skip to main |
skip to sidebar
Maşukiye, Kocaeli'nin güneydoğusunda, Sakarya sınırında yer alan küçük bir belde. Kuzeyinde, yılın neredeyse 8 ayı beyazlığını koruyan Kartepe, güneyinde masmavi Sapanca gölü var. Dağların ve gölün arası yemyeşil bir dokuya sahip. Kestane, meşe, fındık ve her türlü meyve ağacı oluşturuyor bu yemyeşil dokuyu. Gerçekten de, otobandan ayrılıp gişelerden Maşukiye'ye doğru ilerlerken, sadece 1 saat içinde nasıl olup da böylesine farklı bir yere geldiğinize inanamıyorsunuz.
Şebnem arkadaşım artık Maşukiyenin yerlisi sayıldığı için kahvaltı edilebilecek alternatif yer seçenekleri sundu. Naturland hoştu ama bizim istediğimiz yer değildi. Buyüzden, doğayla iç içe olabileceğimiz ve bizi yeterince şımartıcağına inandığımız klasik yerimiz olan Cansu Alabalık’a gittik. Kiremitte sucuklar mı desem, kiremitte ertime peynirlermi, kaşarlı mantar mı artık bilemiyorum. Kızarmış ekmek, patates kızartması, yağ, bal... vs. vs.. sayabildiklerim... (fotoğrafta sadece yerimden alkmadan önümdeki yeri çektim, koca ahşap masa tamamen doluydu efendim)... Kısacası yeterince şımartıldık burada... 4 saatlik kısa bir kahvaltıdan sonra yediklerimizin erimesi ve akşamüzeri yiyeceğimiz gözlemeye yer açılması için dağlara yürümeye karar verdik...
Yol sormak için durduk. Lord of the roots olarak kart bastırıan ve ağaç köklerinden çeşitli figürler yapan bir sanatçı bize 6 saatlik yumuşak bir parkur önerdi. Neyse söylenen güzergahta yürüyüşe başladık. İlk 5 dk’dan sonraki aramızda geçen konuşmalar...
Ş: “ Tabiki sıfır beden olmasına şaşmamak lazım, bir daha yolu şöyle 52 beden giyen birilerine soralım...!!!”
Ş: “ben bittim, mola istiyorum..”
A: “Dayanamayacağım kondisyon eksikliği bu olsa gerek.. nefes almam çok zorlaştı...”
A: “Şu asa bize yardımcı olacağa benzer...”
A: “hadi biraz daha yukarıya çıkalım...”
Ş: “Birniz şu köşeye kadar gitsin baksın orayı dönünce bir şey var mı...”
A: “Çıkalım yukarıya biraz daha..”
Ş “Parkur hafifledi...”
Ş: “Manzara nefis.. manzaranın görülebileceği en güzel nokta burası, iyiki Arzu pes etmemişin...”
Evet parkur 6 saatti ama biz bir saatlik bölümünü yaptık... Başka bir parkuruda araba ile yapmak için Kartepeye doğru yola çıktık... Size 2 mevsimi birden yaşadığıızı belirtmeden edemeyeceğim, çünkü aşağıda bahar vardı ama yukarı çıktıkça hava soğumaya başladı ve tepeden duran karlar.. resimler 16.04.2006 tarihinde çekilşmiştir efendim..
Neyse tepeye kadar çıktık.. Baktık bir şey yok yine klasik yerlerimizden biri olan Sunset’e indik. Manzara eşliğinde türk kahvemizi içtik ve aşağıya başka bir köye indik... Orada da minderlerin üzerine kurularak gözlememizi ve çayımızı içtik... Bir yemeli içmeli günü daha noktaladık...
Pages
Wednesday, April 19, 2006
Maşukiye-Sapanca
Maşukiye, Kocaeli'nin güneydoğusunda, Sakarya sınırında yer alan küçük bir belde. Kuzeyinde, yılın neredeyse 8 ayı beyazlığını koruyan Kartepe, güneyinde masmavi Sapanca gölü var. Dağların ve gölün arası yemyeşil bir dokuya sahip. Kestane, meşe, fındık ve her türlü meyve ağacı oluşturuyor bu yemyeşil dokuyu. Gerçekten de, otobandan ayrılıp gişelerden Maşukiye'ye doğru ilerlerken, sadece 1 saat içinde nasıl olup da böylesine farklı bir yere geldiğinize inanamıyorsunuz.
Şebnem arkadaşım artık Maşukiyenin yerlisi sayıldığı için kahvaltı edilebilecek alternatif yer seçenekleri sundu. Naturland hoştu ama bizim istediğimiz yer değildi. Buyüzden, doğayla iç içe olabileceğimiz ve bizi yeterince şımartıcağına inandığımız klasik yerimiz olan Cansu Alabalık’a gittik. Kiremitte sucuklar mı desem, kiremitte ertime peynirlermi, kaşarlı mantar mı artık bilemiyorum. Kızarmış ekmek, patates kızartması, yağ, bal... vs. vs.. sayabildiklerim... (fotoğrafta sadece yerimden alkmadan önümdeki yeri çektim, koca ahşap masa tamamen doluydu efendim)... Kısacası yeterince şımartıldık burada... 4 saatlik kısa bir kahvaltıdan sonra yediklerimizin erimesi ve akşamüzeri yiyeceğimiz gözlemeye yer açılması için dağlara yürümeye karar verdik...
Yol sormak için durduk. Lord of the roots olarak kart bastırıan ve ağaç köklerinden çeşitli figürler yapan bir sanatçı bize 6 saatlik yumuşak bir parkur önerdi. Neyse söylenen güzergahta yürüyüşe başladık. İlk 5 dk’dan sonraki aramızda geçen konuşmalar...
Ş: “ Tabiki sıfır beden olmasına şaşmamak lazım, bir daha yolu şöyle 52 beden giyen birilerine soralım...!!!”
Ş: “ben bittim, mola istiyorum..”
A: “Dayanamayacağım kondisyon eksikliği bu olsa gerek.. nefes almam çok zorlaştı...”
A: “Şu asa bize yardımcı olacağa benzer...”
A: “hadi biraz daha yukarıya çıkalım...”
Ş: “Birniz şu köşeye kadar gitsin baksın orayı dönünce bir şey var mı...”
A: “Çıkalım yukarıya biraz daha..”
Ş “Parkur hafifledi...”
Ş: “Manzara nefis.. manzaranın görülebileceği en güzel nokta burası, iyiki Arzu pes etmemişin...”
Evet parkur 6 saatti ama biz bir saatlik bölümünü yaptık... Başka bir parkuruda araba ile yapmak için Kartepeye doğru yola çıktık... Size 2 mevsimi birden yaşadığıızı belirtmeden edemeyeceğim, çünkü aşağıda bahar vardı ama yukarı çıktıkça hava soğumaya başladı ve tepeden duran karlar.. resimler 16.04.2006 tarihinde çekilşmiştir efendim..
Neyse tepeye kadar çıktık.. Baktık bir şey yok yine klasik yerlerimizden biri olan Sunset’e indik. Manzara eşliğinde türk kahvemizi içtik ve aşağıya başka bir köye indik... Orada da minderlerin üzerine kurularak gözlememizi ve çayımızı içtik... Bir yemeli içmeli günü daha noktaladık...
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
-
Yazın genelde hafta sonu pek dışarıya çıkmıyoruz...Çünkü her yer çok kalabalık, hava sıcak vb. diğer nedenlerimiz var...:-) Bu hafta sonu ha...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
April
(12)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (3.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (2.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (1.bölüm)
- Maşukiye-Sapanca
- Paskalya ve Sembolleri ve Paskalya Çöreği
- 2-3 saatlik haftasonu
- Ben Bunlarla Büyüdüm
- 2010 İstanbul- 108 sırada İstanbul
- Üniversite- düşler, düşünceler
- Bahar Yorgunluğu-Havadaki Virüsler
- Burgaz Ada-Panarmos-Pyrgos (Kale Burcu)
- Tophane-i Amire- Ernst Barlach
-
▼
April
(12)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment