Bu sabah okuduğum 3 yazıdan da çok etkilendim. Bunlardan bir tanesi "Sizin de bir şarkınız var mı?" Diğeri Dilarausumun annesine yazdığı yazı, bir diğeri de Selen'in Cemoş'una yazdığı yazı...
Sizinde bir şarkınız var mı? Bana Alev arkadaşım e-mail olarak gönderdi. Mutlaka dolaşarak sizede gelmiştir. Ama yinede burada paylaşmak istedim.
Sizinde bir şarkınız var mı bilmiyorum ama Babam çocukken bana Arzu Kızım şarkısını söylerdi... O zamanlar babamın bu şarkıyı benim için yazdığını düşünürdüm...!!! Çok mutlu olurdum... Sonraları kendim için bir şarkı seçtim "My way"... En güzel anlarımda ve öldüğümde çalınmasını istediğim tek parça...
Sizinde bir şarkınız var mı?
Bir Afrika kabilesinde; hamile kalan kadınlar, arkadaşlarını toplayıp doğaya gider, doğacak çocuğun şarkısını duyana dek meditasyon yapıp dua ederler. Bu kabileye göre, her ruhun kendine öz, ses vibrasyonları vardır .
Kadınlar bu seslere kulak verdiklerinde, hep birlikte yüksek sesle seslendirirler.
Sonra da kabileye dönüp şarkıyı herkese öğretirler .Çocuk doğduğunda, tüm kabile toplanarak ona şarkısını söyler. Çocuğun sonraki önemli dönemlerinde, aynı şarkı okunur. Ölüm döşeğinde de aynı şarkı söylenir.Bir insan kabul edilmez bir cürüm işlediğinde, kabile toplanır ve ona şarkısını söyler. Çünkü anti sosyal davranışlar ceza ile düzeltilemez; sevgiyle ve kimliğin hatırlanmasıyla çözülebilir. Kendi şarkını duyduğun zaman, bir başkasına zarar verecek davranışlarda bulunma isteğine ihtiyaç kalmaz. Aslında hepimizin içinde bir şarkı olduğunu biliriz ve sevdiklerimizin zor zamanlarımızda bunu farketmelerini ve bize söylemeye yardımcı olmalarını arzu ederiz.Gerçek dost, bizim şarkımızı duyan ve ihtiyacımız olduğunda bize tekrarlayandır...
Hep şarkınızı hatırlayacak biri olması dileğimle… nerminsu,Mart 2007
Neyse bu güzel 3 yazıdan birinin sahibi olan Dilaraus'a bu şarkıyı hediye ediyorum....
I'm sitting here I'm thinking back to a time when I was young...
My memory, is clear as day
I'm listening to the dishes clink, you were downstairs, you would sing
Songs of praise
And all the times we laughed with you, and all the times that you stayed true to us
Now we say...
I said I thank you, I'll always thank you
More than you could know, than I could ever show
And I love you, I'll always love you
There's nothing I won't do, to say these words to you
That you're beautiful forever
You were my mom, you were my dad, the only thing I ever had was you, it's true
And even when the times got hard, you were there to let us know...that we'd get through
You showed me how to be a man, you taught me how to understand the things, people do
You showed me how to love my God, you taught me that not everyone knows the truth
And I thank you, I'll always thank you
More than you could know, than I could ever show
And I love you, I'll always love you
There's nothing I won't do, to say these words to you
That you will live forever
Always, always and forever
Good Charlotte
Sevgili Selen ve Cemoşada :
Yaşlanınca insan çocuklaşır,geriye sayar yaşı derler..Alıngan,söz dinlemeyen biraz da yaramaz bir küçük kızdın sen de anneanne.Hani biraz daha dökülmemiş olsaydı saçların,iki yandan kuyruk ne de yakışırdı sana.Yaşlı küçük kız,belki de bu yüzden seninle hep iyi geçinirdik.Ne sen bana çok uzaktın,ne de ben sana..Ortada buluşmuştuk işte!
Senin suç ortağın bile olmuştum.Sen benim ders çalışmak yerine bilgisayarla uğraştığımı,ben de senin gizliden gizliye börekleri yediğini anneme söylemezdik.Gizli bir anlaşma gibi..Sessiz,sakin..Zaman oyunumuza ortak,guguklu kuş her ötüşünde göz kıpardı bize.Sen sayardın..Bir..İki..Üç...Dört..Saat tam dört kere vurdu mu camdan kafanı uzatır meraklı meraklı beklerdin.Acaba ben geç kalacak mıyım,üstüm başım düzgün mü olacak diye yollarımı beklerdin.Ah anneanne,bacaklarından şikayet ederken sen ablam arkadaşlarıyla çıkacağı zaman o bacaklarla nasıl da koşardın cama!Ben büyürdüm o zaman,içimde sıcacık bir hisle gülümserdim..
Okuldan gelince çantamı bir kenara çoğunlukla fırlatır,yanına otururdum. “Eee,n’aptın bugün anneanne?”Sen,bütün gün başını kaldırmadan ördüğün dantellerin modelini anlatarak başlar,sonra da tanımayı bırak adlarını bile duymadığım,çoğunun yeni adresi cennet olan insanları anlatırak devam ederdin.Kim bilir kaç kez dinlemişimdir ya da kaç kez dinler gibi yapıp da sadece senin anlatırkenki heyecanını izlemişimdir.Bugünü unutur,geçmişi ezbere bilirdin anneanne!
Bütün kardeşlerini okutup,seni okutmadılar diye üzülür yine de kötü söz söylemezdin.Ben kızdıkça,sen dindirirdin.Öyle ya ben çoşkun bir akarsu,sense durgun bir yaz akşamı gibiydin.Ağustos böcekleri cıvıldardı sesinde,yıldızlar pırıl pırıl parlardı.Kız kardeşinin sana yanlış öğrettiği duayı okur, “kim bilir ben senelerce okurken neler söyledim?sevap yapalım derken günaha girmeyelim..”derdin.Gülerdik birlikte..Gülerdik,ağlamazdık anneanne!
Sen salına salına yürürken ben koluna girerdim.Hatırlar mısın,sana “birlikte evlenelim,çifte düğün yaparız”dedikçe,senin yüzün kızarırdı.Utanıp,sıkılırdın,benim de çok hoşuma giderdi o halin!Nerede yaşlı amca görsem,göz koyardım hemen.Hatırladın mı?Yoksa dün gibi,bugün gibi,beni de mi unuttun anneanne?
Ah,anneanne!Bugün ne de çok canımı yaktın!Kaç düğüm yutkundum da tıkadım boğazımı!Kaç kez dudaklarımı titrettim de ağlamadım,sustum!Ben anlaşmamızı bozmadım anneanne!Ben ağlamadım,senin sakinleşip yeniden geçmişi anlatmanı bekledim.Bekledim..Oysa sen gittin anneanne!Haber vermeden çektin gittin..Ben senin öğrettiğin melekli duayı unuttum,sen melek olup gittin..Ben uyurken..Biz birlikte uyurduk anneanne..Dün gece sen yatağına yattın anneanne,yanına sokulmama izin vermedin.Kim bilir belki de benim unuttuğum o melekli duayı okuduktan sonra..Bak!Bir düğüm daha tıkandı boğazıma,soluk boruma kaçtı,nefessiz kaldım.
İnci Çiçekoğlu
skip to main |
skip to sidebar
Pages
Wednesday, May 9, 2007
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Gittiğim her yerden en az bir mıknatıs ve bir kupa ile dönerim. Bu nerdeyse bende alışkanlık oldu ve bu alışkanlığım sayesinde de iki koleks...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
5 comments:
Arzu, ne kadar duygusal şeyler yazmışsın bugün, gözlerim nemlendi.Ama hayat bu, birgün sevdiklerimizi kaybedicez,önemli olan buna alışmak ve hayatın devam ettiğini unutmamak...
Selamlar,
Selin
Hayır benim bir şarkım yok, henüz bulamadım desem... :)
Selin
thank you my dear friend, thank you:)
canımsın brumendiuss'um.. haziran başı geliyorum. karşında şerefine kadeh kaldıracağım:))
@ Selin;
Biliyorum... İnsanlar sadece bedenden ayrılıyorlar, düşlerde ve düşüncelerde kaybettikleri hep yanlarında...
Eminim bir şarkın vardır, sadece sahiplenmeni bekliyordur...:-)))
Sevgilerimle...
@ dilarauuusss...
Süperrrrrrrrr......Bekleriz efendim...:-))) Bu sefer ortakcımıda alalım... Güzel günler ve sağlık için kadehlerimizi kaldıralım...
Sevgiler...
Post a Comment