Uzun hafta sonu...Ne yapacağımızı şaşırdık vallahi... Neyse bende Cumartesi günü güneşli havadan etkilenerek çiçeklerimi fotoğrafladım... Zira artık kış geliyor onları en fazla artık 1 ay dadha görebiliirim sonra bahara kadar yoklar...
Bazı çekimlerim çok güzel oldu. Hatta wallpaper yaptım...Eeee...bu bloga yazı yazmaya başlayalı nerdeyse 3yıl olacak o gün bugündür fotoğraf çekiyorum...biraz geliştirdim sanıyorum... Eeee... nee demişler teecrübe yaşayarak, yaptıkça kazanılıyor...:-)
skip to main |
skip to sidebar
Şeker bayramınız kutlu olsun... Şeker tadında güzel bir bayram geçirmenizi dilerim. Aile büyüklerinizin ellerini ve yüzlerini öpmeyi unutmayın...!!!
Geçen gün gazetedeki bir istatistik gözüme takıldı... Diyordu ki;
Aileniz varsa dünyadaki her 4.000.000 bir kişisiniz...Yani dünyadaki ender insanlardasınız...!!!
Pages
Tuesday, October 30, 2007
Friday, October 26, 2007
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Tuesday, October 23, 2007
Gökçeada- Son
Sunday, October 21, 2007
Gökçeada-devam ediyor
Yemeden dönmeyin Bölümü...
Madam Evstratia- Cicirya burada mutlaka kıymalı ssigara böreği yiyin. Suat bey nefis bir biçimde kızartıp getiriyor. Cicirya da o köye ait pide... Naneli peynirli... Suat bey pideyi tescil ettirmiş. Bu pide çok meşhur...Hatta ünü AB deki ülkelerin magazin dergilerinde bile çıkıyor... Yer Zeytinliköy...
Bu köyde meşhur dibek kahvesi var. Madadmın dibek kahvesi de vardı ama neyazık ki mamdam vefat etmiş.
Bu köyde birde dondurmalı sakızlı muhallebi yiyebileceğiniz Hristo'nun yeri var, şiddetele tavsiye ederim. Hristo bey 87 yaşında ama hala çalışıyor ve aklı fikri hala Beşiktaşta...
Tepe köyde Barba Yorgu'nun yeri var. Öncededn mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız yoksa yer bulamazsınız. Nefis mezeleri var. Biz o günün özel yemeği KAstra'yı (Kuzu fırın) denedik. 10 üzerinden 9 verdik. Yanında şarap süper gidicektir. Ayrıca nefis taverna müziği eşliğinde dadns etme imkanı da bulabilirsiniz.
Eski bademli köyde mutlaka kahveye uğrayın. Melisa çayı için. Dilerseniz dibek kahvesini burada da içebilirsiniz. Bize sunulduğu gibi (fotoğraftaki gibi)... Lütfen yanınızda ufak bir paket çukulta ile gidin. Benimde selamı mı söyleyin...:-)
Yarın görmededn ddönmeyin bölümü ile bu tatili tamamlarım artık...
Madam Evstratia- Cicirya burada mutlaka kıymalı ssigara böreği yiyin. Suat bey nefis bir biçimde kızartıp getiriyor. Cicirya da o köye ait pide... Naneli peynirli... Suat bey pideyi tescil ettirmiş. Bu pide çok meşhur...Hatta ünü AB deki ülkelerin magazin dergilerinde bile çıkıyor... Yer Zeytinliköy...
Bu köyde meşhur dibek kahvesi var. Madadmın dibek kahvesi de vardı ama neyazık ki mamdam vefat etmiş.
Bu köyde birde dondurmalı sakızlı muhallebi yiyebileceğiniz Hristo'nun yeri var, şiddetele tavsiye ederim. Hristo bey 87 yaşında ama hala çalışıyor ve aklı fikri hala Beşiktaşta...
Tepe köyde Barba Yorgu'nun yeri var. Öncededn mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız yoksa yer bulamazsınız. Nefis mezeleri var. Biz o günün özel yemeği KAstra'yı (Kuzu fırın) denedik. 10 üzerinden 9 verdik. Yanında şarap süper gidicektir. Ayrıca nefis taverna müziği eşliğinde dadns etme imkanı da bulabilirsiniz.
Eski bademli köyde mutlaka kahveye uğrayın. Melisa çayı için. Dilerseniz dibek kahvesini burada da içebilirsiniz. Bize sunulduğu gibi (fotoğraftaki gibi)... Lütfen yanınızda ufak bir paket çukulta ile gidin. Benimde selamı mı söyleyin...:-)
Yarın görmededn ddönmeyin bölümü ile bu tatili tamamlarım artık...
Thursday, October 18, 2007
Gökçeada-1
Bayram tatilinde Gökçeada'ya gittik. İlk gidişimiz olduğu için tam bir keşif gezisi oldu.
Haritanın fotoğrafını direksiyonun üzerinde çektim.:-)
Şunu belirtmek istiyorum ki HARİTANIN ÜZEREİNDE YAZILI OLAN HERE YERE GİDİLMİŞTİR. Ada da ayak basılmadık yer kalmamıştır...!!!
Bir yere gidince o bölgenin yapmadan dönmeyinlerini okurum birde EN'lerini..
Gökçeada Türkiye'nn En rüzgarlı adası...En büyük adası...Dünyanın En çok su kaynağına sahip dördüncü büyük adası...Türkiye'nin En batı noktası (ince burun)...
Yapmadan yada yemdedn dönmeyin bölümünü kendim hazırladım yarın anlatırım, tabiki fotoğraflarla...
Gökçeadanın köyleri çok güzel... Kaleköy, eski bademli, zeytinli, tepeköy, dereköy bu köyler koruma altına alınmış. Eski bademli köyü adanın balkonu sayılıyor... kaleköyü, ovayı ve ege denizini buradan seyredebilirsiniz.
Bu köyü ben çok beğendim. Bilmiyorum neden...
Gittiğim her yerde şehre ait bir ruh ararım...Gökçeada da bu ruh vardı özelliklede bu köyde...
Köye yeni bademliden geçerek çıkıyosunuz. Yeni bademli iğrenç renklere sahip korkunç yapılardan oluşmuş bir yer... pansiyonların çoğuda bu köyde... Burayı geçerken çoğu zaman kafamızı çevirdik...Sonra yukarı tırmanan bir yol... Bir kaç kıvrım sonra bambaşka bir dünya...
Eski bademli...
Eski Bademli de ufak bir köy kahvesi var işletmecisinin ismi Dimitri...Dimitri İstanbul da çalıştktan sonra kendsini emekli yapmış ve doğduğu büyüdüğü köye dönmüş...Kahvenin önünde dut ağcı ve sarı renkli uzun iki tane bank var... Yazın kalabalık zamanda uzun muhabetler için...
Eski çamaşırhanenin önündeki çınar ağcı çok büyüktü... Fotoğraflardan anlaşılıyor mu bilmiyorum...Çamaşırhane şimdi kullanılmıyor...(hoş bazı insanlar!!! içinde mangal yapıyor, tarrihi esermiş, koruma altındadymış kime ne...:-( anlamıyorum gerçekten...)
Birde ilkokul varmış eskiden şimdi otel olmuş... Dimitri okulun yapılması için tüm köy halkı ile birlikte çalışmış... Kovalarla su ve harç taşımışlar... Öyle basit bir okulda yapmamışlar...İçinde spor salonu, tiyatro sahnesi ve büyük iki salonu varmış... Ne yazık ki şimdilerde otel... Orası köy halkı için bir kültür merkezi olarak kalsaydı ne iyi olurdu oysa ki...
Kışın bu köyde toplam 5 kişi yaıyor...Yazları ise 80 hane...Köyün bir kilisesi var birde mezarlığı...
Zeytinli köy...
Adaya yakın köylerden birtanesi... Burada yerleşim diğer köylere oranla biraz daha fazla... Eski bir Rum evi restore edilirek butik otel yapılmış...
Meşhur dibek kahvesi de burada... Beşiktaşlı Hristo'nun yeride... Yeme içme bölümünde bunları detaylı anlatırım...
Tepeköye gelelim...
15 Ağustos ta şenikler bu köyde yapılıyor. Meryem anaya kurbanlar adak ediliyor. Pişirilen kurban suyuna keşkek yapılıyor ve herkese dağıtılıyor... Eğlence başlıyor ve herkes dans ediyor...(kavgasız, silahsız)...
Barba Yorgo'nun yeri de burada... Yemek çok lezettli...Pansiyon ve şarp evide var... Ben kırmızı şarabını denedim ve beğendim...
Dereköye gelelim...
Bu köy bir zamanlar Türkiyenin en büyük köyüymüş...1950 hane yaşıyormuş... Lisesi bile varrmış... Kızlar için yurdu...Kültür mekezi, vs.vs... Şimdi burada 50 hane yaşıyor... tamamen ter edilmiş bir görünümü var...İlk okuluda restaurant yapılmış!!! tabiki çalışmıyor... öylesine yapılmış ve terk edilmiş...
Yarın devam edecek...
Haritanın fotoğrafını direksiyonun üzerinde çektim.:-)
Şunu belirtmek istiyorum ki HARİTANIN ÜZEREİNDE YAZILI OLAN HERE YERE GİDİLMİŞTİR. Ada da ayak basılmadık yer kalmamıştır...!!!
Bir yere gidince o bölgenin yapmadan dönmeyinlerini okurum birde EN'lerini..
Gökçeada Türkiye'nn En rüzgarlı adası...En büyük adası...Dünyanın En çok su kaynağına sahip dördüncü büyük adası...Türkiye'nin En batı noktası (ince burun)...
Yapmadan yada yemdedn dönmeyin bölümünü kendim hazırladım yarın anlatırım, tabiki fotoğraflarla...
Gökçeadanın köyleri çok güzel... Kaleköy, eski bademli, zeytinli, tepeköy, dereköy bu köyler koruma altına alınmış. Eski bademli köyü adanın balkonu sayılıyor... kaleköyü, ovayı ve ege denizini buradan seyredebilirsiniz.
Bu köyü ben çok beğendim. Bilmiyorum neden...
Gittiğim her yerde şehre ait bir ruh ararım...Gökçeada da bu ruh vardı özelliklede bu köyde...
Köye yeni bademliden geçerek çıkıyosunuz. Yeni bademli iğrenç renklere sahip korkunç yapılardan oluşmuş bir yer... pansiyonların çoğuda bu köyde... Burayı geçerken çoğu zaman kafamızı çevirdik...Sonra yukarı tırmanan bir yol... Bir kaç kıvrım sonra bambaşka bir dünya...
Eski bademli...
Eski Bademli de ufak bir köy kahvesi var işletmecisinin ismi Dimitri...Dimitri İstanbul da çalıştktan sonra kendsini emekli yapmış ve doğduğu büyüdüğü köye dönmüş...Kahvenin önünde dut ağcı ve sarı renkli uzun iki tane bank var... Yazın kalabalık zamanda uzun muhabetler için...
Eski çamaşırhanenin önündeki çınar ağcı çok büyüktü... Fotoğraflardan anlaşılıyor mu bilmiyorum...Çamaşırhane şimdi kullanılmıyor...(hoş bazı insanlar!!! içinde mangal yapıyor, tarrihi esermiş, koruma altındadymış kime ne...:-( anlamıyorum gerçekten...)
Birde ilkokul varmış eskiden şimdi otel olmuş... Dimitri okulun yapılması için tüm köy halkı ile birlikte çalışmış... Kovalarla su ve harç taşımışlar... Öyle basit bir okulda yapmamışlar...İçinde spor salonu, tiyatro sahnesi ve büyük iki salonu varmış... Ne yazık ki şimdilerde otel... Orası köy halkı için bir kültür merkezi olarak kalsaydı ne iyi olurdu oysa ki...
Kışın bu köyde toplam 5 kişi yaıyor...Yazları ise 80 hane...Köyün bir kilisesi var birde mezarlığı...
Zeytinli köy...
Adaya yakın köylerden birtanesi... Burada yerleşim diğer köylere oranla biraz daha fazla... Eski bir Rum evi restore edilirek butik otel yapılmış...
Meşhur dibek kahvesi de burada... Beşiktaşlı Hristo'nun yeride... Yeme içme bölümünde bunları detaylı anlatırım...
Tepeköye gelelim...
15 Ağustos ta şenikler bu köyde yapılıyor. Meryem anaya kurbanlar adak ediliyor. Pişirilen kurban suyuna keşkek yapılıyor ve herkese dağıtılıyor... Eğlence başlıyor ve herkes dans ediyor...(kavgasız, silahsız)...
Barba Yorgo'nun yeri de burada... Yemek çok lezettli...Pansiyon ve şarp evide var... Ben kırmızı şarabını denedim ve beğendim...
Dereköye gelelim...
Bu köy bir zamanlar Türkiyenin en büyük köyüymüş...1950 hane yaşıyormuş... Lisesi bile varrmış... Kızlar için yurdu...Kültür mekezi, vs.vs... Şimdi burada 50 hane yaşıyor... tamamen ter edilmiş bir görünümü var...İlk okuluda restaurant yapılmış!!! tabiki çalışmıyor... öylesine yapılmış ve terk edilmiş...
Yarın devam edecek...
Thursday, October 11, 2007
Şeker Bayramı
Şeker bayramınız kutlu olsun... Şeker tadında güzel bir bayram geçirmenizi dilerim. Aile büyüklerinizin ellerini ve yüzlerini öpmeyi unutmayın...!!!
Geçen gün gazetedeki bir istatistik gözüme takıldı... Diyordu ki;
Aileniz varsa dünyadaki her 4.000.000 bir kişisiniz...Yani dünyadaki ender insanlardasınız...!!!
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Tarih'de 500 yıl önce neler olmuş diye merak ettim ve bakın neler buldum: 1500 World population 400 million. 1501 First flush toilets. 1...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.