1912’ye kadar Osmanlı’nın, 1948’e kadar da İtalya’nın egemenliğinde kalmış. İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden İtalyanlar savaş tazminatlarının karşılığında adaları Yunanlılara vermiş.
Liman'da, bizdeki Aziz Peter kalesinin bir benzeri ile çok sayıda Türk, İngiliz bandıralı tekne ile karşılaştık. Kos Town adanın en büyük yerleşim yeri. Burada Osamnlılardan ve İtalyanlardan kalma bir çok tarihi eseri görmeniz mümkün. Hemen limanda mahkeme ve karakol olarak kullanılan İtalyan mimarisinin çok güzel örneği olan sarı bir yapı var. Bunun koarşısında da Şovalye Saint John'un kalesi bulunuyor.
Caddelerden birinin adı da Bodrum’un eski ismini taşıyor (Alikarnassou). Burada herkes Türkçe konuşuyor o yüzden Türkçe konuşurken dikkat etmenizi öneririm.
Köşebaşlarındaki dönerciler, satıcıların buyrun demesi, balıkların isimşleri, cacık vb. sadece ortak noktalarımızdan bazıları.
HİPOKRAT’IN AĞACI
Kos özellikle Hollandalı, İskandinav ve İngiliz turistlerin bol olduğu bir ada. Kalenin bir yanında plajlar uzanırken, arkasında da tarihi eserler bulunuyor. Loziya (Loggia) ve Defterdar camileri tüm zarafetleriyle meydanları süslüyorlar. Türk Vali Hacı Hasan’ın 1792’de yaptırdığı Loziya camiinin şadırvanının arkasında adaya damgasını vurmuş olan Hipokrat’ın Ağacı var. Modern tıbbın babası sayılan ve doktorların ettiği yeminiyle meşhur Hipokrat, 2400 yıl önce yaşamış, ağacın da onun tarafından dikildiği öne sürülüyor. Oysa yapılan araştırmalar ağacın sadece 560 yıllık olduğunu göstermiş! Caminin önündeki bu ağacın hemen önünde bir çeşme var. Çeşmeden akan suyun kutsal olduğuna inanıyorlar.!! Bu arada Hipokrat'ın okulunun bir kısmıda bugün resmi daire olarak işletiliyor!!
Rodos Şövalyeleri’nin Osmanlı saldırılarından korunmak için kullandığı ama Kanuni’nin ordularına yenik düşen kalenin yakınından küçük bir tren kalkıyor. Gidiş dönüş için 5 Euro verdiğinizde, 15 dakika içinde, sabah 08.15’ten-14.15’e kadar dünyanın ilk hastanelerinden biri olan Asklepieion’a bu trenle (mavi olanı) gidebiliyor, yolda da Türk Mahallesi Platani’den (Kermeses'den) geçiyorsunuz.Yada 5 Euro ile dilersiniz yeşil olan trenle Kos Town'u gezebiliyorsunuz. İngilizce, anlatımdan sonra aralarda çalan müziğin ritminde dilerseniz dans bile edebilirsiniz.
Tarihi Agora’nın (Pazar yeri) bitişiğindeki Eleftherias Meydanı’nındaki Defterdar Camii’nin yanında bulunan ve Yunan ile Roma uygarlıklarına ait eserlerin sergilendiği güzel bir arkeoloji müzesi var. Müzeyi gezmedik. Ama o meydanı boş görme şansımızda olmadı. Günün her saatinde kafeleri piyasa yapan gençlerle doluydu. Evet bu adada ilgimi çeken bir başka şeyde gelen turistlerin çok genç olmasıydı. Barlar sokağındaki ortalama yaş 22'yi geçmiyordu.!!!
Kos Town’dan Lambi, Tigaki, Marmari, Mastichari, Kefalos,Zia, Kardamena, AnAntimachia, Pyli, Platini, Psalidi, Kamari ve termal suların denize aktığı Thermes’e gidebilirsiniz. Biz bunun için araba kiraladık. Hemde kırmızı...!!! Ama çok kullanmayı istediğim arabamsı bir araç vardı. Fotoğrafını yayınlarım siz onu kullanın.
Kos yeşili bol birada. Ama orasıda turizm'den ve çirkin yapılaşmadan nasibini almış durumda. Sahilde çok büyük 5 yıldızlı oteller yapılmış ve yapılmaya devam ediyor.
(Altta sözünü ettiğim meydan var, bomboş görüyorsunuz ama bu fotoğraf sabahın çok erken bir saatinde çekilmişti, yoksa öğleden sonra burada bir gençlik olayı var sormayın gitsin....:-)
Zia ise Dikaios dağında yer alan yemyeşil bir köy. Asomatos, Asfendiou ve Pyli'ye çok yakın. Bu köy çok güzel. Özelliklede tavernaları ve eğlenceleri ile ünlü. Buraya akşam üzeri gitmenizi tavsiye ederim. Tepeden Bodrumda batan güneşi izledikten sonra, gecenin ışıkları ile boğaz manzarasını andıran bir atmosferde ve eğlenceli hep bir arada söylenen şarkılar eşliğinde yemek yiyebiliyorsunuz.
Haritayı yeni koydum... Ag.Stefanos,Ag.Theologos, Kefalos plajlarının fotoğrafı var. Paradise beach'in fotoğrafı neyazık ki benim makinamda yok... Ama en güzel deniz orada... En güzel kumsalda... Normalde çakıl olan sahilleri tercih ederim. Burası kum, upuzun bir sahil ve çok berrak bir denizi vardı. Su buz gibiydi (sıcakta süper oluyordu) ama iyi yanı alışmak için zamanımız oluyordu. Hatrı sayılır bir biçimde denizde ilerledikten sonra su derinleşiyordu...
Bizim internetten ayırdığımız yer Marmari'deydi. 15 km uzaklıkta olan bu kasabaya otobüsle ulaştıktan sonra ve otelimizi gördükten sonra Kos Town'a gidiyoruz dedik. Güzel ve çok uzun bir sahili var. Sadece bize göre değil dedik...!!!
Sahil kasabaları olan Tigaki ve Marmari plajlarıyla ön plana çıkan yerler.
Kamari ada da bana göre en güzel plajların olduğu yer. Özellikle beyaz kumuyla meşhur Paradise plajını deneyin. Bir tepenin üzerinde yer alan Kefalos Kamari’ye çok yakın. Yukarıdan manzara nefis gözüküyor. Ancak burada deniz suyu buz gibi.!!! Tarihi kalıntıların içinden denize girerek karşıdaki adaya yüzebilirsiniz.
Monday, July 28, 2008
Kos
Sunday, July 27, 2008
Symi Koylar, Plajlar
Bu küçük adanın koylarından ve sahillerinden bazıları;
Disalona, Nanos, Marathouda, Panormitis, Agios Vasilios, Kefalos, Nimporios, Agia Marina, Agios Nikolaos, Agios Emilianos, Sesklia Adası.
Hemen hemen hepsine gittik. Ama denize Agia Marina, Agios Nikolaos'ta girdik.Buralara deniz taksisiyle ulaşım mümkün. Pediye ve Panormitis'e otobüsle'de gidebiliyorsunuz. Ben deniz taksisini öneririm. Çok rahat ve esintili.:-) Deniz tksilerine ücreti gidiş-dönüş ödediğiniz için dönüştede aynı taksiciyle dönmeniz gerekli.
Gialos (limandan)sabahları, Pedi'den müşteri oldukça kalkan taksiler var. Hava koşullarını dikkate almanız önemli. Koylarda denize girdiğimiz için deniz çarşaf gibiydi. Dönüşte açık denizden döndüğümüz için dalgalardan pek bir güzel ıslandık. O yüzden bu koylara giderken yanınızda çok önemli eşyalarınızı almayın. Yada su geçirmez bir çamta ile gidin...:-)
Agia Marina
Denize girdiğimiz en güzel adaydı. Adanın içinde minik bir adacık bu. Süperdi. Üzerinde düğünlerin yapıldığı ufak bir kilise var. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere deniz tertemizdi. Bu adalarda en sevdiğim şeylerden bir taneside tesis var ama doğaya hiç bir zarar verilmiyor. Adadaki en güzel tesislerden biriside buraya aitti.
Agios Nikolaos
Buraya deniz taksisyle ulaşmak mümkün. Yada dilerseniz Pedi'den yüreyebilirsiniz. Pedi'den yürüdük. Birazda macera olsun diye. Epey bir tırmandık ve epey bir kayaların üzerinde zıpladık diyebilirim. Ama yol boyunca manzara çok güzeldi. Bu koyda Gialosa ve Pedi'ye çok yakın. Deniz güzel. Agia Marina'daki kadar olmasa bile yinede oldukça hoş.
NİMPORİOS
Burası yazlıkcıların yeri. Ama hemen ülkemizdeki gibi milyonlarcasını bir arada düşünmeyin. Toplam sadece 20 tane ev vardı. Onlarda birbirlerinden çok uzakta ve bu koya doğru giderken serpiştirilmişlerdi.
eskiden bir balıkçı köyüymüş. Biz buranın sonuna kadar gittik. Adanın kuzey doğusunda yer alıyor. İnanılmaz derecede sakin bir yerdi. Biran için dünyanın durduğunu ve kimselerin yaşamdığını bile düşündüm. Denizin içindeki adacıklar ve tepeler, korkunç güzelliklikteki bir sessizlik...Deniz burada da çok güzeldi.
PEDİ
Ada'nın ikinci en büyük yerleşim yeri. Otobüslede gidebiliyorsunuz. Tırmanmayı gözde alırsanız Kalisteratadan yukarıya tırmanıp oradan da aşağıya doğru bir 15-20 dk'lık yürüyüşle inebilirsiniz. Burada da şemsiyeler, şezlonglar ve tavernalar var. Biz nedense buradan girmeyi pek tercih etmedik.
PANORMITIS
Burası adanın güneyinde. Çorak olan ada inanılmaz derecede birden bire yeşilleniyor. Fotoğrafı otobüsün içinden çektiğim için kötü. Ama yukarıdan görünüşü çok güzel.
Burada çok büyük bir manastır var. Ziyaretçiler çok az para ödeyerek konaklayabiliyor. Otobüste yerle halkla birlikte gittik. Siyah elbisleri içindeki teyzeler yol boyunca dua ettiler. Özellikle her virajda istavroz çıkartıyorlardı. Yolda (tepede) bir kilise vardı. Sanıyorum orada büyük bir ayin veya düğün vardı. Herkesler orada indi, biz neredeyse yanlız başımıza panormitis'e gittik. Şoför kimseden para almadı. Dönüşte alırım dedi. Panormitis'in yer mozaikleri güzel. Bu arada buraya teknelerde geliyor. Biz gittiğimizde deniz çok dalgalıydı. Koyun içi bile dalgalıydı. o yüzden kalmadık hemen aynı otobüsle geri döndük. Zira günde iki sefer var. Biri sabah 8:00 diğeri Öğlen 13:00 o yüzden çok fazla alternatifiniz yok. Aynı amcam günde iki sefer yapıyor. Diğeri ise sabah 8:00'den akşam 8:00'e kadar sürekli sefer yapıyor.İkisde süper ehlikeyif insanlardı. Pedi'ye sefer yapan arabadan fotoğraf çekiyordu, eğlenceli müzikler dinliyordu. Diğeri biraz daha yaşlıydı. Aracıda ufak ama daha konforluydu.
Hemen adanın diğer tarafında deniz daha sakin ve çok daha güzel ancak buranın da manzarası çok hoş... tercihe kalmış bir yer...Tarihi bilgileri vermiyorum. Yarın da KOS'u anlatırım.
Disalona, Nanos, Marathouda, Panormitis, Agios Vasilios, Kefalos, Nimporios, Agia Marina, Agios Nikolaos, Agios Emilianos, Sesklia Adası.
Hemen hemen hepsine gittik. Ama denize Agia Marina, Agios Nikolaos'ta girdik.Buralara deniz taksisiyle ulaşım mümkün. Pediye ve Panormitis'e otobüsle'de gidebiliyorsunuz. Ben deniz taksisini öneririm. Çok rahat ve esintili.:-) Deniz tksilerine ücreti gidiş-dönüş ödediğiniz için dönüştede aynı taksiciyle dönmeniz gerekli.
Gialos (limandan)sabahları, Pedi'den müşteri oldukça kalkan taksiler var. Hava koşullarını dikkate almanız önemli. Koylarda denize girdiğimiz için deniz çarşaf gibiydi. Dönüşte açık denizden döndüğümüz için dalgalardan pek bir güzel ıslandık. O yüzden bu koylara giderken yanınızda çok önemli eşyalarınızı almayın. Yada su geçirmez bir çamta ile gidin...:-)
Agia Marina
Denize girdiğimiz en güzel adaydı. Adanın içinde minik bir adacık bu. Süperdi. Üzerinde düğünlerin yapıldığı ufak bir kilise var. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere deniz tertemizdi. Bu adalarda en sevdiğim şeylerden bir taneside tesis var ama doğaya hiç bir zarar verilmiyor. Adadaki en güzel tesislerden biriside buraya aitti.
Agios Nikolaos
Buraya deniz taksisyle ulaşmak mümkün. Yada dilerseniz Pedi'den yüreyebilirsiniz. Pedi'den yürüdük. Birazda macera olsun diye. Epey bir tırmandık ve epey bir kayaların üzerinde zıpladık diyebilirim. Ama yol boyunca manzara çok güzeldi. Bu koyda Gialosa ve Pedi'ye çok yakın. Deniz güzel. Agia Marina'daki kadar olmasa bile yinede oldukça hoş.
NİMPORİOS
Burası yazlıkcıların yeri. Ama hemen ülkemizdeki gibi milyonlarcasını bir arada düşünmeyin. Toplam sadece 20 tane ev vardı. Onlarda birbirlerinden çok uzakta ve bu koya doğru giderken serpiştirilmişlerdi.
eskiden bir balıkçı köyüymüş. Biz buranın sonuna kadar gittik. Adanın kuzey doğusunda yer alıyor. İnanılmaz derecede sakin bir yerdi. Biran için dünyanın durduğunu ve kimselerin yaşamdığını bile düşündüm. Denizin içindeki adacıklar ve tepeler, korkunç güzelliklikteki bir sessizlik...Deniz burada da çok güzeldi.
PEDİ
Ada'nın ikinci en büyük yerleşim yeri. Otobüslede gidebiliyorsunuz. Tırmanmayı gözde alırsanız Kalisteratadan yukarıya tırmanıp oradan da aşağıya doğru bir 15-20 dk'lık yürüyüşle inebilirsiniz. Burada da şemsiyeler, şezlonglar ve tavernalar var. Biz nedense buradan girmeyi pek tercih etmedik.
PANORMITIS
Burası adanın güneyinde. Çorak olan ada inanılmaz derecede birden bire yeşilleniyor. Fotoğrafı otobüsün içinden çektiğim için kötü. Ama yukarıdan görünüşü çok güzel.
Burada çok büyük bir manastır var. Ziyaretçiler çok az para ödeyerek konaklayabiliyor. Otobüste yerle halkla birlikte gittik. Siyah elbisleri içindeki teyzeler yol boyunca dua ettiler. Özellikle her virajda istavroz çıkartıyorlardı. Yolda (tepede) bir kilise vardı. Sanıyorum orada büyük bir ayin veya düğün vardı. Herkesler orada indi, biz neredeyse yanlız başımıza panormitis'e gittik. Şoför kimseden para almadı. Dönüşte alırım dedi. Panormitis'in yer mozaikleri güzel. Bu arada buraya teknelerde geliyor. Biz gittiğimizde deniz çok dalgalıydı. Koyun içi bile dalgalıydı. o yüzden kalmadık hemen aynı otobüsle geri döndük. Zira günde iki sefer var. Biri sabah 8:00 diğeri Öğlen 13:00 o yüzden çok fazla alternatifiniz yok. Aynı amcam günde iki sefer yapıyor. Diğeri ise sabah 8:00'den akşam 8:00'e kadar sürekli sefer yapıyor.İkisde süper ehlikeyif insanlardı. Pedi'ye sefer yapan arabadan fotoğraf çekiyordu, eğlenceli müzikler dinliyordu. Diğeri biraz daha yaşlıydı. Aracıda ufak ama daha konforluydu.
Hemen adanın diğer tarafında deniz daha sakin ve çok daha güzel ancak buranın da manzarası çok hoş... tercihe kalmış bir yer...Tarihi bilgileri vermiyorum. Yarın da KOS'u anlatırım.
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Tarih'de 500 yıl önce neler olmuş diye merak ettim ve bakın neler buldum: 1500 World population 400 million. 1501 First flush toilets. 1...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.