Eskiden Haliç'in kuzey karşı yakasında bulunan ve yerleşim alanı olmayan alana "karşıyaka", "öte" anlamına gelen Pera'dan kaynaklanan "Peran Bağları" deniliyormuş.
Beyoğlu adının ortya çıkmasına ilişkin çeşitli rivayetler var.Bunlardan birisine göre; Beyoğlu adı, Fatih Sultan Mehmed zamanında Pontus prenslerinden Aleksios Kommenos'un islamiyeti kabul ederek burada oturmasından kaynaklanır. İkincisine göre ise; burada oturan Pontus prensi değil, Kanuni zamanındaki Venedik elçisi Andre Giritti'nin oğlu Luigi Giritti'dir. Türkler'in "Bey Oğlu" diye andıkları bu adam,elçinin bir Rum kadınla evlenmesinden dünyaya gelmiştir. Oturduğu konakta Taksim yakınında bir yerdedir. Diğer birine göre ise; Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Vendedik elçisine yazışmalarda Beyoğlu dendiği için bu semt de Beyoğlu adını almıştır.
Haaaaaaaaaaa... bana sorocak olursanız ikinci hikaye kulağa daha hoş ve doğru geliyor. Nede olsa içinde aşk var... vs.vs...:-)
Pera adı, 1952'de resmi yazışmalardan çıkarılmış ve gittikçe unutulur hale gelmiş. Hoş benim gönlüm Beyoğlu'nun Pera olarak anılmasından yana... Bugün, mork soğukluğundaki beyaz floresan aydınlatmanın ve ucuz görünümlü vitrinlerin yerine, yeniden günbatımının sarılığını veren, çiçekler sarkan ferfoje sokak lambalarının, ahşap çerçeveli resim tablosu gibi vitrinlerin, İstiklal caddesinde yer almasını arzu ediyorum. Yılda anlamsızca iki kez sökülen beton gri kaldırım taşlarının yerine Arnavut kaldırımlarının olmasını hayal ediyorum... Her 100 mm'lik kare taşta sivri topukların çıkardıkları melodileri duymak istiyorum. Arnavut kaldırımı deyince de bir şarkı sözü geldi aklıma Demet Sarıoğlu'nun seslendirdiği "Biten sevgilerin ardından Ağlayamam ben böyle yas tutamam, her sözde her gözde şefkat aramam Kırıyor kalbimi sonunda nasıl olsa, Giden aşklarımın ardından Ağlayamam ben böyle yas tutamam, Her sözde her gözde şefkat aramam,Kırıyor kalbimi sonunda nasıl olsa
Dün seni gördüm rüyamda,Arnavut kaldırımlı boş sokakta, Ah bir dili olsa da bir konuşsa, Anlatırdı masumca seni bana,Öpsem bebek gözlerinden çok ağlatırlar
Sarsam seni kollarımdan bir gün alırlar,Sevsem seni doyasıya yıpratırlar
Bir sürü kuru gürültü parçalar sevgimizi,Ey kader böyle mi olmalı solmalı sevgililer
Giden aşklarımın ardından Ağlayamam ben böyle yas tutamam Her sözde her gözde şefkat aramam Kırıyor kalbimi sonunda nasıl olsa Dün seni gördüm rüyamda" hhhhhmm
Neyse dönelim Beyoğlu'na... Galatasaray Lisesinin hastane Tıbbiye-i Adliye-i Şahane", Tüyap'ın Tiyatro, Turkcell Binası'nın otel olduğunu biliyormuydunuz. Yada Aslı Han'ın Krepen ve Çiçek Pasajınında iş merkezi olduğunu... Yolculuğa hazırsanız başlayalım...!!!
Galatasaray Lisesi
1831-1862 yılları arasında Galata Sarayı sultanisi tarafından bir tıp okuluna dönüştürülmüş ve adı Tıbbiye-i Adliye-i Şahane olmuş. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra da, 2. Mahmut tarafından içinde bir hastane yapılarak Tıbbiye Mektebi olarak açılmasına karar verilmiş. O zamanlar Çanakkale cephesinden çok sayıda yaralı asker İstanbula geliyormuş... Pierre Loti'nin "Bezgin Kadınlar" romanının kahramanlarından olan Zinnur ve Cevat Paşa'nın kızı Emine Semiye Hanımlar gönüllü hemşire olarak burada çalışıyorlarmış. Dönemin önemli hekimlerinden Besim Ömer Paşa tarafından yönetiliyormuş. Ve bugün karşımızda Galatasaray Lisesi... Ne garip bir dönem savaş yaralılarının tedavi edildiği hastane, diğer bir dönemdede kaybolan çocukları için gösteri yapan annelerin yeri...Bugün bahçesi ile ve görkemli süslü kapısı ile İstiklal de geçmişini koruyan ender yerlerden bir tanesidir. Galatasaray Lisesi ....devam edecek...
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Thursday, December 29, 2005
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Eymir Gölü, Ankara. ODTÜ'ye ve ODTÜ'lülere ait olan bu arazi gerçekten korunması gereken bir doğa harikası. Her türlü canlıyı görme...
-
Beyazlar içinde bir kız Apple Notebook'unun arkasında duruyordu. Yüzü loş ışıkta pek seçilmiyordu ama saçları gün batımının ışığı gibi k...
-
Güneşli günü görünce hiç affetmem...:) Sabahın köründe yollara düştük... Kahvaltı, kahve keyfi, çay keyfi...Değişik yeni bir yer keşf etti...
-
Gezinin 4.günündeyiz. Gezeceğimiz 3 gölden ilki. Orta gölü diğer göller kadar ünlü değil. Araştırırken Orta San Giulio'yu buldum. Burası...
-
Nihayet bu haftasonu az da olsa güneşi görebildik. Sabahleyin 6:20'de kalktım ve güneşi görünce gözlerime inanamadım. Evin her iki cephe...
-
İstanbul'da hava buz gibi. Dışarıya zorunlu olmadıkça çıkmıyoruz. Zaten ekonomik kriz de var o yüzden bizde dostalarımızı eve davet edi...
-
here's to a wonderful New Year and a warm adieu to the old! here's to happiness, good times, good cheer and the many joys to Unfol...
-
Çok kısa olan yolculuğumuza çok sey sığdırmak zorunda kaldım. 1.Budva 2.Kotor 3.Stone 4.Orebic 5.Korçula 6.Split 7.Dubrovnik Bayram tatilin...
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment