skip to main |
skip to sidebar
Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyük Ada....vapurun arkasında yolculağa eşlik eden martılar...
Sezen Aksu’nun şarkısında söylediği gibi,
Ada vapuru yandan çarklı
Bayraklar donanmış caf caflı
Simitçi kahveci gazozcu
Şinanay da yavrum şinanay
Estirir de ada yeli estirir
Seni sevindirir beni kusturur
Lüküs kamarada kimler oturur
Şinanay da yavrum şina şinanay
şinanay da şinanay hopa şinanay
Müslümanı yahudisi urumu
İsporcusu ihtiyarı veremi
Kiminin saçı uçar kiminin eteği
Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanay da şinanay hopa şinanay
Pazar sabahı erkenden Burgaz ada’ya vardık. Henüz sezon açılmadığı için ada kalabalık değildi. Sadece evlerini havalandırmak yaza hazırlık yapmak için adanın yerlileri gelmişti. Kendimi bir bayram sabahında gibi hissettim. Herkes birbirine gülümseyerek, Rum aksanlarıyla “günaydın”, “hayırlı yazlar olsun”, diyordu. Umarım hayırlı ve bol kazançlı yaz mevsimi geçirirler. Çünkü uzun zamandır hiçbukadar kibar bir şekilde kahve sunulmamıştı bana, hemde bir kırathanede.
Ada turumuza, gemiden inince sol taraftan yukarı doğru tırmanarak başladık. Yukarıdan çektiğim bir iki fotoğrafı ekliyorum.
Toplam tur yaklaşık iki saat sürdü. Yukarıdan kaşık ve heybeli adanın görüntüsü hafif sisler içinde olağanüstü güzeldi, ormanın içinden geçtik, cennet yolundan aşağıya indik ve sahildeyiz. Kıskandırmak gibi olmasın ama, bahar güneşi ile pek bir bronz olmuşum!!! Buarada ikitane martı arkadaşım oldu. Onlara voltacı martılar ismini koydum.
Simitimden bir parça atıyordum biri kaparken, diğeri kafasını önüne eğiyor, gagasını göğüsüne yapıştırıyor ve sonra nefesini açarak kafasını yukarı doğru kaldırıyor ve avazı çıktığı kadar bağrıyordu...” sanıyorum martı dilinde, ama bu haksızlık bende istiyorum diyordu....”.
Tavla, kahve, çay ve gazete olayı dedik... keyifli dinlenme molasını bitirdikten sonra bu seferde sokakların içine doğru yürümeye başladık.
Sait Faik Abasıyanık’ın müzesine gittik ama kapalı olduğu için gezemedik....
Adada yaza hummalı bir hazırlık yapılıyordu, sokaklar doğalgaz için kazınmıştı. Yukarı doğru yürürken bu seferde yerli ada halkından bir bayan “kizim yol burda biter, boşuna gitmeyeniz, aşağıya doğru inesiniz” dedi, bizde sözünü dinledik aşağıya doğru yürüdük, yine bir noktada bayanla yollarımız kesişti, tam o sırada kocaman bir ağcın resmini çekiyordum ki, dediki: “tarihi çınar ağcıdır, 600 yaşında, koruma altına alınmadan önce içinde boyacı yaşardı...” eeee... aldığım bu ücretsiz ve değerli rehberlik hizmetinden sonra kendisine teşekkür ettim,vapura yetişmeye çalışmasaydı bir çay ısmarlamak isterdim ama belliki vapuru kaçırmak istemiyordu...
Sahildeki balık res.birinde oturduk ve güzelce balıklarımızı yedik. Dönüş yolunda güneşin gelme yönünü hesaplayarak vapurdaki yerimize kurulduk ve sabahtan kalma simitimizle martıları besleyerek yolculuğumuzu noktalandırdık...
Pages
Tuesday, April 4, 2006
Burgaz Ada-Panarmos-Pyrgos (Kale Burcu)
Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyük Ada....vapurun arkasında yolculağa eşlik eden martılar...
Sezen Aksu’nun şarkısında söylediği gibi,
Ada vapuru yandan çarklı
Bayraklar donanmış caf caflı
Simitçi kahveci gazozcu
Şinanay da yavrum şinanay
Estirir de ada yeli estirir
Seni sevindirir beni kusturur
Lüküs kamarada kimler oturur
Şinanay da yavrum şina şinanay
şinanay da şinanay hopa şinanay
Müslümanı yahudisi urumu
İsporcusu ihtiyarı veremi
Kiminin saçı uçar kiminin eteği
Şinanay da yavrum şina şinanay
Şinanay da şinanay hopa şinanay
Pazar sabahı erkenden Burgaz ada’ya vardık. Henüz sezon açılmadığı için ada kalabalık değildi. Sadece evlerini havalandırmak yaza hazırlık yapmak için adanın yerlileri gelmişti. Kendimi bir bayram sabahında gibi hissettim. Herkes birbirine gülümseyerek, Rum aksanlarıyla “günaydın”, “hayırlı yazlar olsun”, diyordu. Umarım hayırlı ve bol kazançlı yaz mevsimi geçirirler. Çünkü uzun zamandır hiçbukadar kibar bir şekilde kahve sunulmamıştı bana, hemde bir kırathanede.
Ada turumuza, gemiden inince sol taraftan yukarı doğru tırmanarak başladık. Yukarıdan çektiğim bir iki fotoğrafı ekliyorum.
Toplam tur yaklaşık iki saat sürdü. Yukarıdan kaşık ve heybeli adanın görüntüsü hafif sisler içinde olağanüstü güzeldi, ormanın içinden geçtik, cennet yolundan aşağıya indik ve sahildeyiz. Kıskandırmak gibi olmasın ama, bahar güneşi ile pek bir bronz olmuşum!!! Buarada ikitane martı arkadaşım oldu. Onlara voltacı martılar ismini koydum.
Simitimden bir parça atıyordum biri kaparken, diğeri kafasını önüne eğiyor, gagasını göğüsüne yapıştırıyor ve sonra nefesini açarak kafasını yukarı doğru kaldırıyor ve avazı çıktığı kadar bağrıyordu...” sanıyorum martı dilinde, ama bu haksızlık bende istiyorum diyordu....”.
Tavla, kahve, çay ve gazete olayı dedik... keyifli dinlenme molasını bitirdikten sonra bu seferde sokakların içine doğru yürümeye başladık.
Sait Faik Abasıyanık’ın müzesine gittik ama kapalı olduğu için gezemedik....
Adada yaza hummalı bir hazırlık yapılıyordu, sokaklar doğalgaz için kazınmıştı. Yukarı doğru yürürken bu seferde yerli ada halkından bir bayan “kizim yol burda biter, boşuna gitmeyeniz, aşağıya doğru inesiniz” dedi, bizde sözünü dinledik aşağıya doğru yürüdük, yine bir noktada bayanla yollarımız kesişti, tam o sırada kocaman bir ağcın resmini çekiyordum ki, dediki: “tarihi çınar ağcıdır, 600 yaşında, koruma altına alınmadan önce içinde boyacı yaşardı...” eeee... aldığım bu ücretsiz ve değerli rehberlik hizmetinden sonra kendisine teşekkür ettim,vapura yetişmeye çalışmasaydı bir çay ısmarlamak isterdim ama belliki vapuru kaçırmak istemiyordu...
Sahildeki balık res.birinde oturduk ve güzelce balıklarımızı yedik. Dönüş yolunda güneşin gelme yönünü hesaplayarak vapurdaki yerimize kurulduk ve sabahtan kalma simitimizle martıları besleyerek yolculuğumuzu noktalandırdık...
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Aşağıda görünen pasta tarafımdan çok özenle seçilmiştir!!! Binlerce pasta arasından bu pastaya hayran oldum...:-)) bu yazıda devam edecek......
-
Ortaokuldan beri yanıma kim oturursa otursun benimle hep konuşur...Hepte anlatacak bir dert bulurlar... Geçen gün taksideyim...Mutlaka konuş...
-
Arboretum kısaca canlı ağaç müzesi demek. Avrupa ve Amerika da özellikle orman fakültelerine ve bazende şehre ait arboretumlar görmeniz ...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Bu haftasonun en güzel olayı teyze olmamdı. Pazar günü Lale arkadaşım sayesinde teyze olmanın keyfini çıkardım. Efe 14.04.2007'de dünyay...
-
Dün biraz bahs ettmiştim... Atrium yolunda çektiğim fotoğraflardan... Bugün Zeynep'in sayfasında bahar dalı fotoğrafı gördüm...Çok güze...
-
Lviv'e nihayet geldik. Odessa ve Kiev den çok turistik. Artık yaptığım seyahatlerde şunu görüyorum, fazla turist alan yerler öz dokula...
-
Yazın genelde hafta sonu pek dışarıya çıkmıyoruz...Çünkü her yer çok kalabalık, hava sıcak vb. diğer nedenlerimiz var...:-) Bu hafta sonu ha...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
April
(12)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (3.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (2.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (1.bölüm)
- Maşukiye-Sapanca
- Paskalya ve Sembolleri ve Paskalya Çöreği
- 2-3 saatlik haftasonu
- Ben Bunlarla Büyüdüm
- 2010 İstanbul- 108 sırada İstanbul
- Üniversite- düşler, düşünceler
- Bahar Yorgunluğu-Havadaki Virüsler
- Burgaz Ada-Panarmos-Pyrgos (Kale Burcu)
- Tophane-i Amire- Ernst Barlach
-
▼
April
(12)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment