skip to main |
skip to sidebar
Cuma akşamı-Paella
Yeni bir yer daha keşfettik. Galata'da Anna isimli bir bayanın işlettiği İspanyol yemekleri yapan, Latin ve İngilizce ağırlıklı canlı müzik çalan, sevimli bir restaurant. Mekandan aklımda kalanlar, duvardaki renkli mozaikler, nefis müzik, rokfor soslu papates ve paella...
PAELLA
Paella aslında Valencia'ya ait bir yemek, sonradan geleneksel İspanyol yemeği olmuş.İsminide pişirildiği kaptan almış. İspanya'ya Romalılar kap kacağı getirmiş, Araplarda insanlık tarihinin temel besini olan pirinci.
Sanskrit lisanında "pa" içmek anlamında kullanıyormuş buda patera, patina ve patella da türetilmiş. Bunlarda çok amaçlı (kızartmak da dahil) mutfak gereclerine verilen admış.
Sözlüğe baktığım "patella" tava- "paella" da kızartma anlamında kullanılıyor. Endülüs'te Arapların hakim olduğu dönemde balıklı yapılan pirinç yemeği halkın özel kutlamalarında ve oruç zamanı yeniyormuş. Daha sonraları pirinç günlük hayata girmiş ve çeşitlendirilmiş. Ördek, tavuk, dana eti, sebze ile çeşitlendirilmiş ve değişik türlerde pişirlmeye başlanmış. 1840'larda bu yemek Valencia Paella olarak adlandırılmış. Daha sonralarıda İspanyolların vazgeçilmez geleneksel yemeklerinden biri olmuş.
Paella yuvarlak bir kapta ve ağzı kapatılmadan pişiriliyor. Eskiden insanlar bu yuvarlak kapta pişen paella'yı yine yuvarlak masanın ortasına koyarlarmış ve ellerinde ahşaptan çok özenle yapılmış yapılmış kaşıkları ile kendi önlerinde üçgen yapacak kadar yerlermiş. Daha sonrada masadaki herkes hep birlikte Paella'nın ortasını yermiş.
Paella'nın içinde neler mi var...
Pirinç, tereyağ, domates, zeytinyağ, biber, safran, deniz ürünleri (midye, karides, kalamar...), biberiye, su ve tuz.
Birgün yolunuz Madrid'te düşerse eğer, Barraca'da deniz ürünlü Paella'nın tadına bakın... Yada yolunuz İstanbula düşerse ozaman Galatadaki bu yere uğrayın, İspanyada tadacağınız kadar çok başarılı olmasada yinede değişiklik fena olmaz değilmi...
İkinci bölümde Ankaralı arkadaşlarım,Topkapı sarayı ve Sultanahmet maceralarımız var...
Pages
Tuesday, April 25, 2006
Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (1.bölüm)
Cuma akşamı-Paella
Yeni bir yer daha keşfettik. Galata'da Anna isimli bir bayanın işlettiği İspanyol yemekleri yapan, Latin ve İngilizce ağırlıklı canlı müzik çalan, sevimli bir restaurant. Mekandan aklımda kalanlar, duvardaki renkli mozaikler, nefis müzik, rokfor soslu papates ve paella...
PAELLA
Paella aslında Valencia'ya ait bir yemek, sonradan geleneksel İspanyol yemeği olmuş.İsminide pişirildiği kaptan almış. İspanya'ya Romalılar kap kacağı getirmiş, Araplarda insanlık tarihinin temel besini olan pirinci.
Sanskrit lisanında "pa" içmek anlamında kullanıyormuş buda patera, patina ve patella da türetilmiş. Bunlarda çok amaçlı (kızartmak da dahil) mutfak gereclerine verilen admış.
Sözlüğe baktığım "patella" tava- "paella" da kızartma anlamında kullanılıyor. Endülüs'te Arapların hakim olduğu dönemde balıklı yapılan pirinç yemeği halkın özel kutlamalarında ve oruç zamanı yeniyormuş. Daha sonraları pirinç günlük hayata girmiş ve çeşitlendirilmiş. Ördek, tavuk, dana eti, sebze ile çeşitlendirilmiş ve değişik türlerde pişirlmeye başlanmış. 1840'larda bu yemek Valencia Paella olarak adlandırılmış. Daha sonralarıda İspanyolların vazgeçilmez geleneksel yemeklerinden biri olmuş.
Paella yuvarlak bir kapta ve ağzı kapatılmadan pişiriliyor. Eskiden insanlar bu yuvarlak kapta pişen paella'yı yine yuvarlak masanın ortasına koyarlarmış ve ellerinde ahşaptan çok özenle yapılmış yapılmış kaşıkları ile kendi önlerinde üçgen yapacak kadar yerlermiş. Daha sonrada masadaki herkes hep birlikte Paella'nın ortasını yermiş.
Paella'nın içinde neler mi var...
Pirinç, tereyağ, domates, zeytinyağ, biber, safran, deniz ürünleri (midye, karides, kalamar...), biberiye, su ve tuz.
Birgün yolunuz Madrid'te düşerse eğer, Barraca'da deniz ürünlü Paella'nın tadına bakın... Yada yolunuz İstanbula düşerse ozaman Galatadaki bu yere uğrayın, İspanyada tadacağınız kadar çok başarılı olmasada yinede değişiklik fena olmaz değilmi...
İkinci bölümde Ankaralı arkadaşlarım,Topkapı sarayı ve Sultanahmet maceralarımız var...
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
-
Tarlabaşı bugün kentsel dönüşüm projesi altında yok ediliyor. Bu projelere bakmak için aşağıdaki linke girmeniz yeterli. http://www.tarlabas...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
April
(12)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (3.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (2.bölüm)
- Paella-Galata-Sultanahmet-Topkapı (1.bölüm)
- Maşukiye-Sapanca
- Paskalya ve Sembolleri ve Paskalya Çöreği
- 2-3 saatlik haftasonu
- Ben Bunlarla Büyüdüm
- 2010 İstanbul- 108 sırada İstanbul
- Üniversite- düşler, düşünceler
- Bahar Yorgunluğu-Havadaki Virüsler
- Burgaz Ada-Panarmos-Pyrgos (Kale Burcu)
- Tophane-i Amire- Ernst Barlach
-
▼
April
(12)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment