skip to main |
skip to sidebar
Belvedere Sarayında martıları buz pateni yaparken bıraktık ve Schönbrunn Sarayına doğru yol aldık. Sarayı görünce çok etkilenmedim. Ama bahçesi kış olmasına rağmen çok etkileyiciydi. Paris deki Versailles’ın bahçesini aratmıyordu. En az onun kadar büyüktü. Mevsimlerden bahar olsaydı karşılaştırmayı daha iyi yapabilirdim ama ne yazık ki toprak karların altındaydı ve ağaçlar da yazlıklarını giymemişti. Versailles’ın bahçesi için dünyada insan elliyle yaratılan ilk harika diyorlar!!! Doğrumudur bilmiyorum ama gerçekten uçsuz bucaksız bir bahçe ve her şey milim milim aynı ölçüde sıralanıyordu. Ağaçların kesiminden tutunda karelerdeki çiçeklerin sayısına kadar. Bahçenin ortasına yürümem tam bir saat sürmüştü. Schönbrunn’un bahçeside UNESCO’nun listesine 1996 yılında alınmış.
Sarayın içini gezmedik.Sabahın beşinden beri yolculuk yaptığımız için karnımız çok açtı ve bir an önce Avusturyalıların ünlü şinitzelini tatmak istiyorduk.
Bu amacımızada nihayet öğleden sonra dört gibi ulaşabildik. Viyana’ya gidip de Figlmüller’e uğramadan ve şinitzel yemeden gezinizi tamamlamış olmuyormuşsunuz. Bizde klasik olarak hemen kendimize bir şinitzel ısmarladık.
1905 yılından beri hizmet veriyorlamış. Minik bir pasajın içinde.İki bölmeden oluşuyor gibi, dışarıda sokağın içinde olan bölümün üstünü kış olduğu için kapatmışlardı. Biz burada oturmayı tercih ettik. Hem böylece sokakdan gelen geçen insanlarla daha samimi olabiliyorsunuz!!! İçerisinin de dekarasyonu fena değildi. Ahşap sıralar ve üzerinde menü’nün yazılı olduğu bir tahta vardı. Tabiki yoğun bir cigar ve bira kokusuda...
Şinitzel’in tabakdan taştığını söylemeden edemeyeceğim. Yanında dilerseniz patates püresi veya salata söyleyebiliyorunuz. House wine’larını tavsiye ederim. Zira aromatik tadıyla nefis gidiyor şinitzel’in yanında.
Devam edecek... Günün bitmesine az kaldı...!!!
Pages
Tuesday, January 17, 2006
Schönbrunn-09,01,2006
Belvedere Sarayında martıları buz pateni yaparken bıraktık ve Schönbrunn Sarayına doğru yol aldık. Sarayı görünce çok etkilenmedim. Ama bahçesi kış olmasına rağmen çok etkileyiciydi. Paris deki Versailles’ın bahçesini aratmıyordu. En az onun kadar büyüktü. Mevsimlerden bahar olsaydı karşılaştırmayı daha iyi yapabilirdim ama ne yazık ki toprak karların altındaydı ve ağaçlar da yazlıklarını giymemişti. Versailles’ın bahçesi için dünyada insan elliyle yaratılan ilk harika diyorlar!!! Doğrumudur bilmiyorum ama gerçekten uçsuz bucaksız bir bahçe ve her şey milim milim aynı ölçüde sıralanıyordu. Ağaçların kesiminden tutunda karelerdeki çiçeklerin sayısına kadar. Bahçenin ortasına yürümem tam bir saat sürmüştü. Schönbrunn’un bahçeside UNESCO’nun listesine 1996 yılında alınmış.
Sarayın içini gezmedik.Sabahın beşinden beri yolculuk yaptığımız için karnımız çok açtı ve bir an önce Avusturyalıların ünlü şinitzelini tatmak istiyorduk.
Bu amacımızada nihayet öğleden sonra dört gibi ulaşabildik. Viyana’ya gidip de Figlmüller’e uğramadan ve şinitzel yemeden gezinizi tamamlamış olmuyormuşsunuz. Bizde klasik olarak hemen kendimize bir şinitzel ısmarladık.
1905 yılından beri hizmet veriyorlamış. Minik bir pasajın içinde.İki bölmeden oluşuyor gibi, dışarıda sokağın içinde olan bölümün üstünü kış olduğu için kapatmışlardı. Biz burada oturmayı tercih ettik. Hem böylece sokakdan gelen geçen insanlarla daha samimi olabiliyorsunuz!!! İçerisinin de dekarasyonu fena değildi. Ahşap sıralar ve üzerinde menü’nün yazılı olduğu bir tahta vardı. Tabiki yoğun bir cigar ve bira kokusuda...
Şinitzel’in tabakdan taştığını söylemeden edemeyeceğim. Yanında dilerseniz patates püresi veya salata söyleyebiliyorunuz. House wine’larını tavsiye ederim. Zira aromatik tadıyla nefis gidiyor şinitzel’in yanında.
Devam edecek... Günün bitmesine az kaldı...!!!
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Düğün törenim tam istediğim gibiydi. Ailem, dostlarım ve arkadaşlarımla tam planladığım gibi gerçekleşti. Ahmet Altan geçen günkü bir yazısn...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Uzun zamanddır Bakırköyde yürümüyordum... Şöyle bir dolanayım dedim... Biraz nostaljik bir tur yaptık... Sinema 74'ün pasajı, Mudodan çı...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment