skip to main |
skip to sidebar
Çok stresli geçen bir günün ardından, altıda hemen kendimizi dışarı fırlattık ve yürümeye başladık. Şişli, Pangaltı, Harbiye, Taksim Meydanı, İstiklal Cad. derken birbaktık ki Tüneldeyiz. Bu güzergahlar ne zaman geçildi derken , bir baktık Asmalımescid deyiz. Yeni açılan yerlere göz gezdirdik, jazz çalan yerleri pas geçtik ve ilgili mahalden ayrıldık... Tünelde yolun sonunda bir set vardır. (Bilirmisiniz bilmem...!!!)
Setin üzerinde çekirdek çıtlayan çocuklara, “ne haber arkadaşlar nasılsınız” dedik, “onlarda iyiyiz siz nasılsınız dediler...” bu dialogdan sonra, bizde biraz ilerlerine oturduk, onların yüzü sarı ışıkla aydınlatılmış tarihi binaya ayakları boşluğa salanıyordu, bizim yüzümüde İstiklal Cad. dönük ayaklarımız arnavutkaldırımına basıyordu.
Hava şeker gibiydi, rüzgar o kadar ılık esiyordu ki, güzel bir bahar akşamı işte buna denir dedik ...
Çocukların konuşmasına kulak kabarttım, 1. çocuk “sence filimlerde en saçma sahne hangisi”, 2. Çocuk, “adamların çatılardan atlamaları ve yaralanmamaları”...
tam o sırada arkadaşım dediki, “onların büyüdükleri yere bak, hayatın içi”, birde bizim çocukluğumuz... Hakkikaten düşündümde kocaman yeşil bir arka bahçesi olan mahalle çocukluğumuz oldu, yakan top, istop, saklambaç, sek sek oynayarak ve annelerimizin baban geldi eve gel demeleri ile oyundan koparak geçirdik çocukluğumuzu... tam o sırada çoçuklar kalktılar ve bisikletlerine bindiler “iyi geceler” dediler... İşte dedik, olay budur.!!!
Neyse bunlarıda konuştuktan sonra yine yürümeye başladık bu seferde Taksime doğru, Çiçek Pasajına gelince durduk, ve ayaklarımız nedense bizi Nevizadeye götürdü. Bütün dışarıdaki masalar doluydu. Klasik yerimiz İmroz’da yer yoktu. Neyapalım dedik, bizde ikinci klasik yerimiz olan Boncuk’a gideriz. Orasıda doluydu ama kalkanklar olduğu için bekledik. Beklediğimiz masayıda, oturdukları yeri beğenmeyen 3 kişi bekliyormuş, dolayısıyla onların masasıda bize kalacaktı (hoş daha iyi yerdi)... Neyse 5 dk’lık beklemeden sonra bu 3 kişilik gruptan biri kendilerini tanıştırdı. Ben kardeş, bu ablam buda yiğenim.... Muhabetli 3’lü...!!! Kardeş olanı !!! “hava parası isteriz dedi”, bende, “öyle kolaymı, bürokratik engelleri geçmeniz lazım, sonra maliye bakanlığından onay alın vs.vs.” usandırdım 3’lüyü söylemlerimle... “vazgeçtik dediler...!!!”... Nihayet masaları bize kaldı...Masaya hemen kurulduk... Garson ne içersiniz dedi; sorulurmu dercesine bakarak “rakı” dedik. Yanında kavun, beyaz peynir ve salata eklerseniz de iyi olur.. . Oofffffffff.. offff..... Canım Rakımız geldi... Bardaklara kondu. Buzla güzelleştirildi ve işte o muhteşem an...!!! kokusu bile yetiyor adama...!!! Sonra tabla içinde soğuk meze çeşitleri, yoğurtlu semizotu, patlıcan közleme , fesleğenli mezgit bize uygun dedik...!!! kadeh tokuşması ve başlasın muhabet... “insan hakları!!!”, “kültür farklılıkları”, ve “medeniyet çatışmaları” derken, kalamar tavayıda aradan çıkardık....!!! Ufak rakımızda sona ermişti. Yanımızda Turist sandığımız, yabancı olupda , Türklerden çok Türk olan Fransız ve Güney Afrikalı vatandaşlara “neden buradasınız dedik...” “türkiyeyi çok seviyoruz dediler”... Neyse onlara insanların iş yaptıkları ve para kazandıkları her yeri severler, düşüncemi kabul ettirip geceyi noktalandırdık...
Arabayı otoparkda bırakarak !!!! evin yolun tuttuk. Sabahleyin, kola ve muz miğde temizliğinden sonra yeni bir güne merhaba diyorum :-)
Pages
Friday, March 24, 2006
Nevizade klasiği
Çok stresli geçen bir günün ardından, altıda hemen kendimizi dışarı fırlattık ve yürümeye başladık. Şişli, Pangaltı, Harbiye, Taksim Meydanı, İstiklal Cad. derken birbaktık ki Tüneldeyiz. Bu güzergahlar ne zaman geçildi derken , bir baktık Asmalımescid deyiz. Yeni açılan yerlere göz gezdirdik, jazz çalan yerleri pas geçtik ve ilgili mahalden ayrıldık... Tünelde yolun sonunda bir set vardır. (Bilirmisiniz bilmem...!!!)
Setin üzerinde çekirdek çıtlayan çocuklara, “ne haber arkadaşlar nasılsınız” dedik, “onlarda iyiyiz siz nasılsınız dediler...” bu dialogdan sonra, bizde biraz ilerlerine oturduk, onların yüzü sarı ışıkla aydınlatılmış tarihi binaya ayakları boşluğa salanıyordu, bizim yüzümüde İstiklal Cad. dönük ayaklarımız arnavutkaldırımına basıyordu.
Hava şeker gibiydi, rüzgar o kadar ılık esiyordu ki, güzel bir bahar akşamı işte buna denir dedik ...
Çocukların konuşmasına kulak kabarttım, 1. çocuk “sence filimlerde en saçma sahne hangisi”, 2. Çocuk, “adamların çatılardan atlamaları ve yaralanmamaları”...
tam o sırada arkadaşım dediki, “onların büyüdükleri yere bak, hayatın içi”, birde bizim çocukluğumuz... Hakkikaten düşündümde kocaman yeşil bir arka bahçesi olan mahalle çocukluğumuz oldu, yakan top, istop, saklambaç, sek sek oynayarak ve annelerimizin baban geldi eve gel demeleri ile oyundan koparak geçirdik çocukluğumuzu... tam o sırada çoçuklar kalktılar ve bisikletlerine bindiler “iyi geceler” dediler... İşte dedik, olay budur.!!!
Neyse bunlarıda konuştuktan sonra yine yürümeye başladık bu seferde Taksime doğru, Çiçek Pasajına gelince durduk, ve ayaklarımız nedense bizi Nevizadeye götürdü. Bütün dışarıdaki masalar doluydu. Klasik yerimiz İmroz’da yer yoktu. Neyapalım dedik, bizde ikinci klasik yerimiz olan Boncuk’a gideriz. Orasıda doluydu ama kalkanklar olduğu için bekledik. Beklediğimiz masayıda, oturdukları yeri beğenmeyen 3 kişi bekliyormuş, dolayısıyla onların masasıda bize kalacaktı (hoş daha iyi yerdi)... Neyse 5 dk’lık beklemeden sonra bu 3 kişilik gruptan biri kendilerini tanıştırdı. Ben kardeş, bu ablam buda yiğenim.... Muhabetli 3’lü...!!! Kardeş olanı !!! “hava parası isteriz dedi”, bende, “öyle kolaymı, bürokratik engelleri geçmeniz lazım, sonra maliye bakanlığından onay alın vs.vs.” usandırdım 3’lüyü söylemlerimle... “vazgeçtik dediler...!!!”... Nihayet masaları bize kaldı...Masaya hemen kurulduk... Garson ne içersiniz dedi; sorulurmu dercesine bakarak “rakı” dedik. Yanında kavun, beyaz peynir ve salata eklerseniz de iyi olur.. . Oofffffffff.. offff..... Canım Rakımız geldi... Bardaklara kondu. Buzla güzelleştirildi ve işte o muhteşem an...!!! kokusu bile yetiyor adama...!!! Sonra tabla içinde soğuk meze çeşitleri, yoğurtlu semizotu, patlıcan közleme , fesleğenli mezgit bize uygun dedik...!!! kadeh tokuşması ve başlasın muhabet... “insan hakları!!!”, “kültür farklılıkları”, ve “medeniyet çatışmaları” derken, kalamar tavayıda aradan çıkardık....!!! Ufak rakımızda sona ermişti. Yanımızda Turist sandığımız, yabancı olupda , Türklerden çok Türk olan Fransız ve Güney Afrikalı vatandaşlara “neden buradasınız dedik...” “türkiyeyi çok seviyoruz dediler”... Neyse onlara insanların iş yaptıkları ve para kazandıkları her yeri severler, düşüncemi kabul ettirip geceyi noktalandırdık...
Arabayı otoparkda bırakarak !!!! evin yolun tuttuk. Sabahleyin, kola ve muz miğde temizliğinden sonra yeni bir güne merhaba diyorum :-)
About
.
Search This Blog
About Me
Translate
Popular Posts
-
Bugün, sizlere iş yerimin bulunduğu Kurtuluş semtini anlatmak istiyorum. Aralık ayının başından itibaren caddeyi gören odamınkarşısındaki ...
-
aşağıdaki linke girerseniz, doğduğunuz ayı seçiyorsunuz sonrada gününü ve en son yıllara göre bir liste getiriyor oradan da doğduğunuz yıla ...
-
Çocukken annemle babam bizi akşamları boza içmeye vefaya götürürdü. Bazı akşamlarda boza diye bağıran seyyar satıcılardan alırdık. Yıllar ge...
-
Bektaşağa göleti bir mesire yeri. Araya Sinop hapishanesini ekledim ama öncesinde Bektaşağa göletinde nefis bir kahvaltı yaptık. Göletin et...
-
Zuhal Olcay’ın Tilbe Saran’ın birlikte oynadığı Nathalie, daha önce 2003’TE Fanny Ardant, Emmanuele Beart ile Gerard Depardieu'lü kadros...
-
Kız kulesi ve haakkındaki efsaneler: Kızkulesi'nin ulaşılmazlığı nedeniyle, insanlar onun içinde yaşanılanlar hakkında çok fazla bil...
-
Malabadi Köprüsü: Fatma ile Badi birbirlerini seviyorlarmış. Bir gün Fatma Badi’nin köyüne varmak için nehri geçerken boğulmuş. Badi de bun...
-
Evet berberin ismi minik berberdi. Yeşil olmasından dolayı ilgimi çekti. Bu arada müşterisi hangi saçını kestiriyordu pek anlayamadım...:-) ...
-
Kuzenlerimin çocukları...İlk fotoğraftaki sevgi kelebeği... Sürekli gülüyor...Ağzında da tiryakiler gibi hep birşey var...Adanada bebeklerin...
-
Tarlabaşı bugün kentsel dönüşüm projesi altında yok ediliyor. Bu projelere bakmak için aşağıdaki linke girmeniz yeterli. http://www.tarlabas...
Yasal Uyarı
Fotoğrafların korunması konusu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) m.84′de düzenlenmiştir. "Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
Fotoğrafların telif hakkı acupofcaffeine aittir. İzinsiz kullanımı durumunda her türlü yasal yola başvurulacaktır.
Blog Archive
-
▼
2006
(104)
-
▼
March
(19)
- Güneş Tutulması ile İlgili Efsaneler
- İstinye'de Tost-Tarabya'da Balık
- Bahar Linki
- Güneş Tutulması- Side Apollon Tapınağı
- Conquer the Crash
- Sanat Sınavı
- Nevizade klasiği
- Yerli Malı Yurdun Malı
- bahar gelsin artık
- ????????
- Kadınlar Resimler Öyküler
- İki Sergi
- Şarkılarım
- doğduğunuz gün hangi şarkı popülerdi
- Teşekkür-İstanbul Jazz Center-Parıldayan Kadehler
- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
- job stress
- Ebelendim
- meşguliyet
-
▼
March
(19)
geziyorum
Labels
- adalar (34)
- adana (1)
- akyaka (1)
- alaçatı (7)
- almanya (2)
- Amsterdam-Belçika (3)
- ankara (3)
- antakya (1)
- Antalya (10)
- assos (1)
- avusturya (9)
- ayvalık (4)
- baden baden (1)
- bafa gölü (2)
- batum (2)
- bodrum (1)
- bolu (2)
- bozcaada (3)
- bulgaristan (1)
- bursa (12)
- çatalca (7)
- çeşme (2)
- chios (4)
- Çıralı (5)
- colmar (1)
- cumalıkızık (1)
- cunda (5)
- dalyan (1)
- datça (7)
- doğu karadeniz (4)
- efes (1)
- eqisheim (1)
- fethiye (4)
- foça (3)
- Fransa (21)
- geziyorum (486)
- göcek (2)
- Gökçeada (6)
- gölyazı (2)
- greece (4)
- hiç. (1)
- iğneada (4)
- ispanya (11)
- ist (1)
- İstanbul (152)
- İstek-hikaye (2)
- italya (22)
- izmir (2)
- iznik (4)
- kapadokya (12)
- karadeniz (6)
- karagöl (1)
- kıbrıs (6)
- ku (1)
- kutlama (1)
- lavanta (1)
- likya yolu (5)
- linklerim (2)
- manyas (1)
- manyas kus cenneti (4)
- marmaris (1)
- okuyalım öğrenelim (27)
- ondan bundan birazda benden (351)
- pamukkale (1)
- polonezköy (3)
- Prag (3)
- romanya (1)
- safranbolu (3)
- sanatsal etkinliklerim (51)
- sapanca (1)
- Semtler (58)
- side (4)
- sinop (6)
- şirince (1)
- sofya (1)
- taraklı (2)
- tasarım (3)
- türkiye (181)
- uçmakdere (1)
- Ukrayna (9)
- urla (1)
- yalova (1)
- yaşam (14)
- yeme içme (1)
- yemeklerim (13)
- yunanistan (10)
sevdiklerim
mutfaktan nefis kokular geliyor
Yeni Eklenenler
Search this blog
Followers
Powered by Blogger.
Copyright (c) 2010 A CUP OF CAFFEINE. Design by WPThemes Expert
Blogger Templates, Grocery Coupons and Daily Fantasy Sports.
0 comments:
Post a Comment