skip to main |
skip to sidebar
Hergün yıkılan veya üzerine çıkıntılar yapılan tarihi binalara baktıkça, silinen ve yok edilen tarihimizi düşündükçe çok üzülüyorum...Farklı uygarlıklıkların merkezi olan ve bana göre dünyadaki en güzel şehirlerden biri olan İstanbul,zaman ilerledikçe şehir kimliğini bırakıyor ve hızla kocaman bir KÖY oluyor...
Taksime doğru yürüdüğüm güzergahda birkaçtane eski bina var onlara baktıkça mutlu oluyorum. Neyse efendim dünde yürürken bir baktım ve olamaz dedim...
Arkadaşımla konuşurken oda "yok böyle birşey" dedi. Bizi duyan birinci katta oturan rum teyzem; "onlar Almanyadan geldiler, gördükleri halde bunu yaprlarsa görmeyenler kimbilir neyapar..." bende teyzeme dedim ki, "görmek değil efendim, önemli olan genlerinde olması..." bu minik dedikodudan sonra Taksime yürüdük.
Uzun zamandır (yaklaşık 5 yıldır falan), Taksim parkı'nın içine girmiyordum. Dün parkın içinden yürüyünce ikinci şokumu yaşadım. Harbiden olamaz dedim, zaman durdu ve sanki istemediğim bir film sahnesinin içindeydim... Bankta oturan iki erkek sevişiyordu, diğer tarafta ayakkabılarını çıkartmış, pantolarını sıvamış bir grup erkek bira içiyordu, biraz ileride şalvarlı ve yemenili kadınlar (onlarda ayakkabılarını çıkartmışlardı) çimenlerin üzerinde çene çalıyorlardı, bir kadın çocuğuna avazı çıktığı kadar bağrıyor ve ayakkabılarını minik havuzun içinde ki suda yıkıyordu (yunuslu havuz), ve bunun gibi daha niceleri vardı parkın içinde... Of ya... offf dedim...
Sonra düşündüm, babamın beni 25 yıl önce götürdüğü Taksim Parkı'nı hatırlamaya çalıştım, kesinlike böyle değildi... Acaba zaman ilerledikçe hep beraber kaptan mağra adamımı olacağız !!! ....
Yine çok eskilere gittim, 150 yıl öncesine...
İşte bugün yerinde olmayan Abdülmecid'in 1840'larda yaptırttığı Rus ve Hint mimarisinden esinlenen Topçu kışlası...
Kışla 1940 Imar hareketlerinde, önce Taksim meydanındaki (bugün havuz bulunan) ahırları yıkılarak ve sonrada gezi parkındaki esas anıtsal binaları yıkılarak yok edilmiş.
Oysa günümüzde binanın kendisi duruyor olsaydı Taksim meydanı sanıyorum dünyanın en güzel meydanlarından biri olurdu.
Mesela, müze veya kültür merkezi olarak kullanılabilirdi. Ya da sadece dış duvarları bırakılıp ortası günümüzdeki gezi parkı olarak düzenlenir ve dünyanın herhalde en görkemli parkı olurdu.
Pages
Friday, July 28, 2006
Taksim Parkı
Hergün yıkılan veya üzerine çıkıntılar yapılan tarihi binalara baktıkça, silinen ve yok edilen tarihimizi düşündükçe çok üzülüyorum...Farklı uygarlıklıkların merkezi olan ve bana göre dünyadaki en güzel şehirlerden biri olan İstanbul,zaman ilerledikçe şehir kimliğini bırakıyor ve hızla kocaman bir KÖY oluyor...
Taksime doğru yürüdüğüm güzergahda birkaçtane eski bina var onlara baktıkça mutlu oluyorum. Neyse efendim dünde yürürken bir baktım ve olamaz dedim...
Arkadaşımla konuşurken oda "yok böyle birşey" dedi. Bizi duyan birinci katta oturan rum teyzem; "onlar Almanyadan geldiler, gördükleri halde bunu yaprlarsa görmeyenler kimbilir neyapar..." bende teyzeme dedim ki, "görmek değil efendim, önemli olan genlerinde olması..." bu minik dedikodudan sonra Taksime yürüdük.
Uzun zamandır (yaklaşık 5 yıldır falan), Taksim parkı'nın içine girmiyordum. Dün parkın içinden yürüyünce ikinci şokumu yaşadım. Harbiden olamaz dedim, zaman durdu ve sanki istemediğim bir film sahnesinin içindeydim... Bankta oturan iki erkek sevişiyordu, diğer tarafta ayakkabılarını çıkartmış, pantolarını sıvamış bir grup erkek bira içiyordu, biraz ileride şalvarlı ve yemenili kadınlar (onlarda ayakkabılarını çıkartmışlardı) çimenlerin üzerinde çene çalıyorlardı, bir kadın çocuğuna avazı çıktığı kadar bağrıyor ve ayakkabılarını minik havuzun içinde ki suda yıkıyordu (yunuslu havuz), ve bunun gibi daha niceleri vardı parkın içinde... Of ya... offf dedim...
Sonra düşündüm, babamın beni 25 yıl önce götürdüğü Taksim Parkı'nı hatırlamaya çalıştım, kesinlike böyle değildi... Acaba zaman ilerledikçe hep beraber kaptan mağra adamımı olacağız !!! ....
Yine çok eskilere gittim, 150 yıl öncesine...
İşte bugün yerinde olmayan Abdülmecid'in 1840'larda yaptırttığı Rus ve Hint mimarisinden esinlenen Topçu kışlası...
Kışla 1940 Imar hareketlerinde, önce Taksim meydanındaki (bugün havuz bulunan) ahırları yıkılarak ve sonrada gezi parkındaki esas anıtsal binaları yıkılarak yok edilmiş.
Oysa günümüzde binanın kendisi duruyor olsaydı Taksim meydanı sanıyorum dünyanın en güzel meydanlarından biri olurdu.
Mesela, müze veya kültür merkezi olarak kullanılabilirdi. Ya da sadece dış duvarları bırakılıp ortası günümüzdeki gezi parkı olarak düzenlenir ve dünyanın herhalde en görkemli parkı olurdu.
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
-
Tarlabaşı bugün kentsel dönüşüm projesi altında yok ediliyor. Bu projelere bakmak için aşağıdaki linke girmeniz yeterli. http://www.tarlabas...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
July
(18)
- Hieroglyphic
- Taksim Parkı
- Sports International
- Zeynep Duru- Pinkypunky
- Ayvalık- Cunda (3.Bölüm Son)
- Frank Sinatra- My way
- Brides-Gelinler
- 5.Kat
- Pirates of the Caribbean: Dead Man's Chest
- Patariçe (Patriça)- Huzur adası
- Kydonia
- Kayıp şehir- The Lost City
- Ayıp Oluyor Biliyorum Ama...
- 500 Yıl Önce Neler Olmuş
- Sil Baştan- Eternal Sunshine of the Spotless Mind
- Saçmalıklar
- Picasa Web Album-Bodrum
- Rodin- Sergi SSM
-
▼
July
(18)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
2 comments:
siz iki erkeğin sevismesini acayip birsey olarak algılıyorsanız bence geri olan,metropol hayatına yakısmayan sizsiniz.
İki erkeğin sevismesi sizi ilgilendirmez. Biraz aşın artık bunları
Post a Comment